O dönemde "İstanbul'un kilidi açıldı" başlığıyla verilen röportajında "Türk Boğazları Sözleşmesi"nin delindiğini ve yedi tepeli şehrin saldırıya açık hale getirildiğine dikkat çektiği için bazı faanatiklerin suni gündem oluşturmaya çalıştığını ifade eden Can, haberin gerçek halini sosyal medya hesabından paylaşarak tepkisini dile getirdi.

Can, paylaşımında "Proje 2011'de ve devamında 2016'yı da içine aldığı dönemde tüm denizciler tarafından ticari bir oluşum olarak görülüyordu. Nihai düşüncemiz de kanalla İstanbul'un değerinin artacağıydı.  Söz konusu röportajı okursanız benim çevrenin korunması için kanalın kapanıp açılabilen bir sistemle yapılmasını önerdiğimi de görebilirsiniz. Daha sonra kanalın teknik bakımdan ticari olarak kullanılamayacığıyla beraber yabancılara toprak satışı da eklenince projenin başındaki gibi olmadığını gördük ve tepkimizi koymaya başladık. Özellikle Kanal İstanbul'un Türk denizciler kırmızı çizgisi olan Türk Boğazları Sözleşmesi'ni tehlikeye atması düşünülemezdi. O günden beri de beni takip ediyorsanız net tavrımı gördüğünüzü tahmin ediyorum. Epeydir yazmak istiyordum. Yazınız fırsat oldu. Teşekkürler. Ancak başlıklarla düşünebilen ve şartlandırılmış tepkiden fazlasını üretemeyen fanatiklerin suni dalgaları Türk gemisini güvenli limana yanaştırmamızı engelleyemeyecek. Yenileceksiniz. Zafer bizim olacak!" dedi.

Editör: Yadigar Hanım