Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın "Yunanistan, Çin niye alfabesini değiştirmemiş? Demek ki gelişmenin alfabeyle alakası yokmuş" sözlerine tepki gösterdi. Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu'na konuşan Özdağ, "Beyefendi siyaset yapmak istiyorsa AKP'den siyasete girsin" yorumunu yaptı. Orhan Uğuroğlu’nun konuya ilişkin yazısı şöyle: Atatürk'e "Lanet" okunması, Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden olan "Harf" ve "Kıyafet" yasalarının Bilal Erdoğan tarafından eleştirilmesi ve Yeni Yaşam dergisinin "Hilafet" çağrısı yapmasını, AKP'de 10 yıl boyunca 3 dönem milletvekili olarak yapan Selçuk Özdağ değerlendirdi. "Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri ile sorunları var. Önce Cumhuriyete ve Atatürk'e karşı adımlar atıyorlar, sonra da gelen tepkiler üzerine çark ediyorlar" diyen Selçuk Özdağ, sorularımı yanıtladı: - Soru: Sayın Bilal Erdoğan'ın canlı yayında Atatürk inkılaplarından Harf ve Kıyafet yasalarını eleştirdi nasıl değerlendiriyorsunuz? Özdağ: "Bu tür martavalları okumak cehalet ürünüdür. Çin, Japon ve Rus alfabelerinden bahsedip neden Arap alfabesi istiyor? Türklerin kendi alfabesinin Çağatay alfabesi olduğunu dahi bilmiyor demek ki. Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunur mu? Beyefendi siyaset yapmak istiyorsa AKP'den siyasete girsin. Babasının ismi altında hangi sıfatla bu açıklamaları yapıyor? Deniyor ki Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi varisi, damadı Berat Albayrak'tır. Babadan damada geçecek bir yönetim tarzı arzu ediyorlar. O zaman daha doğrusu babadan oğula geçsin iktidarları… Beyefendiyi devletin valisi, milletvekilleri törenle karşılıyorlar gittiği her yerde. Ne sıfatı var? Cumhurbaşkanı oğlu olması devlet protokolünde ona ayrıcalık tanımaz ki… Mütevazı olsun, vatandaş Bilal olduğunu unutmasın. Madem o kadar Türkiye'yi düşünüyor, neden Amerika'da okudu? Kız kardeşleri türban yasağı nedeniyle yurt dışında okudular da Bilal beyefendi neden Türk okullarını tercih etmedi de Amerikan okulunu tercih etti? Orhan Bey, Osmanlı'da devirlere göre değişen kıyafetler var. Arap coğrafyasında giyilen kıyafetleri mi özlüyor? Buyursun giyinsin. Günümüzde isteyen istediği şekilde giyiniyor. Arap kıyafeti giyinince zengin mi olacağız? Avrupa Birliğine üye mi olacağız? İslam'da kıyafette bidat yoktur. Suret önemli değildir siret önemlidir, şekil değil ruh önemlidir. Bilal beyefendi zamanının ruhunu öğrensin ona özensin." - Soru: Hilafet isteyenler için ne düşünüyorsunuz? Özdağ: Hilafet istiyorlar çünkü Atatürk Cumhuriyetiyle hesaplaşmak istiyorlar. Bakın FETÖ'nün tüm okullarını tüm karşı tavrımıza rağmen İmam Hatip okulları olarak açıyorlar. Neden mesleki teknik okullara ağırlık verilmiyor? Milli bayramlarımızın törenlerini neredeyse kaldıracak duruma geldiler. Fethullah Gülen, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıydı. Okullarına Atatürk büstü koyar, Atatürk köşesi kurararak takiye yaparlardı… Neden hilafet çağrısı yapanlar hakkında savcılıklar harekete geçemedi? Neden suç duyurusunda bulunmuyor iktidar? Bunlar da takiye yapıyor, karşı gibi açıklama yapıyorlar… - Soru: Ömer Çelik, Cumhuriyete sahip çıkıyoruz diye açıklama yaptı. Özdağ: "Hangi Cumhuriyet? İran İslam Cumhuriyeti gibi mi? Suriye Arap Cumhuriyeti gibi mi? Çin Halk Cumhuriyeti gibi mi? Yoksa demokrasinin tüm kurallarının eksiksiz uygulandığı Fransa, İtalya hatta Finlandiya gibi cumhuriyet mi? Mesele laiklikten, demokrasiden taviz vermeden demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmektir. Tek adam rejimi ile kuvvetler ayrılığı rafa kaldırıldı. Meclis'in, "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" ilkesi sarayda tek adam tarafından kullanılır oldu." - Soru: Gelecek Partisi'nin teşkilatlanma çalışmaları ne durumda? Özdağ: "67 il, 310 ilçede Gelecek Partisi kuruldu. Çok yakında 81 il tamamlanacak. Ağustos sonu kongreleri de tamamlayacağız. Böylece Eylül başı büyük genel kurul toplantımızı Ankara'da yapacağız. Ancak AKP öyle bir baskı uyguluyor ki, insanlar destekliyor ama öne çıkmaya korkuyorlar… Hedefimiz büyük, iktidar olmak ve Türkiye'yi tekrar demokratik parlamenter rejime ama bu kez çok daha güçlü bir yapıya kavuşturmak. Baskılar karşısında yılmayacağız, millete verdiğimiz sözleri tutacağız…"