Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Nedir?

Avukat Baran Doğan'dan alınan bilgilere göre:

Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davası; eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken diğer eşi aldatması sebebiyle Medeni Kanun m.161 gereği aile mahkemesinde açılan ve özel yargılama usullerine tabi bir dava türüdür.

Zina, evli bir kişinin eşi dışında bir kimseyle cinsel ilişkiye girmesidir. Eşlerin başkasıyla öpüşmesi, sarılması veya dokunması vb. haller Medeni Kanun’a göre zina olarak kabul edilmemektedir. Bu gibi hallerde haysiyetsiz yaşam sürme (MK m.163) gerekçesiyle boşanma davası açılmalıdır. Ancak, eşin başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girip girmediği karinelerden yararlanılarak anlaşılır. Örneğin, aynı otel odasında konaklama veya ortak konutta karşı cinsle gecelemek zinanın varlığına karine teşkil eder. Aşağıda ayrıntılı açıkladığımız üzere, mahkeme tarafından zinanın varlığını gösteren olgular tespit edildiği takdirde, zina özel boşanma sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmelidir.

Boşanma sebepleri, özel ve genel boşanma sebepleri olmak üzere ikiye ayrılır. Aldatma (zina); özel bir boşanma sebebidir. Davacının aldatma olgusunu ispatlaması halinde mahkeme tarafların diğer kusur durumlarına bakmaksızın boşanma kararı verir.

Özellikle belirtelim ki; aldatılan eşin aldatma olgusuna tepki olarak hakaret içeren sözler söylemesi zina nedeniyle boşanma davasında aldatılan tarafın kusuru belirlenirken dikkate alınamaz. Çünkü, aldatılan taraf evlilik içinde özgür iredesiyle değil; eşinin zina fiiline tepki olarak söz konusu sözleri sarf etmektedir (HGK-K.2018/112).

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süresi

Eşlerden biri aldatırsa, diğer eşin aldatma (zina) olgusunu öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde boşanma davası açma hakkı vardır (MK m.161/2). Boşanma sebebi daha geç öğrenilse bile, zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açma süresi, aldatma fiilinin işlenmesinden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Örneğin, 01.01.2013 tarihinde bir eş aldatılmasına rağmen, aldatma fiilini 30.12.2018 tarihinde 5 yıllık dava açma süresi (zamanaşımı süresi) dolmadan öğrenmişse diğer eşe zina nedeniyle boşanma davası açabilir.

Zinayı affetme; eşin dava açma hakkını ortadan kaldırır (MK m.161/3). Affetme, sözlü veya yazılı olabileceği gibi eşler arasında sergilenen davranışlarla da anlaşılabilir. Örneğin; eşi kendisini aldatmasına rağmen, “ne yaptıysan yaptın, lütfen evine dön” şeklinde mesaj üzerine eve dönen diğer eş affedilmiş kabul edilir.

Önemle belirtelim ki, aldatma nedeniyle boşanma davası açma süresi olan 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra, aldatma fiili genel boşanma sebepleri ile açılan boşanma davasında bir boşanma gerekçesi olarak değerlendirilebilir.

Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılmalıdır?

Aldatma sebebiyle boşanma davası, sadece aldatma olgusuna dayalı olarak açılabileceği gibi hem aldatma özel sebebini hem de şiddetli geçimsizlik vb. genel sebepleri içerecek bir dava şeklinde de açılabilir. Her iki gerekçeyle birlikte açılan boşanma davasında, aile mahkemesi zina (aldatma) iddiasının ispatlandığını gördüğünde öncelikle bu özel nedene dayalı olarak boşanma kararı verecektir. Aile mahkemesi, zina iddiasının ispatlanmadığı kanaatine vardığı takdirde, genel boşanma sebepleri varsa tarafların kusurlarını değerlendirerek genel boşanma nedenine dayalı olarak boşanma kararı verecektir.

Özetle, sadece aldatma nedeniyle açılan boşanma davasında aldatma (zina) ispatlanmadığı takdirde dava mahkeme tarafından reddedilir. Ancak, hem aldatma hem de genel boşanma sebepleriyle açılan boşanma davasında aldatma ispatlanamadığı takdirde genel boşanma sebepleri de dikkate alınacağından, davanın hem aldatma özel nedenine hem de genel boşanma sebeplerine (şiddetli geçimsizlik, aile yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi vb.) dayalı olarak açılması boşanma kararı elde edilmesini kolaylaştıracaktır.

Boşanma Davasında Aldatmanın İspatlanması ve Deliller

Eşler aldatma olgusunu her somut olayın özelliklerine göre çeşitli delil araçlarıyla ispatlayabilir. Aldatmanın ispatı için her türlü delilden faydalanılabilir. Bu delil araçları şunlardır:

  • Tanık beyanları,
  • Telefon görüşme kayıtları veya içerikleri, mesajlar, whatssap içerikleri vb.
  • Aldatma olgusunu ispatlamak amacıyla bir kereye mahsus yapılmış ses kaydı,
  • Sosyal medya içerikleri (instagram, facebook, twitter vb.),
  • Uçak veya otel kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri,
  • Fotoğraflar, video kayıtları vb. her türlü delil,
  • Başka bir nedenle savcılık tarafından başlatılan soruşturmaa dosyasında yer alan evraklarda zina olgusuna dair ifadeler,
  • Banka kayıtları, kredi kartı ekstresi vb.

Yargıtay, boşanma davasında aldatmanın nasıl ispatlanacağı aldatma olgusuyla ilgili delillerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini çeşitli kararlarında ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştur. Yargıtay uygulamasına göre zina (aldatma) olgusunun ispatı açısından bazı ilkeler kabul edilmiştir. Buna göre;

  • Kadın veya erkeğin yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alması zinanın varlığına delalet eder. Bu halde, zina ispatlanmış kabul edilir.

