Ahmet Hakan yazısında "Bir şey talep edildiğinde anında telefonu eline alıp o talebi yerine getirmek için sağa sola telefon açardı. Hatta bu özelliği başına dert de oldu ömrünün son deminde." ifade etti.

Hakan, "Korona olduğunu bile bilmiyorduk! Koronadan vefat ettiğini duyunca fazlasıyla şaşırmam bu yüzden herhalde. 65 yaşındaymış Burhan Hoca... Vay be! Hiç de çok yaşlı değilmiş. Oysa ben kendimi bildim bileli onun epey yaş almış olduğunu düşünürdüm. Falanca benim talebem, filanca benim talebem” deyip durmasının bu yaşlılık imajında bir etkisi var mıydı? Bilemiyorum. Yüz yüze hiç tanıştınız mı kendisiyle? Pamuk gibi bir adamdı. Sohbeti tatlıydı. Kamer Genç’le şakalaşmalarını anlatmaya doyamazdı. Hep dikkatimi çekmiştir: Burhan Hoca ne zaman gülse, yüzü bir çocuğun yüzü gibi olurdu. Gülünce çocuklaşırdı." ifadesini kullandı. 

Hakan yazısında şunları kaydetti: 

"Bir şey talep edildiğinde anında telefonu eline alıp o talebi yerine getirmek için sağa sola telefon açardı. Hatta bu özelliği başına dert de oldu ömrünün son deminde. Bakan olamayışını mesele edip de bunu dışa vuran ilk ve tek siyasetçi oydu. Bu yönü nedense bana samimiyetinin bir göstergesiymiş gelirdi. Sosyal medyaya dadandı bir ara... Orada biraz fazla hırt bir tutum alıyordu. Bu nedenle kişiliğinden farklı bir portre çıktı ortaya. Keşke uzak dursaydı o alandan.Başkanlık sisteminin hastasıydı. Yeni değildi bu hastalık. Ta Özal’dan, Demirel’den beri bunu istiyordu. Sonunda muradına erdi. Çok yazdım Burhan Hoca’yı... Olumlu, olumsuz. Bazen kızdı, bazen memnun oldu. Ama hiçbir zaman küsmedi bana... Allah gani gani rahmet eylesin Hoca’ya..."

Editör: TE Bilişim