Alaattin Çakıcı,Türkiye’de herkesi tanıdığı,bildiği bir şahsiyet..

Tanınması-bilinmesi; geçmişiyle olduğu kadar siyaseten maruz bırakıldığı yasadışı uygulamalar karşısında hakkını en yüksek perdeden dile getiren,isyan derecesinde tavır ve duruş sergilemesindendir..

Hakkını aramada,müdafaa etmede, kendisini hiçbir sınıra hapsetmeden,söz konusu olabilecek bedelleri umursamadan davranmış/davranmaya devam etmektedir…

Bir ay önce,uzun yıllar tanı koyulmayan,kasden görülmeyen bir rahatsızlığı ölümcül aşamaya gelmişken acilen ameliyata alındı.Geçirdiği ameliyat sonrası onlarca rahatsızlığının birinden şifa buldu..

Dün itibari ile de hastaneden taburcu edilerek cezaevine gönderildi…

Cezaevine götürülmesi ile birlikte ,tek başına kaldığı hücrede kendisine refakat edecek bir mahkumun yanına verilmesi kararlaştırılmışken(ne olduysa) bugün bu kararın gereği yerine getirilmedi..

Ağır bir ameliyat geçirmiş,başka onlarca sağlığını etkileyen rahatsızlıklarla mücadele eden bir insanı kendisine refakat edebilecek tanıdık bir mahkumu yanına vermeden tek başına,bir başına hücrede kaderine terk etmek,”iyileşme öl” demekle eşanlamlıdır..

Yapılan,gizli niyet budur…

Alaattin Çakıcı,bugün bu hiyerarşik zulüm kumpasını Adalet Bakanlığına yazdığı üç sayfalık dilekçede gerilere de giderek en ince ayrıntılarıyla açıkladı.Ayrıca dilekçesini kamuoyuyla da paylaştı..

Uzun yıllardır Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğüne kazık çakmış,sadakatleri sebebiyle orada sabit tutulan iki isimi kendisine yaşatılan hukuk dışı uygulamaların sorumlusu olarak görmektedir..

İsimlerden biri Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, diğeri Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür yardımcısı M.Fatih Belivanlı..

Öteden beri her taşın altından bu iki isim çıkmaktadır…

Bugün Alaattin Çakıcı, bu iki isme ,kendisine özgü meydan okuyuşla, yasaları çiğneyecek derecede kendisine duydukları “kin ve nefret’in” nedenlerini sordu ve ekledi” sui niyetinizi gerçekleştirmek için acele edin.Yarın böyle bir şansınız olmaz.Hastaneye ziyaretime gelen bir vekile “ utanmadan ailelerimiz Allattin Çakıcı’dan dolayı tedirgin” demişşiniz .Nasıl bir erkeksiniz siz!”

Hak ve adalet talebi ,meşru yol ve yöntemler izlenerek aranır.Ancak,meşruiyet dairesinde aranan hak ve adalet talebine,talebi karşılaması gerekenler sürekli kör ve sağır kalıyorlarsa ,zulme uğrayanın tepkisinden korkmalıdırlar.İhtiyar tarih bunun çarpıcı örnekleri ile doludur..

Her Firavunun,Firavunlaşmışın  karşısına,yoluna mutlaka bir Musa(a.s) çıkacaktır..

Üzeyir Çakmaktaş

Editör: TE Bilişim