Çevre Şehircilik Bakanlığı Sarısu plajına petrol iskelesi yapmak istiyor. Söz konusu teklif Konyaaltı Belediyesi Meclisi ve Antalya Büyükşehir Belediye Meclisinin gündeminde.

Antalyasokakları.com internet sitesinde yayınlanan Avukat Mustafa Şahin’in yazısına göre; Konyaaltı İlçesi, Liman Mahallesinde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarında değişiklik yapılarak Antalya Limanı ve Antalya Balıkçı Barınağı arasında yer alan Sarısu Plajının tam önünde planlama alanı 64.174 m2 olan bir yanaşma iskelesi ve kullanım alanı yapılması isteniyor.

Gerekçe olarak, Ulaştırma Alt Yapı Bakanlığının Antalya Limanı batısındaki kıyı şeridinde yer alan çeşitli özel kuruluşların da akaryakıt elleçlenmesinde* kullandıkları şamandıra sistemini düzene sokarak, daha emniyetli ve tek merkezden yönetiminin sağlanması olarak açıklanmış. Önemli bir not olarak da, söz konusu iskelenin NATO tarafından talep edilen borulama proje kapsamında gerçekleştirileceği eklenmiş.

NATO bilmez ve umurunda değildir ama ulusal mevzuatı bilmesi gereken Bakanlık ve Belediyeler başta olmak üzere, herkesin Anayasa, Kıyı yasası ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ilgili düzenlemelerine göre hareket etme zorunlulukları vardır.

Bakanlığın iskele ve kullanım alanı yapılmasını istediği alan, yer seçiminde uyulacak kriterleri de ortaya koyan yasal düzenlemeler gereği “dokunulamaz” bir alan olarak adlandırılsa yeridir. Hele hele petrol nakil hatları, tankerler, doldur boşalt petrol ürünleri ile hasbihal edilecek olması bu alanın tamamen gözden çıkarılması demektir. Diğer bir ifade ile, bir zamanların halk plajı, kadınlar plajı, mesire alanı olarak kent sakinlerinin buluşma ve dinlence alanı olan bu bölge halka kapatılmakla kalmayacak, doğal yapısı da geri dönüşümsüz zarar görecektir.

Gözden çıkarılması düşünülen bu alanın önemi Sarısu Plajından veya mesire alanından göz hizasından fark edilmeyebilir. O nedenle denizde uzanan yaklaşık 1 km lik uzunluktaki iskeleden sonra kara/sahil alanında bir iki yüz metre ilerleyince mesire alanını geçip Teleferik hattından Tünektepeye çıkabilir, oradan kuşbakışı bakabilirsiniz.

İskele ve işgal edeceği sahil şeridine yakın bir mesafede Sarısu Çayının denize döküldüğünü; aynı çapın içinde Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun bu alan için belirlediği Nitelikli Doğal Koruma Alanının özelliklerini görebilirsiniz.

Ayrıca bu alan Güney Antalya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi içinde yer almaktadır. Kısa bir yürüyüş mesafesinden sonra ise Beydağları Sahil Milli Parkı ile birlikte bu bölgenin Antalya’nın paha biçilmez niteliklere sahip olduğunu fark etmemeniz mümkün değildir.

İskelenin imalatı halinde, sahilinden yararlanılan plajının işlevsiz hale getirilmesinden başka, alanın florası, faunası, sit alanı, milli parkı, endemik türleri ile koruma alanlarının ateş çemberinin içine alınmış olacaktır.

Böylece kamu yararına kullanım tamamen ortadan kaldırılmak suretiyle plana yasa dışı fonksiyonlar yüklenerek güzergah boyunca konumlanan yerleşim alanlarını da içine alacak şekilde oluşacak belirsizlik, risk ve maddi zarar belli ki merkezi yönetimin umurunda değildir.

Belediye Meclislerinde direnç gösterilmez, bu kamusal alanımız da, NATO’nun ve çıkar çevrelerinin yasal düzenlemelere aykırı beklentilerine teslim edilirse, bütün bu olup bitenlerin faillerine “Nato Kafa Nato Mermer”* denilmesi az bile gelecektir.
Merkezi Yönetimin kamusal alanları piyasalaştırmak ve kamusal kaynaklardan nemalanmak üzere çıkar çevrelerine dolaysız ve fütursuz bir destek içinde olduğu konusunda herhangi bir tereddüt kalmamıştır. Son yerel seçimlerde yaşanan yönetim değişikliklerinin esas nedenlerinden biri de budur.

O nedenle özellikle iktidara muhalif yerel yönetimlerin kente ve kent sakinlerine karşı sorumlulukları gereği bu tür usulsüzlüklerin parçası olmamalarını beklemek hepimizin kent hakkıdır.

İlgili yerel yönetimler konu ile ilgili gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmalı, kamuya ait olan değerlere sahip çıkılması konusunda duyarlılık göstermelidirler.

Yazı: Av. Mustafa Şahin

Editör: TE Bilişim