CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı ziyaret etti. Türkiye’nin dış politikadan temel hak ve özgürlüklere; eğitimden sağlığa kadar pek çok alandaki sorunlarını masaya yatırdıklarını aktaran genel başkanlar, gündemlerinin seçim ittifakı değil, ülkenin sorunlarının çözümü olduğunu anlattı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beraberindeki heyetle birlikte, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı partinin merkez binasında ziyaret etti. Görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan iki lider, Türkiye’nin dış politikadan temel hak ve özgürlüklere; eğitimden sağlığa kadar pek çok alandaki temel sorunlarını masaya yatırdıklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu “Türkiye’nin ekonomi, sağlık, dış politika ve eğitimde içinde bulunduğu sorunları tartıştık. Sayın başkan ve arkadaşlarına fikirlerini aktardıkları için teşekkür ederim. DEVA Partisi, siyasetimizin yeni yıldızı ve umarım en kısa sürede siyasette yerlerini alacaklardır” dedi.

"SORUNLARI KONUŞAMAYAN ÜLKEMİZ..."

Sputnik'ten Elif Sudagezer'in haberine göre, Babacan ise “Bugünkü görüşmemizde, temel sorunları ele aldık. Ülkemizin insan hakları ve özgürlükler konusundaki sorunları büyüyor. Demokrasi, sadece sandıktan sandığa yürüyen bir süreç değil. Maalesef sivil toplum kuruluşları ve basın üzerindeki baskılar büyük bir problem oluşturuyor. Sorunlarını konuşamayan ülkemiz, çözümü bulmakta büyük zorluk yaşıyor. Ülkenin anayasası dahi bazen ihlal edilirken bir hukuk devletinden bahsetmek mümkün olmuyor. Eğitimde, sağlıkta, dış politikada ciddi sorunlarımız var. Ülkenin itibarı güçlü olmayınca ve ülke yalnız kalınca ulusal çıkarlarımız zafiyete uğruyor” ifadelerini kullandı.

"İTTİFAK GÖRÜŞMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL"

Türkiye’nin önündeki seçimlerde iki parti arasında ittifak yapmayı düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine CHP Lideri Kılıçdaroğlu “Herhangi bir ittifak görüşmesi söz konusu olmadı. Bugün için bir ittifak söz konusu değil. Seçim gündeme gelirse ve seçim yasasında değişiklik olmazsa bu konu elbette diğer partilerle de oturulur konuşulur. Ancak bugünkü konumuz Türkiye’nin sorunlarına nasıl bakacağımız üzerine oldu. DEVA Partisi ayrı, CHP ayrı bir partidir. Dolayısıyla, her iki parti de eğitimden, ekonomiye, sağlıktan dış politikaya kadar pek çok alanda farklı bakış açılarına sahip olabilir” yanıtını verdi.

"TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI SORUNU..."

Türkiye’nin önündeki sorunların başında ekonominin geldiğine işaret eden DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan “Merkez Bankası’nın rezervlerine 120 milyar dolarlık müdahale var. Para politikası yanlış bir şekilde sürdürülürken atılan bu kur odaklı yanlış ve rastgele adımların sonucu olarak paramızın değer kaybetmesi kaçınılmaz. Tutarsız ekonomi ve finans uygulamaları söz konusu. Bağımsız olması kurumlar, hükümet talimatıyla hareket ediyor. Orta direk yıkılıyor. Bir de üstüne üstlük, kötü pandemi yönetimi de bütün bunların üzerine eklendiğinde, işsizlik Türkiye’nin bir numaralı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Resmi rakamlara güven olmayan yerde, ne istihdam ne de refah sağlanabilir” diye konuştu.

"KKTC'Yİ TANIMALI"

Babacan ve Kılıçdaroğlu, dış politikada atılan adımlar konusunda da sert şekilde eleştiri yöneltti. Kuzey Kıbrıs’ta Kapalı Maraş’ın sahil kısmının açılması kararına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu “Aslında Maraş’ın tamamının açılması lazım. Neden tamamını açmıyorlar? Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bütün ülkeler nezdinde tanınması için ciddi girişimlerde bulunulmalı. Madem Katar’a senin dostun, o zaman KKTC’yi bir an önce tanımalı. Diğer dost ülkeler de aynı şekilde” cevabını verdi.

Babacan da Kıbrıs sorununun çözümünün "itibarlı" bir Türkiye ile mümkün olduğunu savunarak, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sorunları ancak itibarlı bir Türkiye ile çözülür. Türkiye, güvenilir bir muhatap olarak sayılmalı ki çözümlerin önü açılsın. Şu andaki yönetimin genel yaklaşımı taraflaştırma ve düşmanlaştırmadır. Halbuki bizim düsturumuz hep ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ olmuştur. Şimdiki uygulamanın hem yurttta hem bölgede hem de dünyada, ayrıştırma, kutuplaştırma ve taraf olma şeklinde olduğunu görüyoruz. Kapalı Maraş’ı 2 yıl önce ailemle ziyaret ettim. Orada çözümsüzlüğü gördüm. Halbuki Kapalı Maraş ve Beyrut bir dönem Doğu Akdeniz’in en önemli turizm merkezleriydi. Maraş elbette aktif hale getirilmeli ama bu topyekun çözümle yapılmalı” dedi.

Editör: TE Bilişim