Ankara’da yaşayan 68 yaşındaki Seher E. çöpten plastik toplayarak yaşamını sürdürmeye çalıştığını anlattı. Seher E. önceden pazardan artık topladığını anlatarak “Eğer elimi çöpe sokup plastik toplamazsam bir gün gecekonduda ölümü bulurlar” dedi.

Koronavirüs salgını sürecinde yandaş şirketlere çeşitli istisnalar sunan, vergi borçlarını erteleyen ve patronlara ayrı ayrı destek ödemesi yapan iktidarın açlığa terk ettiği yurttaşlar, genç, yaşlı demeden çöplerden topladıklarıyla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.

Ankara’nın Mamak ilçesinde, 68 yaşındaki Seher E., her gün Şahintepe, Şirintepe, Tuzluçayır, Misket ve Fahri Korutürk Mahalleleri’nde kilometrelerce yol yürüyerek çöplerden plastik topladığını anlattı. Şirintepe Mahallesi’ndeki gecekondusunda tek başına yaşamını sürdürmeye çalıştığını söyleyen Seher E., “Eşim yıllar önce yurt dışına çalışmaya diye gitti bir daha gelmedi. İki çocuğumu görmeyeli de çok oldu. Yalnız kaldığım günden bu zamana kadar komşuların, belediyelerin yardımıyla yaşıyordum. Elim çok iş tutmuyor. Bu yüzden çalışamıyordum. Benden geçti artık diye düşünüyordum” dedi.

BirGün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre, salgın hastalığın ardından yardımların da kesildiğini söyleyen Seher E. yaşadıklarını şöyle anlattı: “Hastalıktan önce yardım edenler oluyordu. Şimdi herkes kendi derdine düştü. Haftada bir kapım çalarsa iyi. Bizim mahallede gecekonduları ya yıktılar ya da yıkmak üzereler. Eski komşuluklar kalmadı. Havalar soğukken yakacak yardımı yaptılar. Kaymakamlıktan da bir kere bin lira yardım aldım. Onun dışında yardım da alamadım. Başımdaki örtüyü maske yapıp geziyorum. Eski bir sobam var. Bir gün yoldan geçen bir gençten yardım istedim. Arkadaşlarını çağırdı, sobayı kurdular. Yoksa soğukta kalacaktım.”

İKİ GÜNDE 10-20 TL KAZANIYORUM

Bir gün motoruyla plastik toplayan birini gördüm. Ona, ‘Ben de toplarsam benden satın alır mısın’ diye sordum. ‘Tamam’ deyince toplamaya başladım. Kimseden utanmıyorum. Polisler ceza yazmasın diye de başımdaki örtüyü maske yapıyorum. Günde hiç olmazsa 50-60 çöp kovasını karıştırıyorum. Bozulmamış su şişeleri bulursam daha çok para ediyor. O yüzden en çok onları topluyorum. Sonra iki günde bir gelen motorcuya veriyorum onları. O da iki gün için 10-20 lira arası bir şey veriyor. O parayla da sadece elektrik faturası ödüyorum bir de kursağımdan bir şeyler geçiyor. Gecekondumun suyu yok. Onu cami çeşmelerinden sağ olsun benim için dolduruyorlar. Yakacak alamıyorum. Topladığım odunları, kartonları yakıyorum. Eskiden pazarlardan yiyecek topluyordum. Pazarcılar vermiyordu ama gece gittiklerinde topluyordum. Şimdi orası da kalabalık. Bana sıra gelmiyor. Herkesin durumu kötü. Benim gücüm yok artık yiyecek toplamaya.

Aşımı da olmadım. Nasıl olayım? Her gün sokaktayım. Sokağa çıkmadığım gün yok. Yasak varken de sokağa çıkıyorum. Polisler, bekçiler beni gördüklerinde yanıma gelmiyorlar. Para isterim sanıyor olabilirler. Kimseden artık bir şey beklemiyorum. Arada halime acıyanlar, beni çöplerin yanında görenler evlerinden kıyafet, çorap veriyorlar sağ olsunlar. Ama eğer ben elimi bu çöplere sokup plastik toplamazsam gecekondumda ölümü bulurlar. Ölene kadar bu işi yapacağım.”

Editör: TE Bilişim