Gündem o kadar yoğun ki 1 Haziran’ da Resmî Gazete’ de yayınlanan Danıştay’ ın yolluk kararları gözden kaçtı. Tam 120 sayfa, 24 çarpıcı karar var. 

657 sayılı DMK’ nin geçici 4. maddesi uyarınca çalışan sözleşmeli öğretmenlerin KPSS puanıyla veya özür grubuna bağlı yer değişikliklerinde taraf olmadıkları 6245 sayılı Harcırah Kanunu’ na, 7201 sayılı kanuna, Danıştay II. Dairesi’ nin 28.02.2011’ de yürütmesini durdurduğu 2006/58 sayılı MEB genelgesinin ’’Sözleşmeli öğretmenlere yolluk ödenmeyecektir.’’ şeklindeki 11. maddesine dayanılarak, bildiğiniz üzre, sözleşmeli öğretmenlere sürekli görev yolluğu ödenmiyordu. (Zaten sözleşmeli statüde atanmış öğretmen arkadaşlarımızın da önceliği kadrolu atanmak olduğu için yolluk o süreçte ikinci planda kaldı. Ancak daha sonradan anlaşıldı ki büyük bir mağduriyet yaşanmış.)

Muhtemelen aklınıza şu soru geldi: Danıştay ya da diğer İdare Mahkemeleri, yollukla ilgili yüzlerce olumlu/ olumsuz karara imza atıyor. Danıştay’ ın 24 yolluk kararı Resmî Gazete’ de neden yayınlansın? Haber dosyamızın hazırlanma amacı da bu zaten. Danıştay, yolluklar üzerine önemli kararlar verdi. Bundan sonra yerel mahkemeler Danıştay’ ın 1 Haziran’ da Resmî Gazete’ de yayınladığı kararlara uymak zorunda. Şöyle ki:

İlk önce olayı adım adım görelim: 

1-) 25.02.2009’ da öğretmenimiz, Yozgat’ ta sözleşmeli statüde çalışırken Kars’ a kadrolu olarak atanıyor.

2-) 13.3.2009’ da yeni okulunda kadrolu olarak göreve başlıyor.

3-) 19.01.2012’ de okuluna yolluk talebine ilişkin dilekçe veriyor.

4-) 25.01.2012’ de dilekçesi reddolunuyor.

5-) 27.02.2012’ de Erzurum 1. İdare Mahkemesi’ ne dava açıyor.

6-) 13.06.2012’ de Erzurum 1. İdare Mahkemesi davayı süre aşımı sebebiyle esastan görüşmeden düşürüyor. (yani reddediyor)

7-) 07.09.2012’ de Erzurum Bölge İdare Mahkemesi, İdare Mahkeme’ nin kararını onuyor.

8-) 14.12.2012’ de Erzurum Bölge İdare Mahkemesi, karar düzeltme yoluyla kararı tekrar onayıp kesinleştiriyor.

Erzurum 1. İdare ve Bölge İdare Mahkemesi 2577 sayılı kanunun ’’Dava açma süresi, Danıştay ve İdare Mahkemeleri’ nde altmış gündür.’’ şeklinde ifadesi bulunan 7. maddesine istinaden yolluk talebini reddetmiştir. Çünkü öğretmen arkadaşımız 13.03.2009’ da kadrolu olarak yeni okulunda göreve başladıktan tam 34 ay 6 gün sonra 19.01.2012’ de yolluk istemiyle okuluna dilekçe veriyor. Dolayısıyla İdare Mahkeme, itiraz süresinin 2577/7’ de 60 gün olması sebebiyle süre aşımına uğradığı gerekçesiyle davayı bozuyor.

İdare Mahkemesi, davanın süre aşımına uğramaması için öğretmenin kadrolu göreve başladığı 13.03.2009’ dan itibaren 60 gün içinde okuluna yolluk mağduriyetiyle ilgili itiraz/talep dilekçesi vermesi gerektiğine hükmediyor. Öğretmenin yolluk itiraz/talep dilekçesini okuluna en geç 60 gün sonra yani 12.05.2009’ a kadar vermesi halinde davanın esastan görüşülebileceği kararına varıyor.

2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’ nun 51. maddesi Danıştay Başsavcılarına Bölge İdare Mahkemeleri’ nde kesinleşen ancak niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonuç ifade eden kararları temyize götürme hakkı tanımaktadır. Bu yetkiye istinaden Danıştay Başsavcısı, Erzurum 1. İdare ve Bölge İdare Mahkemesi’ nde toplam 3 (üç) defa reddedilen yolluk talebini Danıştay II. Dairesi’ ne temyiz maksadıyla taşımıştır.

Davayı görüşen Danıştay II. Dairesi, süre aşımı yönünden bozulan davayla ilgili olarak idarî uyuşmazlıklarda cevabın tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılabileceğini belirten 2577/10’ a göre değerlendirmiştir. Öğretmenin 19.01.2012’ de okula verdiği yolluk itiraz/talep dilekçesine cevap 25.01.2012’ de gelmiştir. Aynı gün tebliğ edilen cevabî yazıdan itibaren 60 gün içinde dava açılmasına hükmetmiştir. Öğretmen arkadaşımızın davası ise 33 gün sonra 27.02.2012’ de açılmıştır. Dolayısıyla Danıştay II. Dairesi’ ne göre dava, talebin reddini takip eden 60 günlük sürenin 33. gününde açıldığı için davanın süre aşımına uğraması söz konusu değildir. Danıştay II. Dairesi, dava açmak için süreyi 2577/10’ a göre idarî uyuşmazlık neticesinde dilekçe yoluyla yapılan başvurunun reddinin tebliğ edildiği günden başlatmıştır. Yani dilekçenin İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünce reddolunarak öğretmen tebliğ edildiği gün, dava açmak için 2577/10’ da öngörülen 60 günlük sürenin ilk günü olarak değerlendirilmiştir. Danıştay II. Dairesi, Erzurum 1. İdare ve Bölge İdare Mahkemesi’ nin mağduriyetinin oluştuğu günden itibaren dava açmak için 60 günlük sürenin başladığı yönünde verdiği kararları bozmuştur. (Aslında 1 Haziran kararlarına yabancı değiliz. 28.09.2012 ve 12.08.2013’ te Danıştay benzer kararlar vererek zamanaşımı sorununa parmak basmıştı.)

TCK’ nin 4. maddesinde kanunları bilmemenin mazeret sayılmadığı belirtilmiştir. Ancak ikinci sınıf öğretmen olarak emek sömürüsü düzeni içinde çalıştırılan sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımızın 1954’ te çıkartılan 6245 Harcırah Kanunu’ nu, 1959’ da çıkartılan 7201 sayılı kanunu, 1982’ de çıkartılan 2577 sayılı kanunu, 2006/58 sayılı MEB Genelgesi’ ni bilmesini beklemeliyiz. 

Danıştay; kararlarıyla zamanaşımı süresini çözdü ancak anayasal anlamda zamanaşımı tehlikesi devam ediyor. 2014’ teyiz; 2009’ dan önce herhangi bir nedene bağlı yer değişikliği yapmış sözleşmeli öğretmenlerin yolluk taleplerine ilişkin itiraz hakları, 5 yıllık süre dolduğu için düştü. Şu an sadece 2009 yaz dönemi ve sonrasından 632 sayılı KHK yayınlanıncaya kadar yer değişikliği yapmış 4-B’ li öğretmenler, yolluk talebiyle dava açabilirler.

Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı