Açıklamada; Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’ın iddialarına yanıt verilerek Haliç’e açık su deşarjının söz konusu olmadığı, aksine Haliç’te yeniden koku ve kir problemi doğmasının önlendiği vurgulandı. Ayrıca dünyanın hiçbir ileri biyolojik arıtma tesisinde membrandan geçmiş olsa bile suyun içme suyu olarak kullanılmadığı belirtildi.

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a ileri biyolojik arıtma tesisleri vaadinin belediyenin gündeminde olduğu, nüfus artışı yoğun olan Başakşehir ve Küçükçekmece ilçelerine hizmet verecek ileri biyolojik atık su arıtma tesisi planlandığı belirtildi.

İBB, Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nin temel atma törenini iptal edilmesinin ardından yapılan bazı yanlış değerlendirmeler nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, bir önceki İSKİ yönetimince yapılması planlanan Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesi iptal edildiği, İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü akademisyenlerinden oluşan bir bilim heyetinin raporunun da projeye gerek olmadığını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyduğu kaydedildi. Ayrıca, halen farklı bölgelerde İleri Biyolojik Arıtma tesisleri yapımının da gündemde olduğu vurgulandı.

BAKAN YARDIMCISINA YANIT

Projenin iptal edilmesinin ardından, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’ın hem kamuoyuna hem de bazı basın kuruluşlarına yaptığı açıklamaların bilimsellikten ve gerçeklikten uzak olduğu ifade edilerek şu açıklama yapıldı:

“Söz konusu tesiste arıtılacak suyun evlerde içme suyu olarak kullanılabileceği iddia edilmiştir. Oysa, dünyanın hiçbir ileri biyolojik arıtma tesisinde membrandan geçmiş olsa bile arıtılan su, içme suyu olarak kullanılmamaktadır. Kamuoyuyla paylaşılan Singapur örneğindeki tesis, iptal edilen projeden farklı teknolojiye sahip. Böyle olmasına rağmen, bu tesiste arıtılan su dahi iddia edildiği gibi marketlerde satılmamaktadır. Tesis, arıttığı suyu belirli oranda yer altı sularına enjekte etmektedir. Doğrudan bir tüketim söz konusu değildir”

İMAMOĞLU’NUN VAADİ GÜNDEMDE

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a ileri biyolojik arıtma tesisleri vaat ettiğini ve bu konunun belediyenin gündeminde olduğu belirtilen açıklamada; “Paşaköy İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nde üçüncü aşamaya geçilmiştir. Ayrıca nüfus artışı yoğun olan Başakşehir ve Küçükçekmece ilçelerine hizmet verecek bir başka ileri biyolojik atık su arıtma tesisi planlanmaktadır” denildi.

YER SEÇİMİ VE KAPASİTE AÇISINDAN YANLIŞ

“İptal edilen tesis projesinin ise yer seçimi ve kapasite açısından yanlış olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir” denilen açıklamada konuya ilişkin şu ifadeler kullanıldı; “İptal edilen projenin bulunduğu alanda, 15 yıldır hizmet veren bir terfi merkezi (pompa istasyonu) bulunmaktadır. Bu tesis, atık suları Yenikapı ve Baltalimanı arıtma tesislerine pompalamakta ve bu 2 tesiste arıtılan su Marmara Denizi ve Boğaz’a deşarj edilmektedir. Arıtılmış olsa dahi Haliç’e su verilemez.

Bu yüzden Silahtarağa’da iptal edilen biyolojik arıtma tesisi projesi yapılmış olsa da Haliç’e su pompalaması söz konusu olmayacaktı. Tesis, dünyada örneği dahi olmayan, 435 bin metreküp hacminde membran tesis olarak planlanmıştır. Bu hacim bölgede sulanması gereken peyzaj alanlarının ihtiyaç duyduğu sudan 20 kat fazladır. Bu durumda, kalan 400 bin metreküpten fazla atık suyun Haliç’e deşarj edilmesi zorunlu hale gelecektir. Bu da ilerleyen dönemde Haliç’te yeniden koku ve kir problemine neden olacaktır. Tesisin yapılmasına izin vermiş olunsaydı, bu çamur etrafa yayacağı koku ile yoğun nüfusun yaşadığı bölgede büyük bir rahatsızlık yaratacak, halkımızın yaşam konforunu önemli ölçüde düşürecekti.

İTÜ’nün tesisle ilgili olumsuz rapor vermediği iddiası doğru değildir. İTÜ çevre mühendisliği bölümünden 1 profesör ve 2 doçentten oluşan bilim heyetinin hazırladığı raporda, tesise ihtiyaç olmadığı ve mevcut durumun sürmesi gerektiği net biçimde vurgulanmıştır. İddia edildiği gibi Yeni Havalimanı ve Esenler askeri rezerv alanında ilerleyen tarihlerde nüfus yoğunluğu oluşsa bile atık su arıtması Silahtarağa’da değil o bölgede yapılmak mecburiyetindedir. Yani Silahtarağa bölgesine nakil söz konusu değildir. İSKİ, adı geçen bölgede tesis planlamasını yapmaktadır. Şu an itibariyle Haliç ve çevresinde herhangi bir çevre – koku – kirlilik sorunu yoktur ve öngörülebilir bir gelecek için de böyle bir risk tespit edilmiş değildir. Buna rağmen ortaya atılan ve bizzat kendisi bir çevresel risk kaynağı olan 1,5 milyar liralık israf projesine sayın Bakan Yardımcısı’nın sıra dışı bir şekilde sahip çıkması dikkat çekmiştir.

Acaba Sayın Birpınar’ın ilgisi sadece Silahtarağa projesine midir, yoksa kendisi, Türkiye’nin diğer bölgelerindeki atık su tesisleri ve imalat projeleri ile bu ölçüde yakından ilgilenmekte midir? Hiçbir atık su master planında yer almayan, bilimsel raporların yersiz, gereksiz ve riskli bulduğu 1,5 milyar (1,5 katrilyon) liralık bu israf projesi aynı zamanda 75 bin metrekaresi yeşil alan olan çevrede, çoğu anıt ağaç niteliğindeki 2 bin ağacın kesilmesine de neden olacaktı. İBB ve İSKİ yönetimi bütün bunlara seyirci kalmamış ve bu bilim dışı, “gayri iktisadi yatırıma” geçit vermemiştir. Bilimsel raporlar ve gerçekler ortada iken, Silahtarağa projesine yönelik ısrarın, eksik ya da çarpıtılmış bilgilerle yapılan kamuoyu yönlendirme faaliyetlerinin çevresel kaygılar dışında bir motivasyonu olup olmadığı konusunu milletimizin vicdanına havale ediyoruz.”

Editör: TE Bilişim