MSB'den Suriye ve İsrail Açıklaması: Kalıcı Ateşkes Çağrısı

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Eskişehir 1'inci Ana Jet Üs Komutanlığı'nda düzenlediği haftalık bilgilendirme toplantısında, Hava Kuvvetleri'nin 114'üncü kuruluş yıl dönümü, İstanbul'un Fethi'nin 572'nci yıl dönümü ve Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü'nü kutladı. Aktürk, terörle mücadele kapsamında son bir haftada sınırları yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 156 şahsın (6'sı terör örgütü mensubu) yakalandığını, 1184 şahsın ise engellendiğini açıkladı. 1 Ocak'tan bu yana 2335 kişi yakalanırken, 34811 kişi ise hudutu geçemeden engellendi. Ayrıca, Tel Rıfat'ta yaklaşık 132, Menbic'te ise 108 kilometre uzunluğundaki tünellerin imha edildiğini belirtti. Aktürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ikili ilişkiler ve uluslararası görevler kapsamında dünya barışına önemli katkılar sağladığını vurguladı.

Aktürk, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına tepki göstererek, Mescid-i Aksa'daki kışkırtıcı eylemleri ve Filistin halkına yönelik soykırımın sürdüğünü ifade etti. Filistin'deki can kayıplarının, hastanelerin yıkılmasının ve insanların açlıkla ölüme mahkum edilmesinin altını çizen Aktürk, uluslararası toplumu insancıl ve uluslararası hukuk ihlallerini önlemek ve kalıcı ateşkes sağlamak için sorumluluk almaya çağırdı. Konuşmasını, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm görevlerini büyük bir başarıyla yerine getirdiğine dair bir değerlendirmeyle sonlandırdı.

MSB kaynakları, Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak, DEAŞ ile mücadele için 5 ülke tarafından kurulan Harekat Merkezi'nin çalışmalarına ve 19 Mayıs'ta Suriye'de göreve başlayan Türkiye, Suriye ve Ürdün'den oluşan Koordinasyon Birimi'ne personel görevlendirilmesine değindi. Yeni Suriye yönetimi ile SDG arasındaki mutabakat sürecinin dikkatle takip edildiğini, Suriye'de barış ve huzurun tesisi için olumlu adımların desteklenmesi gerektiğini, ancak sürecin şeffaf ve kapsayıcı olması gerektiğini vurguladılar. Suriye'de tek silahlı yapının Suriye ordusu olması gerektiği ve SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonuna dair tutumlarının değişmediğini tekrar belirttiler. Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa Güvenlik Eylem Fonu (SAFE)'na dahil olmasıyla ilgili olarak, SAFE Tüzüğü'nün kabul edildiğini, ancak AB üyesi olmayan ülkeler için kısıtlayıcı tedbirler içerdiğini ve ülkenin savunma yetenekleriyle Avrupa güvenliğine önemli katkı sağlayabileceğini ifade ettiler.