Başaran yazısında “Yeni Bir Yol’dan kastımızı da kısaca ifade edeyim. Öncelikle son kurultayda açıklanan ‘2023 kararı’nı yok hükmünde görmek.

Herhangi bir siyasî partiye angaje olmadan ve kendi içinde bir hiyerarşik yapı oluşturmadan meşverete dayalı sivil bir tutum geliştirmek.” görüşünü savundu.

Eski Ülkü Ocakları Genel başkanı Suat Başaran’ın “Yeni Bir Yol… Yol ayrımındayız…”başlıklı yazısı şöyle;

"Ömrümüzün son demlerinde omuzlarımızda her geçen gün zorlaşan bir yük; çare arıyoruz. Büyük bir sosyal maliyetle bizlere emanet edilen yük, bulunduğumuz konumda taşınması imkânsız hale geldi. Ya zillet içerisinde bir köşede ölümü bekleyeceğiz; ya da bir yol bulacağız…

***

Evet!

Emanetin resmî sahipleri, ülkücülerin canları pahasına oluşturdukları değerlerin ve birikimlerin üzerinde çöreklenip, bunları pazarlamakla meşgul… Hareketin kazanımlarını büyük bir iştah ve utanmazlıkla tüketiyorlar. Yukarıdakiler, altlarında makam arabaları, bol maaşları, mirasyediler gibi dolaşırken, yandaşları, onların mükellef sofralarından artacak yiyeceklerle beslenmenin telaşında.

Ülkücülüğü, devletin(!) kolluk kuvveti gibi algılayan kimi teşkilat idarecileri ise, devlet görevlileri nezdinde gördükleri itibarın keyfini sürmekle meşgul!

Ve bütün bunlar ‘Devlet’in Bekası’ kılıfıyla ambalajlanıp samimi insanlara yutturuluyor maalesef!

***

Eğer gerçekten ortada bir beka sorunu varsa, bunu bize anlatacak son insanlardır hareketin resmî yöneticileri. Bizim etrafımızda onlardan çok daha iyi okullarda okumuş, çok daha birikimli birçok arkadaşımız var. Onlarla meşveret yapar ve beka için gerekli temasları bizler de yerine getirebiliriz. Neden asla güvenmeyeceğimiz insanların bizleri temsil etmelerine müsaade edelim?

Ayrıca o dillere destan ‘Devlet Aklı’ iddia edildiği gibi olsaydı, ‘beka’ için iş birliği yapılacak son ekibin mevcut yöneticiler olduğunu çoktan görürdü.

***

Parlamenter Sistem’den ebediyen kurtulduğumuzu müjdeleyen Genel Başkan, partinin tüzüğü ve programını düzeltmeye tenezzül etmeyecek kadar bir vurdumduymazlık içinde. Bunlar mı devletin bekasını koruyacaklar? Hangi ciddiyetle, hangi gayret ve samimiyetle?

Uzun lafın kısası, mevcut yapı, bizim ülkülerimizi, ülkücülüğümüzü, ideallerimizi, devlet ve beka telâkkimizi, Türkiye sevdamızı temsil etmiyor. Milliyetçiliğimizin ve ülkücülüğümüzün kadim değerlerinin fersah fersah uzağındalar. Biz bu kadim değerlerimizi savunmaya çalıştıkça onlar değerlerimizin ve bizim üzerimizde tepinmeye devam ediyorlar.

Artık buna izin vermemizin bir anlamı yok, madem mevcut yöneticiler partimizi ve hareketimizi buzdolabına koydular, bizlere düşen bu dönemi MHP’siz geçirmektir.

‘Yeni Bir Yol’dan kastımızı da kısaca ifade edeyim.

Öncelikle son kurultayda açıklanan ‘2023 kararı’nı yok hükmünde görmek.

Herhangi bir siyasî partiye angaje olmadan ve kendi içinde bir hiyerarşik yapı oluşturmadan meşverete dayalı sivil bir tutum geliştirmek.

İdeallerine sadık ülküdaşlarımızla irtibat, iş birliği ve diyalog hâlinde olmak.

Antidemokratik usuller ve devlet/iktidar gücüyle farklı ses ve tavırlara kapattıkları kurultay sonuçlarının otoritesinden bağımsız olarak, yapılan her yanlışı söylemek, yazmak, konuşmak ve doğruları hatırlatmak.

Türk milliyetçileri ve ülkücüler olarak, otoritenin oluştuğu karanlığa her itiraz ve ikazımızla birer kandil yakmak.

Hareketimizi, siyasal İslâm’ın ve Ortadoğulu lokal, arkaik, insanımızı kamplara bölen ve düşmanlaştıran bir din telâkkisinin içinde eritilmesine asla izin vermemek. Muğlak ve meçhul bir ‘devleti yönetiyor’ mottosuyla aparat ve payanda haline getirilen hareketimizin gerçek bir iktidar hedefini her dem taze tutmak…

***

Bakalım zaman ne gösterecek!

Editör: TE Bilişim