Sera etkisi yaratan gazlar, yapılan araştırmalara göre kısmi olarak da olsa küresel ısınmanın yeryüzündeki etkisinin hayatı tehdit edecek düzeyde artmasının nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir ve yapılan çalışmaların en büyük amacı, bu tehditte karşı yeryüzünü koruma altına alabilmektir. Ancak bilim insanlarının Kyoto'yu "sorunun yalnızca yüzeyine temas edebiliyor" demelerine karşın yine de vazgeçilmez olarak kabul ettikleri bir gerçektir.

Kyoto Protokolü, 1992 yılında oluşturulmuş, 1992'de imzalanan bir çerçeve anlaşmada belirlenen ilkelere dayan Kyoto Protokolü maktadır.

KYOTO PROTOKOLÜ HEDEFLERİ NELERDİR?

Sera gazının etkisi ile yeryüzünü küresel ısınma tehdidi ile karşı karşıya bırakması, Kyoto protokolünün uluslararası alanda kabul görmesini sağlayan bir etkidir. Sanayileşmiş ülkelerde 1990 yılındaki salınım oranları, 2008 ile 2012 yılları arasında yüzde 5 oranında azaltmayı hedefleyen Kyoto protokolüne imza atan ülkeler, kendi özgün hedeflerini tutturmaya bir anlamda söz vermiş oluyor.  Buna göre Avrupa Birliği (AB) üyeleri yüzde 8 oranında, Japonya ise yüzde 5 oranında azaltılması beklenen ülkelerdir.

Anlaşma, sadece sera gazının azaltılmasına yönelik imzalanan bir protokol değildir. Aynı zamanda salınım oranı az olan ülkelerde ise tam tersine oranların yükseltilmesine de izin vermektedir.

KYOTO PROTOKOLÜ'NÜN YÜRÜRLÜK KAZANMASI NE ANLAMA GELİYOR?

16 Şubat 2005 tarihinden itibaren yasal olarak bağlayıcı nitelik kazanan Kyoto Protokolü’nün imzalanması, sera gazı salınımının azalmasını hedeflemektedir. En az 55 ülke tarafından imzalanması ve anlaşmaya imza atan ülkelerin daha çok dünya çapındaki salımların en az yüzde 55'inden sorumlu olan ülkelerin olması, anlaşmanın bağlayıcı olmasını etkilemiştir. Bir diğer anlamı ile Kyoto Protokolü’ne imza atan ülkeler OECD üyelerinden ve Sovyetler Birliği içinde yer alan dünyanın en zengin ülkeleridir.

KYOTO İYİ DURUMDA MI?

Protokol, ilkin ABD’nin destek vermemesi, daha sonra buna bağlı olarak Rusya’nın geri durması gibi bazı nedenlerden dolayı iyi yönde ilerlemedi. Ancak dünyanın iki büyük ülkesinin protokole imza atmasından sonra durumlar daha da düzelmeye başladı. İlk dönemlerde Kyoto Protokolü zor ayakta dursa da ikili ülkenin mutabık kalması sayesinde daha iyi bir duruma geldiği söylenebilir.

Editör: TE Bilişim