Oda TV yazarı Muzaffer Ayhan Kara, “İpin ucu kaçtı; çözüm erken seçim” başlığıyla kaleme aldığı yazısında, “Baytok, bir zamanların moda mesleği olan Hariciyeciliğin Atatürk’le itibara kavuştuğunu, uzun süren itibarlı dönemin Turgut Özal’la sulanmaya başlayıp Ak Parti iktidarıyla da itibar kaybına uğradığını acı acı anlatırken paylaşımının sonunda ise değme politikacılara taş çıkartırcasına dış politikanın yanında hükümetin birçok konuda ipin ucunu kaçırdığını; çözümün ise bir erken seçim olduğunu belirtiyor. Baytok’un paylaşımı aşağıda… Arabaşlıkları ben attım” şeklindeki ifadeleri kullandı. Kara’nın yazısı şu şekilde: Dün Emekli Büyükelçi Taner Baytok’un sosyal medyada gezinirken mesleğiyle ilgili serzenişiyle yetinmeyip bugünler için de çözümün ne olduğuna işaret eden paylaşımına rastgeldim. Baytok, bir zamanların moda mesleği olan Hariciyeciliğin Atatürk’le itibara kavuştuğunu, uzun süren itibarlı dönemin Turgut Özal’la sulanmaya başlayıp Ak Parti iktidarıyla da itibar kaybına uğradığını acı acı anlatırken paylaşımının sonunda ise değme politikacılara taş çıkartırcasına dış politikanın yanında hükümetin birçok konuda ipin ucunu kaçırdığını; çözümün ise bir erken seçim olduğunu belirtiyor. Baytok’un paylaşımı aşağıda… Arabaşlıkları ben attım. BİR ZAMANLARIN EN MODA MESLEĞİYDİ “Bir zamanların en moda mesleği 'hariciyecilik’ idi. Anneler babalar çocuklarını hariciyeci yapmak için daha ilkokulda önlemlerini ona göre alırlar, Galatasaray'a yollamaya çalışırlardı. Kızlar bir Mülkiyeli bulmak, hariciyeci eşi olmak için can atarlarlardı. Ne oldukları ne iş yaptıkları bilinmezdi ama yurtdışında yaşamanın zor ve hayal olduğu o dönemlerde hariciyecilerin yaşamına imrenilir, bu mesleğin ihtişamına yetişemeyenler '’monşerlik’ taslayarak halk içinde birazcık da haset-fesatlikla kötü imaj yaratılmasına neden olurlardı.” HARİCİYE ATATÜRK İLE İTİBARA KAVUŞTU “(…) Aziz milletim bu hariciye mesleğine asırlar boyu yüz vermemiş, lisan bilgisi ile birlikte meslek de Ermeni ve Rum (…) vatandaşlarımıza kalmış; Hariciyenin itibara ermesi yurtta sulh cihanda sulh politikasını benimseyen Atatürk'ümüzün Cumhuriyet dönemi ile başlamış… Son 20 senenin talihsiz AKP yönetimi ile Cumhuriyet pek çok itibarlı müessesesi ile birlikte Hariciyenin de kökünü kuruttu. İlime, bilime, eğitime, ihtisasa saygısı olmayan bu iktidar Hariciyeyi de çöp sepetine attı. (…) Bir kere yanlış yapıldı mı düzeltilmesi çok pahalıya mal olacak bu işleri cahillerin eline bıraktı. (…) İçine bir ömrü sığdırdığım, kimselere kötü bir söz söyletmediğim Hariciyenin bugün düştüğü durum beni herşeyden fazla üzüyor. Ben meslekte iken de parlementodakilerin Hariciyeye karşı bir sevgisizlikleri olduğunu bilirdim. Kendilerinin seçilmişler, biz Hariciyecilerin ise atanmış devlet memurları olduğumuzu yüzümüze söyleyip üste çıkmaya çalıştıklarını hatırlarız. Bu kişisel sevgisizlik orada kalır, devlet politikalarına zarar verecek durumlara gelmezdi.” ÖZAL’LA BAŞLADI, AKP İKTİDARI İLERİ GÖTÜRDÜ! “Hariciyeyi devlet işlerini etkileyecek kadar inkar eden ve dışlayan (ilk başbakan ve cumhurbaşkanı-M.A.K.’nin notu) Turgut Özal olmuştur. Benim Abu Dhabi’de büyükelçiliğim sırasında Japonya'ya geçerken bir uçak dolusu iş adamı ile uğradığı havaalanında Başbakan ve bütün kabine üyeleri tarafından karşılanan ve onlardan ilgi ve sevgi gören Özal'ın şahsıma iltifat ederken 'Türkiye de Hariciye yok ama senin ve Kaya Toperi gibi kıymetli hariciyecilerimiz var' dediğini, buna karşılık benim de 'Hariciye bir takım işidir Sayın Başbakanım. Hükümet, Dışişleri Bakanlığı ve dış teşkilat bir takım olarak çalışmazsa başarı mümkün değildir' diye cevap verdiğimi hatırlıyorum. Ama Özal bunu daha da ileriye götürerek Amerikan başkanı ile Irak harbini görüşürken yanına Genelkurmay Başkanımızı almayacak kadar ileri götürdü. AKP iktidarı bu yanlış tutumu daha ileriye götürünce bugünkü sıkıntılar doğdu.” “YAPILACAK TEK İŞ ERKEN SEÇİM” “Maliye, ekonomi, dış politika, savunma, hukuk, adalet derken anlaşılan iktidar da 20 senedir torba kanun vesaire ile ipin ucunun iyice kaçtığını anlamış olmalı ki parti içinde bir panik bir çözülme önce akraba bakanların istifaları daha sonra hukuk ekonomi reform beyanları ile geri dönüş başladı. 20 senedir her yaptıkları radikal değişikliğin yanlış çıktığı ülkemizin aynı partinin yapacağı reformlar ile düzelmeyeceğini bilmemiz gerekir. Hep söylüyorum işler bu hale gelince gerçek demokrasilerde- işler hiçbir zaman bu hale getirilmez ya- yapılacak tek iş erken seçime gitmek, seçim sandığında da aklımızı başımıza toplamaktır.”