Sözcü’nün haberine göre, CHP eski milletvekilleri Namık Havutça 10 yıl, Fatma Hürriyet Kaplan ise 6 yıl önce müsilaj tehdidini Meclis gündemine taşıdı.

Her iki önerge de AKP tarafından reddedildi. O dönem önlem alınsa, Marmara ölmeyecekti.

Marmara'da başlayan ve Ege denizine doğru yayılan “Deniz salyası-müsilaj” tehlikesine karşı CHP milletvekillerinin yıllar önce araştırma önergeleri verip tehlikeye dikkat çektikleri ancak iktidarın ciddiye almadığı ortaya çıktı. Eski Balıkesir milletvekili Namık Havutça'nın 2011, eski Kocaeli Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan'ın ise 2016'da Marmara'daki kirliliğe karşı önlem alınması yönünde TBMM Başkanlığı'na sundukları önergeler, AKP tarafından reddedildi.

TEHLİKEYİ TEK TEK SAYDI

Havutça ve arkadaşları tarafından 2011'de verilen araştırma önergesinde, giderek büyüyen tehlikeye şöyle dikkat çekmişti:

“Balıkesir, Bursa, Çanakkale, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova illerimizin kıyılarının bulunduğu Marmara Denizi hem kara (evsel atıklar, endüstriyel deşarjlar, nehirlerden kaynaklanan kirlenme) hem de deniz kökenli (ulaşımdan kaynaklanan) yoğun bir kirlenme yaşamaktadır. Araştırmalar, Marmara Denizi'ndeki çok türlülük sadece 1-2 canlı türüne kadar düşmüştür. Oksijen yer yer sıfır değerlere yaklaşıyor, yüzlerce balık türü yok oluyor.”

Halen İzmit Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Fatma Hürriyet Kaplan da 25. dönem milletvekilliği sırasında, 2016'da Marmara'daki kirlilikle ilgili araştırma önergesinde şu uyarılarda bulunmuştu. “Marmara Denizi'nde ve özellikle İzmit Körfezi'nde 20 yılda görülen alg patlamasının artık yılda dört defa görülmesi denizin dengesinin bozulduğunu da açık açık göstermektedir. Kirazlıyalı Sahili'nde denizin kirliliğine dayanamayan balıklar ölerek sahile vurmaya başladı. Gölcük ve Başiskele sahillerinde, toplu balık ölümleri görüldü. İzmit Körfezi'nde yaşanan kirliliğin Marmara Denizi'nin tamamını etkileyebileceği düşünüldüğünden ötürü meydana gelen kirlilik olayları için Meclis Araştırma Komisyonu açılmalı.”

DÜNDEN BUGÜNE…

Havutça'nın 2011, Kaplan'ın 2016'da Marmara Denizi ile ilgili verdiği ve AKP tarafından reddedilen önergelerinden sonra şu değişiklikler yaşandı:

– Marmara Denizi geçen yılın sonundan bu yana su yüzeyini ve derinlerini saran ve müsilaj tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

– Dönemin bakanlarından, AKP Milletvekili Veysel Eroğlu; azot ve fosfor konsantrasyonunun artması neticesinde Marmara Denizi'nde alg patlaması yaşandığını belirtti.

– Marmara Denizi'ndeki kirlilik tüm yönleriyle araştırılsın diyen Namık Havutça'nın önergesinin üzerinden 10 yıl, Fatma Hürriyet Kaplan önergesinin üzerinden 5 yıl geçti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Marmara Denizi 5 yılda eski haline dönebilir” dedi. Yani meclis Marmara'daki kirliliği o dönem araştırsaydı, 5 yılda ancak çözülecek müsilaj tehdidi ortaya çıkmadan kaldırılmış olacaktı.

Çanakkale Boğazı'nda müsilaj temizleme çalışmaları durmaksızın sürdürülüyor.

Müteahhitlere ve Katar'a yeni kazanç kapısı açılacak

Marmara'daki müsilaj felaketi üzerine Çevre Bakanlığı tarafından ilan edilen eylem planında yer alan bazı maddelerin asıl hedefinin, iktidar yanlısı müteahhitlere ve Su Anlaşması imzalanan Katar'a yeni kazanç kapısı açmak olduğu iddia edildi. CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, şunları söyledi:

“Eylem Planı'nın 7'nci maddesi arıtılmış atık suların, yeniden kullanımının artırılmasını içermektedir. Katar ile imzalanan anlaşma ile 7. madde örtüşmektedir. Katar, deniz suyunu arıtıp şehir şebekelerinde kullanıma verdikten sonra, bu atık suların tekrar arıtılması ile su gereksiniminin büyük bölümünü karşılamaktadır. Katar'ın benzer tesisleri Türkiye'de kurması anlaşmanın amaçları arasındadır. Muhtemelen Marmara ve Ege sahilleri Katar sermayesi ve fonlarıyla, iktidara yakın müteahhitlerin ortaklaşa kuracağı deniz suyu arıtma, atık su arıtma ve şehir şebekelerine kullanma suyu sağlama tesislerine tahsis edilecektir.”

Editör: TE Bilişim