Fethullah Gülen'in geçtiğimiz gün yaptığı bir açıklama gündem yaratmıştı. Gülen 'yüksek bir zatı' bir hayat kadını ile birlikte olurken görüntülenmekten kurtardığını söylemişti. 

Haliyle bu konuda akıllara pek çok soru takıldı. Soruların başında ise 'kim bu yüksek zat' sorusu bulunuyor. 

Radikal Gazetesi yazarı Oral Çalışlar bugün 'o yüksek zat' ile ilgili açıklamaya takılmış ve Gülen, 'mesaj mı gönderiyor' yorumunda bulunmuş.


GÜLEN NE DEMİŞTİ?

“Bir büyük zat, bir dönemde... Bana seneler evvel bir telefon geldi. Dediler ki nefsine uyarak bir yerde bir tane alüfte (hayat kadını) ile buluşmaya gidiyor ve aynı zamanda birilerinin de komplosu da söz konusu olabilir. Gece yarısı Türkiye’de onu tanıyan bir arkadaşa telefon ettim. Kalk dedim, evine koş git, oraya gitmesin katiyen, hem kendisi o masiyete girmesin hem de hafazanallah bir komplo meselesi ise şayet günümüzde geldiği noktaya gelemezdi, gelemez dedim. 

Ve o mevzudaki telefon sabit. Kendisine ricada bulunduğum o zat da hayatta, ama ben bugüne kadar o meseleyi kimseye açmadım. Bize düşen şey odur, ayıbını yüzüne vurmama. 

Ama belki de öyle birisi, benim öyle bir ayıbını bildiğimden dolayı şimdilerde homurdanıyorsa şayet, keşke benim ayıbımı bilen bu insan nalları dikse gitse de ayıbımı bilen kimse olmasa... Mümin olarak bizim karakterimiz buydu, bu mevzuda belki on tane hadise sayabilirim.”

 

İşte Oral Çalışlar'ın yorumu ve yönelttiği sorular;

1- “Ben bugüne kadar o meseleyi kimseye açmadım” diyen Fethullah Hoca, o ‘büyük zat’a bir şeyleri hatırlatmış ve bir anlamda ona bir mesaj göndermiş olmuyor mu? 

Bu sözlerden “Elimde belgeler var, ona göre” diyenler, bu sonucu çıkaranlar kaçınılmaz şekilde olacaktır.

2- Amerika’da yaşayan bir din adamına, ‘bir büyük zat’ın bir kadınla buluşmaya gitmesi haberini gece yarısı kim veriyor, vermek gereğini duyuyor? Bu ‘haberleşme’, anlatılan buluşmadan çok daha ilginç değil mi?

3 Hoca, “Bu mevzuda belki on tane hadise sayabilirim” derken neyi ima ediyor?

4 -Tabii, konuşmaları yorumlayanlar, işi daha da genişletiyor, Deniz Baykal’ın ve MHP’li milletvekillerinin siyaset dışına itilmesine neden olan kasetleri gündeme getirerek imalarda bulunuyorlar. “Hoca keşke Deniz Bay-kal’ı da kurtarsaydı” yazıları yazılıyor.

5 Kaset tartışmalarının sosyal medyada tavan yaptığı günlerde, ‘hükümet-cemaat gerilimi’nin tırmandığı koşullarda, Fethullah Hoca’nın bu öyküleri anlatmasının, ‘AK Parti’nin üst düzey yönetimine mesaj’ olarak algılanması kaçınılmaz değil mi?

6 Fethullah Hoca’nın açıklamalarını kendi sesinden dinlerken insan üzülüyor.

İki taraf arasındaki gerginlik, bizim beklediğimizden daha sert, çatışmalı, garip, hatta akıl ötesi boyutlara geçiyor sanki... Herkesin elindekini masaya koyduğu ve oyunun kuralsızlaştığı, hatta alıştığımız mantık normlarının terk edildiği bir zemindeyiz.

Editör: TE Bilişim