Amerikan Sağlık Enstitüsü (NIH) bünyesindeki Ulusal Kanser Enstitüsü'nde görevli araştırmacılarının 11 yıldır yaptığı "The Sister Study" adlı araştırma, kalıcı saç düzleştirmesi yapan kadınlar için tehlikeli bir sonuç ortaya çıkardı. 

34 binden fazla kadın üzerinde yapılan araştırmada, Brezilya ve Amerikan fönü ile keratin düzleştirme gibi kalıcı düzleştirme işleminin yılda 4 kezden fazla yaptıran kadınlarda rahim zarı kanseri gelişme riskini iki katına çıkardığı tespit edildi.

Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Taylan Şenol, dünyada ilk kez yapılan araştırma ile saç düzleştirme işleminde kullanılan maddelerde bulunan paraben, bisfenol A, çeşitli metaller ve formaldehit gibi endokrin bozucu kimyasal maddelerin östrojen hormonu dengesini bozduğunu ve östrojene bağlı gelişen kadın kanserlerini tetiklediğini söyledi.

İşlem yapılırken yüksek ısı ile maşa yapılmasının da bu maddelerin kafa derisinden emilimini kolaylaştırdığına dikkat çeken Doç. Dr. Şenol, çalışmaya göre bu işlemi yaptıran her 42 kadından birinde, rahim zarı kanserine rastlandığını kaydetti. Araştırmaya göre yılda bir kez bile bu işlemi yaptıran kadınlarda, rahim zarı kanseri gelişme riski artıyor. 25 yıllık Kuaför Alper Damdelen ise, yeni nesil kalıcı saç düzleştiricilerde 'formaldehitin' yer almadığını, kadınların özellikle daha ucuza, kendi kendilerine evde yapmak üzere internetten kolayca satın aldığı bazı ürünlerin tehlike saçtığını vurguladı.

Doç. Dr. Şenol bu çalışma sonuçlarının, çok büyük bir örneklem ile çok uzun bir süreye yayılması nedeniyle çok önemli olduğunu belirterek, "Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü araştırmacılarının yaptığı çok önemli, çok büyük bir çalışma. 34 bin kadının 11 yıl boyunca takip edildiği bu araştırmaya göre, özellikle kalıcı saç düzleştiricilerin kullanımı, içinde parafenilendiamin (PPD), paraben, formaldehit ve östrojen salgılanmasına neden olan maddeler içeren düzleştiricilerin, rahim zarı kanserini ciddi şekilde artırdığı ortaya çıktı. Yılda 4'ten daha fazla bu işlemi yaptıran kadınlar ciddi risk altındalar. Saç düzleştirme sırasında kullanılan o sıcak maşa, kafa derisinin ısınmasına sebep olarak buradaki kan akımını artırıyor ve bu da kanserojen maddelerin vücut tarafından emiliminin daha fazla olmasına neden oluyor" dedi.

Aynı araştırma ekibinin, 'The Sister Study' çalışması kapsamında geçtiğimiz yıl da kalıcı saç boyasının yumurtalık kanseri riskini artırdığına dair sonuçlar elde ettiğine dikkat çeken Doç. Dr. Şenol, "Bu maddelerin kadın doğum organlarının farklı bölgelerinde de kanserojen etkisi ayrıca araştırılmış. Aynı ekip bir yıl önce de yumurtalık kanseri ile ilgili böyle bir çalışma yürütmüş ve o çalışmada da aynı örneklem grubu değerlendirilmişti. Buna göre saç boyası ve ağartıcılar, yumurtalık kanseri riskini daha çok artırırken, kalıcı saç düzleştiricilerin ise rahim zarı kanserini ciddi şekilde artırdığı kaydedilmiş. Çalışmaya göre 42 kadından bir tanesinde, rahim zarı kanseri tespit edilmiş. Bu, oldukça yüksek bir oran. Kuaföre giden 42 kadının her birinin rahim zarı kanseri riski çok yüksek demek bu. Yılda bir defa bile yaptırsa, risk yine yükseliyor" şeklinde konuştu.

Çeşitli kimyasalların vücuttaki östrojen dengesini bozduğu için, östrojene duyarlı kanserleri de tetiklediğine değinen Doç. Dr. Şenol, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kimyasalların kansere nasıl neden olduğunu net olarak bilmiyoruz. Ama daha çok hormon bağımlı kanserlerde etkili gibi görünüyorlar. Hormona bağımlı kanserler ne demek, örneğin meme kanseri, rahim zarı yani endometrium kanseri ve yumurtalık kanseri bunlar arasında yer alıyor. Yani bu kanserlerde hormonların etkisi söz konusu. O nedenle bu kimyasallar, östrojen dediğimiz kadınlık hormonunun artmasına neden olarak vücut içerisinde bir östrojen dengesizliğine sebep oluyor. bu östrojen dengesizliği de yıllar içerisinde bu kanserlerin artışına yol açıyor. Kaldı ki bu çalışmada rahim zarı kanserinin her iki tipine de bakılmış. Hormona duyarlı olan tip 1 dediğimiz östrojene bağlı gelişen rahim zarı kanserinin daha fazla arttığı tespit edilirken, östrojenle çok ilgisi olmayan tip 2 rahim zarı kanserinde aynı artış gözlenmemiş. Bir de rahim ağzı kanseri var. Bu çalışmada rahim ağzı kanseri ile bu maddeler arasında bir ilişki değerlendirilmemiş. Zaten rahim ağzı kanseri de bizim bildiğimiz kadarıyla hormona duyarlı bir kanser değil."

Editör: Yadigar Hanım