Seçimlere az kaldı. Hükümet doğal olarak devam etmek istiyor, hem de çok. Her ülkede muhalefet iktidarın alternatifidir ve seçimlerde alacağı oyla hükümeti devirerek(!) onun yerine geçmek için çalışır.

Acaba bizde de öyle mi?

Bu soruya duygusal yaklaşanlar hemen “evet” der. Ama mevcut fotoğrafı, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bağlamında okuduğumuzda hiç de öyle olmadığı görülür.

Futbol oynadığım yıllarda topu havada gördüğümde röveşata yapmak en büyük zevkimdi. Yersiz röveşatalarıma Burhan Demirel hocamız kızdığında, “hocam top o kadar güzel gelmişti ki dayanamadım” savunmasına geçerdim.

Şimdi ana muhalefet, hükümete öyle muhteşem paslar veriyor ki hükümetin dayanması imkânsız. Bırakalım vole çakmayı, röveşata yapmayı, çoğunu golle sonuçlandırır. Derinlere gitmeden basit birkaç PAS…

PAS… Mehmet Ali Çelebi, teğmenken düşürüldüğü kumpasla epeyce hapis yattı, mahkemede müthiş savunmalar yaptı. Sonra kendisini milletvekili yapan partiyi terk edip yeni bir parti kurucusu olmakla yetinmeyip iktidarın limanına yanaşınca, nişangaha yerleştirilip veryansına başlandı.

PAS… Metin Feyzioğlu, Barolar Birliği Başkanıyken Başbakanla Danıştay binasında tartışması sonrasında havaya girdi. Hele sonrasında CHP Genel Başkanlık düşüyle birlikte yaptığı açıklamalar, işte aradığımız adam profilinden, iktidar cephesine geçişle başka bir veryansının adresi oldu.

PAS… Gürsel Tekin, iktidardan uzaklaşan bazı kesimlerin muhalefete yönelmesi ihtimaline, yaptığı HDP refleksli açıklamayla “olamaz, olabilemez” dedi. Bazı kesimler şunu unutuyorlar, iktidar yeniden hain PKK ile masaya otursa kaybedeceği puan, muhalefetin “acaba katil Öcalan’ın sağlık durumu nasıldır?” imasıyla kaybedeceği puandan çok mu çok azdır.

PAS… Türkiye’de başörtüsü meselesi gündemden düşmüştür, iyi de olmuştur. Peki biten bir konuyu gündeme getirenler, bunun iktidara penaltı kazandıracak bir hareket olacağını bilemedi mi?

PAS… İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının söylevleri İzmir özelinde hoş karşılanabilir. Türkiye genelinde nasıl bir algı oluşturduğundan bihaber olacaklar ki “yahu bir dur, sen Belediye Başkanısın, belediye işlerine bak” diyen olmuyor.

PAS… ABD seyahati sürecinde yapılan açıklamalar, röveşata sonrası ters parende gibi bir şey oldu iktidar için. Muaviye’nin dişi deve / erkek deve menkıbesini de çözümleyen olmamış anlaşılan.

Bunlar sıradan(!) örnekler ama unutulmamalıdır ki başarı da başarısızlık da nüanslarda yatar. Alacağını değil de halka ne vereceğini anlatmalı siyaset kurumu, eğer hazır ise.

Her ağdalı nutuk atanı, her atara atar yapanı, her sert hükümet karşıtını liderliğe aday gösterenler eksiklik sadece sizde değil, seçimlerde listeleri aşağıdaki bakışla hazırlayanlar daha da günahkardır.  

Soru, benim adamım mı? Cevap evet ise, not artı…

Soru, ileride benim yerime oynar mı? Cevap evet ise, not eksi…

Soru, ileride benden daha liyakatli olduğu anlaşılır mı? Cevap evet ise, not eksi…

Eksiler, artılar… Aynen sırf iyi bir münazara üstadı olduğu için Cumhurbaşkanı adayı yapılan Muharrem İnce’nin seçim gecesi kaybolmakla yetinmeyip söylediği, “adam kazandı” cümlesini bu sefer bütün muhalefet tekrarlar.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun; önce (AR)’ıyla(!), sonra birikimiyle ve millet sevgisiyle cennet vatanımızı yönetmeye hazır olanlara.