  • Eşlerden birinin karşı cinsten biriyle düzenli bir şekilde gece-gündüz telefonda görüşmesi zinanın varlığına işaret eder.

  • Eşlerden biri evlilik dışı ilişkiye girdiği başka bir kişiden çocuk sahibi olduğu takdirde zina (aldatma) olgusu ispatlanmış olur.

Mahkeme, aldatma nedeniyle boşanma davasında her türlü delili serbestçe takdir eder. Aile mahkemesi, kesin delillerle bağlı değildir. Mahkeme hakimi, aldatmaya temel teşkil eden olayların doğruluğu konusunda tarafların yemin etmesini isteyemez. Tüm deliller toplandıktan sonra zina fiilinin gerçekleşip gerçeklemediğine karar verir.

Aldatma Nedeniyle Boşanma Davasında Ses, Fotoğraf veya Video Kaydının Delil Değeri

Eşlerden birinin, diğer eşin aldatma fiilini ispatlamak amacıyla hareket ederek eşin telefonunu dinlemek, kamera kaydına almak veya yüz yüze konuşulanlar kaydetmek suretiyle elde ettiği ses, fotoğraf veya video kayıtları boşnam davasında delil olarak kullanılabilir. Ancak, elde edilen ses, fotoğraf veya görüntülerin delil olarak kullanılabilmesi için, kaydın aldatma olgusunu ispatlama amacıyla yapılması zorunludur. Yapılan kayıtlar bu amacın dışında sistematik ve planlı fiiller sergilenerek elde edilmişse, boşanma davasında da delil olarak kullanılamaz. Örneğin, eşinin kendisini aldattığını öğrenen eşin, arabanın iç kısmına görüntü de alan bir dinleme cihazı koyarak, eşinin üçüncü kişilerle diyaloglarını ve görüntülerini kaydetmesi halinde, elde edilen ses veya video kayıtları aldatma sebebiyle açılan boşanma davasında delil olarak kullanılabilir. Ancak, eşinin cep telefonuna aldatma fiilini ispat amacından bağımsız olarak dinleme programı yerleştirerek aylarca dinleyen ve aldatma olgusunu da bu vesileyle öğrenen kişinin elde ettiği ses kaydı delil olarak kullanılamaz. Çünkü, ses kaydı aldatma olgusunun ispatı amacıyla değil, sistematik ve planlı bir davranışla eşin özel hayatının izlenmesi amacıyla yapıldığından suç teşkil eder.

Sistematik ve planlı bir şekilde, aldatma fiilinin ispatı amacı dışında yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları şu suçların meydana gelmesine neden olur:

  • Konuşmanın dinlenmesi ve kayda alınması suçu

  • Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu

  • Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu

Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davasında Mal Paylaşımı

Aldatma nedeniyle boşanma kararı verilmesi halinde, mal paylaşımında eşlerin katılma alacağı zina olgusu dikkate alınarak yarı yarıya paylaşılmayabilir. Zina (aldatma) nedeniyle boşanma halinde mahkeme, kusurlu eşin katılma alacağının, yani artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya bu hakkın ortadan kaldırılmasına karar verebilir (MK m.236/2). Yani, zina halinde eşler arasında katılma alacağına dayalı mal paylaşımının yarı yarıya oranından farklı bir oranda yapılması hakimin takdirindedir. Örneğin, mal paylaşımı yapılırken eşini aldatan erkeğin katılma alacağı oranı 1/3, kadının katılma alacağı ise 2/3 oranında belirlenebilir. Hatta, hakim aldatmanın özellikleri, evliliğin süresi, çocuk olup olmaması vb. birçok kriteri dikkate alarak aldatan erkeğe hiçbir şekilde katılma alacağı, yani mal verilmemesine karar verebilir. Medeni Kanun’un bu hükümlerinin uygulanabilmesi için boşanma kararı mutlaka zina nedenine dayanmalıdır, boşanma kararı zina nedeninden başka bir nedene dayanıyorsa mal paylaşımı yarı yarıya yapılır.

Zina (aldatma) nedeniyle verilen boşanma kararının, aldatan eşin katılma alacağının azaltılması veya bu hakkın ortadan kaldırılması sonucu doğurması, sadece edinilmiş mallara katılma rejiminde mümkündür (MK m. 218-241). Diğer mal rejimlerinde, örneğin mal ayrılığı rejiminde zina veya hayata kast katkı payı alacağı üzerinde hiçbir hüküm doğurmaz.

Eşlerin Zina (Aldatma) ile Şiddet Fiillerinin Kusur Durumuna Etkisi

Boşanma davalarında, bir eşin zina (aldatma) fiili, diğer eşin ise şiddet uygulaması vakıalarında aile mahkemelerinin kusur değerlendirmesi hatalarına sık sık rastlanmaktadır. Bir eşin şiddet uygulaması ve diğer eşin aldatması kusur bakımından eşit değerdedir. Bu nedenle, bir eşin zina, diğer eşin ise şiddet uygulaması nedeniyle kusurlu olması halinde tarafların karşılıklı tazminat talepleri reddedilir. Çünkü, eşit kusur halinde bir eşin diğer eşten tazminat talep etmesi mümkün değildir. Tarafların şiddet ve zina nedenleriyle eşit kusurlu kabul edilmeleri halinde karşılık boşanma kararı verilebilir.

Yargıtay Kararı: Mahkemece davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek dava ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına kararı verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının zina eylemine karşılık, davalı-karşı davacı erkeğin de eşine sürekli şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş lehine tazminata hükmedilemez. Hal böyle iken davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak davalı-karşı davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. (Y2HD-K:2017/4021)

Editör: Merve Kankan