Sevgili Okuyucularım, ben şahsen 1969 seçimleri dahil yapılan tüm seçimleri bire bir takip eden bir kişiyim. Ancak hiçbir seçim döneminde böyle bir seçim dönemi geçirmedik. Özellikle de iktidar kanadının muhalefete salvoları bu kadar seviyesiz ve belden aşağı olmamıştı.

İktidar mensuplarına göre sanki seçimlere gitmiyoruz da savaşa gidiyoruz gibi bir ortam yaratmaya çalıştılar. Bakanın biri çıkıyor “Bu seçim işgalcilere karşı bir savaştır” diyor. Bir diğer bakan ise; “ 15 Temmuz askeri bir darbe girişimi idi, 14 Mayıs ise; Siyasi bir darbe olacaktır.” diyebiliyordu. İktidar mensupları kaybettiklerini hissettikleri için daha da hırçınlaştılar. Belki sokak kavgasında bile söylenmeyecek sözleri muhalefet mensuplarına karşı sarf edebiliyorlardı. Buna mukabil muhalefet ise itidali elden bırakmadılar, üsluplarını asla bozmadılar. Yapılan tüm kışkırtmalara karşı sessiz kalmayı tercih ettiler.

İktidarın tüm bu kışkırtma saldırıları ve kullanılan seviyesiz dilin sebebi 21 yıllık kazanımlarını bir anda kaybedeceklerinin verdiği korkunun sonucudur. 21 yıldır hiçbir denetime tabi olmadan yapılan ihaleler, elde edilen kazanımlar, yapılan pervasız harcamalar bir anda kesileceği ve hesap verme dönemi geleceğini düşündükleri zaman daha da hırçınlaştılar.

Az Kaldı…!

İki gün sonra bu harami düzenin sonu gelecektir. İktidar mensuplarının hırçınlıkları da zaten buradan kaynaklanıyor. Bu arada son anda Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilen Muharrem İnce haberi de gündeme bomba etkisi yaparak oturdu. İnce bu porno videonun montaj olduğunu anlatmaya çalıştı. Ama kabul etmese de Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilme ihtiyacı duymuştur. Bu gelişme ise; Meral Akşener’in iki büyük belediye başkanlarını sisteme dahil ederek Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini iki kat daha güçlendirdiği gibi, Muharrem İncenin adaylıktan çekilmesi Kılıçdaroğlu’nun elini bir kez daha güçlendirmiş oldu.

Bu seçimlerde temennim odur ki; öyle 1 veya 1.5 yüzde ile değil en az yüzde 5-6 puan farkla kazanmalarıdır. Eğer 1. Veya 1.5 farkla muhalefet kazanırsa YSK ne yapar eder seçimleri iptal etme yoluna gider. 2018 seçimlerinde 2.5 milyon mühürsüz oyları geçerli saydığı gibi, 31 Mart 2019 İstanbul seçimlerini iptal ettiği gibi yine bir usulsüzlüğe imza atabilirler diye endişe ediyorum. Kısaca bu seçimlerde teşebbüs etselerde oyları çalamıyacaklar ancak, en büyük endişem YSK’nın elindeki güçtür. Çünkü YSK kararları kesin ve itiraz hakkı yoktur. Bu nedenle yaptıkları her usulsüzlüğü mübah sayan bir zihniyete hakim durumdalar.

Her şeye rağmen ben Türk Milleti’nin hassas terazisine güveniyorum. “Taş atanlar değil, kalp işareti yapanlar kazanacaktır.”

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE, VE DİYEBİLENE