Sabah yazarı Hasan Basri Yalçın, “İYİ Parti’nin konuyu değiştirme gayreti” başlığıyla kaleme aldığı bugünkü yazısında, “İYİ Parti'de kopan fırtınaya bakıyorum da işin özünü bıraktık ayrıntıları konuşmaya başladık. Bu da bende konunun bilinçli biçimde çarpıtıldığı kanaatine yol açıyor” ifadelerini kullandı. Yalçın’ın yazısı şu şekilde: İYİ Parti'de kopan fırtınaya bakıyorum da işin özünü bıraktık ayrıntıları konuşmaya başladık. Bu da bende konunun bilinçli biçimde çarpıtıldığı kanaatine yol açıyor. Özdağ ihraç edilecek mi? Kavuncu mahkemeye başvuracak mı? Akşener bu konuyu araştırdı mı? Hangi devlet kurumlarına telefon etti? Halbuki ortada çok basit bir soru var. Kavuncu bir FETÖ'cü kurumun uzun yıllar yöneticiliğini yapmış olmasını nasıl açıklıyor? Mahkemeye gideceğini söylüyor ama kamuoyuna bu konuyla ilgili doyurucu tek bir açıklama yapmış değil. Gerçekten FETÖ'cü olmayan birisi nasıl olur da FETÖ'cülerin kurumlarında görev alabilir? İYİ Parti'den açıklama yapanlar bir anda operasyon kelimesini kullanmaya başladı. İYİ Parti çok başarılı olacakmış da devlet ve/ veya hükümet bu nedenle İYİ Parti'ye operasyon yapıyormuş. Akşener hatta 28 Şubat dönemini hatırlattı. 28 Şubat benzeri operasyonlar yapıldığını ima etti. Benim bundan anladığım devletin bazı kurumlarının bir partiyi kapatmak ve yasaklamak işlerine girmesidir. Halbuki İYİ Parti'deki krizin buna benzer tek bir tarafı yok. Aksine meselenin muhatapları kendileri. İl başkanına yönelik bu ifadeleri kendi milletvekilleri kullanıyor. Kamuoyunun önüne o getirdi. Bu nedenle işi farklı taraflara çekmenin bir anlamı yok. Parti içi hesaplaşma sırasında bazı kirli çamaşırların ortaya saçılması operasyon değildir. Varsa bir operasyon o da parti içidir. Parti yetkililerinin savunma adına bu tür işler yapması şaşırtıcı değil. Tabii ki bu tür söylemlerle konuyu değiştirmeyi deneyecekler. Ama devlet operasyonudur falan dediklerinde işin rengi değişir. Bu tür abartılı ifadeler ortadaki ağır ithamları ortadan kaldırmaya yetmediği gibi yeni başka tartışmaların kapısını aralar. Aslını sorarsanız bunca karmaşaya rağmen hepimiz durumun ne olduğunu biliyoruz. FETÖ'cü sabun gibidir. Ele avuca gelmez. Hiçbir şüpheniz olmasa da delilini bulamazsınız. Akşener'in yaptığı açıklamalara devlet kurumları tabii ki bir cevap vermeyecek. Devletin işleyişinde böyle bir yol olamaz. Telefonla sorulan sorulara nasıl cevap vermesini bekliyorsunuz ki? Devletin elinde delil olsa zaten gerekli işlemleri yapar. Devlet "dosya yok" dedi ve biz "devlete güveniyoruz" diyemezsiniz. Hadi dediniz sonrasında "devlet bize operasyon yapıyor" diyemezsiniz. Açık bir tutarsızlıktır. İYİ Parti içinde ciddi bir çekişme var. Kılıçlar çekilmiş halde. Parti kendisi gerçek olmayan bir dizayndan ibaret olduğu için kendini konumlandırmakta sıkıntılar çekiyor. Tasfiyeler de bunun bir sonucu. Ve bu esnada biz de İYİ Parti'nin ne olduğunu daha iyi anlar hale geliyoruz.