Habere göre Anadolu yakasında bir huzurevi sahibi, huzurevindeki açığı kapatmak için Beykoz imamlarından yardım istemiş. İstediği yardım ise, vatandaşa anne babalarını huzurevine göndermeleri tavsiyesi.

Zeki Sayın’ın başkanlığını yürüttüğü İstanbul Huzur Hastanesi ve Dinlenme Evleri Vakfı, Polonezköy’deyeni adıyla “dinlenme evi” denilen huzurevi açmış. Aylık konaklama ücreti 2500 lira olan huzuerevinin 63 kişilik kapasitesi 100’e tanmamalamakisteyen Zeki Sayın, Beykoz imamlarını toplayarak vaazlalrında huzurevi tavsiyesinde bulunmalarını istemiş.

Dinimize ve geleneğimize uymayan bu rezalete Diyanetin ne diyeceğini merak ediyoruz?

 Haberin tamamı, köşeyazısı olarak şöyle:

“Yaşlı ana-baba huzurevine gitsin’ vaazını benimseyen olur mu?

ZEKİ Sayın’ın başkanlığını yürüttüğü İstanbul Huzur Hastanesi ve Dinlenme Evleri Vakfı, İstanbul Altunizade’de geçmişte Marmara Üniversitesi’nin kullandığı bina ve arsasını 5-6 yıl önce üst kullanım hakkıyla uzun vadeli kiralamayı gündemine aldı.

O dönemde aynı zamanda İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti’nde bulunan Zeki Sayın, konuyu orada gündeme taşıdı. Mütevelli Heyeti, Sayın’a kira bedelini sordu, şu yanıtı aldı:

- Ayda 150 bin liraya üst kullanım hakkı ile arsa olarak kiraya verebiliriz.

‘Yaşlı ana-baba huzurevine gitsin’ vaazını benimseyen olur mu

O dönemde İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi olan İsmail Kahraman itiraz etti:

- Bu kira bedeli çok yüksek Zeki Bey. Siz, üniversitenin mi, yoksa vakfın mı çıkarını koruyorsunuz?

Sayın, yanıt verdi:

- Kira bedelini söylerken başında bulunduğum vakfın çıkarını korumak durumundayım. Üniversite mütevelli heyetinde de üzerime düşen görevi yapmaya çalışıyorum.

Bu pazarlık bir süre sonra kesildi. İstanbul Ticaret Üniversitesi, kampüsünü Altunizade’de yapmaktan vazgeçti. Daha sonra Bahçeşehir Üniversitesi aynı mekan ile ilgilendi. Ancak, o görüşmelerde de kiralama aşamasına ulaşılamadı.

Derken Acıbadem Grubu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, İstanbul Huzur Hastanesi ve Dinlenme Evleri Vakfı’nın kapısını çaldı. Başkan Sayın’la yürüttüğü görüşmeler sırasında Altunizade’deki arsada yer alan huzurevinin durumunu sordu. Sayın, çaresizliklerini dile getirdi:

- Orada konaklayan yaşlılarımız başka dinlenme evlerine dağıtılacak.

Aydınlar, bunun üzerine Sayın’ı Polonezköy’e davet etti. O sırada TEB’in “Eğtim Merkezi” olarak kullandığı tesisi gezdirdi:

- Ben burayı yaşlılar için dinlenme ve bakım evi gibi planlamıştım. Sonra TEB’e kiraladım. Sizin Altunizade’deki huzurevinde konaklayanları buraya taşıyabilirsiniz.

Sayın, koşulları soracakken Aydınlar sürdürdü:

- Bu tesis 10 milyon dolar eder. Vakfınıza hibe ediyorum.

Sayın, bu duruma çok memnun oldu:

- Altunizade’deki arsamızı Acıbadem Grubu’na ayda 300 bin dolara kiraya veriyoruz. Vakfımız kira gelirinin yanı sıra Polonezköy’de “Dinlenme Evi” sahibi de olacak.

