Kış aylarında solunum yoluyla bulaşan virüs sayısı artarken enfeksiyonlar da etkisini göstermeye devam ediyor. Çocuklarda solunum yolu virüslerine bağlı vaka artışları devam ediyor. Sağlık bakanlığı çocuk acil servisleri ve yoğun bakımlarında doluluk olduğunu açıkladı. Peki, bu virüsler neler? Çocuk acil ve yoğun bakım servisleriyle polikliniklerdeki doluluk ne durumda? Virüslere karşı hangi önlemleri alabiliriz? Uzmanlara sorduk.

"Solunum yolu virüsleri özellikle  çocuklarda çok arttı"

İstanbul Üniversitesi  Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş yetişkinlerde, ancak özellikle de çocuklarda son birkaç aydır görülen solunum yolu virüslerinin daha çok arttığını söylüyor. Çokuğraş’a göre en çok dolaşımda olan virüsler şöyle: İnfluenza (grip), RSV (respiratuvar sinsityal virüs) ve Omicron.

"Normalde böyle bir doluluk olmazdı."

Servislerde, acillerde ve yoğun bakımlarda çok ciddi bir yoğunluk yaşadıklarını belirten Çokuğraş, “COVID’in başlangıç döneminde alınan önlemler nedeniyle çocuklar mikroplara maruz kalmadı. Bu da bağışıklıklarının daha zayıf, daha dirençsiz olmalarına neden oluyor. Başka bir deyişle hazırlıksız yakalandılar. Özellikle de influenza bu yıl ciddi bir salgına neden oldu. Normalde influenza her sene salgına sebep olmaz. Ancak normalde senenin bu dönemleri her zaman artış olmakla birlikte normalde böyle bir doluluk olmazdı. Çocuk acillere gelen vaka sayılarında yüzde 25 artış var” diyor.

"Grip virüsünde inanılmaz bir artış var"

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise “Rinovirüsle başladı. Bu nezle virüsü her zaman en sık görülen virüs. Arkasından RSV’de bir artış gözledik. Bu daha çok çocukları etkileyen, bronşit, zatürre yapabilen hatta ölüme sebep olabilen bir virüs. Şimdi ise grip virüsünde inanılmaz bir artış var, aktivitesi çok yüksek” diyor.

"Bu iki virüsün aşısı ve net bir tedavisi var"

COVID vakalarında da gözle görülür bir artış gözlemlediklerini belirten Ceyhan, “Her virüsü test etmek çok maliyetli. Ancak influenza ile gribi test etmeniz gerekir. Çünkü influenza tedavisi olan ve tedavi sayesinde hastalığın süresini kısaltabileceğiniz veya hastayı ölümden kurtarabileceğiniz bir virüs. COVID’i test etmek de salgının aktivitesini izlemek açısından önemli. Bu iki virüsün aşısı ve net bir tedavisi var. Ancak şu an bakanlıkta COVID vakaları çok olmasına rağmen ölümler az gibi bir anlayış var” yorumunu yapıyor.

0-5 yaş risk grubu

Ceyhan rinovirüs hariç diğer virüslerin 0-5 yaş grubu için tehlikeli olabileceğini söylüyor. “Hem çocukların hastalığı ağır geçirme ihtimalinin yüksek olması hem de virüslerin yayılmasında kaynak olmaları sebebiyle çocuklara grip aşısı yapılmalı. Grip dünyada en çok insan öldüren hastalık. Bunun en büyük nedeni bütün vücut sistemini bozması. Örneğin kronik böbrek yetmezliği olan hastada akut karaciğer yetmezliğine, şeker hastalarında şeker krizlerine sebep olabilir.” Grip virüsünün çocuklarda ölüme neden olup olmayacağı sorusuna ise Ceyhan, “Olabilir ancak bakanlıkta bunun verisi yok” diye cevap veriyor.

"İlk defa duyulan hastalıklar da ülkemizde görülmeye başladı."

COVID önlemlerinin birdenbire kaldırılmasının da yanlış olduğunu söyleyen Ceyhan “Pandemide çocukların başka virüslerle yüzleşme sıklığı düşmüştü ancak önlemler birden kaldırılınca normalde dünyanın belli bölgelerinde lokalize olan maymun çiçeği ve domates gribi gibi ilk defa duyulan hastalıklar da ülkemizde görülmeye başladı. Bunun dışında menenjitte de artış var. Beta dediğimiz bakteride de çocukların yüzde 25’i taşıyıcı” diyor.

"Dezenfektan uygulamasına tekrar başlanmalı"

Ceyhan bu hastalıklarla mücadele konusunda ise şunları söylüyor: “Salgınla mücadeleye hastane ve solunum cihazı olarak bakmamalıyız. Her durumda herkes maske taksın veya iş yerlerini kapatın, diyemeyiz. Ancak kalabalık ortamlarda takılması için maske dağıtımı devam edebilir. COVID hariç diğer virüslerde 1 metre mesafe koruma sağlar. İş yerlerinde masa düzenleri ayarlanabilir. En önemlisi de dezenfektan uygulamasına tekrar başlanmalı, el temizliği çok önemli. Çünkü hastanın damlacıkları bir yere bulaşmışsa, siz de oraya elle temas ettiğinizde kapabilirsiniz. Bunlar ekonomik olarak da ülkeleri zorlamayacak önlemler.”

Editör: Merve Kankan