Acıbadem Grubu, Altunizade’de 30 yıllığına kiraladığı alana 200 milyon dolar yatırıp, yeni bir hastane yaptı. Aydınlar’ın hibesi sonrası TEB kısa sürede Polonezköy’deki tesisi boşalttı. İstanbul Huzur Hastanesi ve Dinlenme Evleri Vakfı, tesisi elden geçirip, odaları aylık 2 bin 500 liraya yaşlıların konaklamasına açtı.

Hafta içinde Sayın’la birlikte Polonezköy’deki “Dinlenme Evi”ni gezdik, tesisin 63 sakininin memnuniyetini gözledik. Sayın, odaların bir bölümünün 2 kişilik olduğunu vurguladı:

‘Yaşlı ana-baba huzurevine gitsin’ vaazını benimseyen olur mu

- Konaklayan sayısını 100’e kadar çıkarabiliriz. Şu anda piyasadaki en uygun fiyat bizde. Nitekim, ayda 130 bin lira zarar ediyoruz. Onu, tasarruflarımızla karşılıyoruz.

Yaşlı dinlenme evlerinin önemine değindi:

- Beykoz’daki imamları davet ettim, yaşlılarımızın memnuniyetini gördüler. Vaazlarında, “Yaşlı ana-babaları dinlenme evlerine gönderebilirsiniz” tavsiyesinde bulunmalarını rica ettim.

Ardından ekledi:

- Böyle tesislerin sayısı artmalı, bu kondaki “mahalle baskısı” sona ermeli. Kimse kimseye, “Yaşlı ana-babasına bakmadı, huzurevine yatırdı” eleştirisi yapmamalı. İşletmeyi hakkıyla yapan tesisler, yaşlılar için daha sağlıklı, uygun ortam sağlıyor...

Camide, “Yaşlı ana-babanızı ‘Dinlenme Evi’ne gönderin” vaazı verilince, “mahalle baskısı” biter mi?

DOKTORLARIN TAZMİNATINI TOBB’UN PARASIYLA ÖDEDİK

Polonezköy’deki İstanbul Huzur Hastanesi ve Dinlenme Evler Vakfı’nın merkezinde başkanların fotoğraflarının yer aldığı bölümde Zeki Sayın’ın 1990’lı yıllarda da başkanlık yaptığını gördüm. Şimdiki dönemiyle arada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) eski yönetim kurulu üyelerinden rahmetli Bülent Koşmaz’ın da başkanlık görevinde bulunduğu dikkatimi çekti.

Sayın, Koşmaz’ı rahmetle anarken anlattı:

- Süleymaniye’deki Esnaf Hastanesi zarar ediyordu. Sonunda iflas noktasına geldi. Doktorların tazminatını ödeyecek para bulamıyorduk.

Hastaneyi 2010’da kapattıklarını belirtti:

- O günlerde Altunizade ve hastanenin yerini TOBB’un kiralaması gündeme geldi. TOBB, İstanbul’da tıp fakültesi planlıyordu. Kendilerinden 8 milyon lira dolayında bir ön ödeme aldık. O ödemeyle birlikte TOBB, vakfımızın yönetimine iki temsilci gönderdi. Biri de rahmetli Koşmaz’dı. TOBB’un vakfımıza verdiği destek üzerine başkanlığı memnuniyetle Bülent Bey’e bıraktım.

TOBB’dan aldıkları kaynakla doktorların tazminatını ödediklerini kaydetti:

- TOBB, Ankara’daki hastane işine ağırlık verince İstanbul’da tıp fakültesi kurmak gündeminden düştü. Biz de 8 milyon lirayı vakfımıza gelir kaydettik. TOBB, parasını geri almak için dava açtı ama çok şükür mahkeme vakfımızı haklı buldu.

Koşmaz’ı tekrar rahmetle andı:

- Bülent Bey o süreçte hep vakfımızın yanında oldu.”

Editör: TE Bilişim