Hukukçu Faruk Aktay, “99 depreminden sonra ekseriyetle müteahhitlerin ve ilgili sorumluların bilinçli taksirle yargılandığını gördük. Yani imara aykırı, ruhsata aykırı yapı yapmak ile ruhsatsız yapı yapmanın, imar kirliliği suçu oluşturduğu, bunun da 1 ila 5 yıl arasındaki suç teşkil edeceğine ilişkin bir madde var. Ortada ölüm varsa taksirle adam öldürmeden yargılama yapılıyor” bilgisini paylaştı.

Leyla İlhan'ın Ekonomim.com sitesinde yer alan haberine göre Aktay, Olası kasıt için müteahhittin bu konuda hileli davranışlarda bulunmasının arandığını kaydeden Aktay, “Yani müteahhit yolsuzluğa karışmış, herhangi birisine rüşvet vererek ilgili izinlerini tamamlamışsa olası kastla dava açılması gerekiyor. Sonuç olarak cezaların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Her ne kadar kanun geriye doğru işlemeyecek olsa da bundan sonra yaşanabilecek durumlar için düzenleme yapılması şart” değerlendirmesinde bulundu.

KUSUR ZAMAN AŞIMINA UĞRAMIYOR

Bir müteahhittin yaptığı konuttan 5 yıl boy boyunca sorumluluğu olduğun olduğunu belirten Aktay, “Eğer müteahhitin ağır kusuru veya hileli bir davranışı varsa burada bir zaman a aşımı bulunmuyor. Örneğin Yargıtay Yargıtay’ın kararına da daha önce bu konu olmuş. Denetime gelmişle gelmişler. Denetime onay almak için normalde olmaması gereken kusurlu yerleri kapatmışlarsa müteahhitin ağır kusuru bulunuyor. İşte bunun ortaya çıkması için şu anda deprem bölgesinde yıkılan binalardan delil toplanıyor. Böyle bir durumda binanın yapımından sonra 30 yıl geçse de vatandaşın tazminat hakkı bulunuyor. Burada yapıya izin verenler de soruşturulmalı. Eğer izin veren kurumlar ile müteahhitler arasında farklı yollara gidildiyse kimin burada dahli varsa o da soruşturulmalı. Burada izin veren kurum da vatandaşa ödeme yapmalı” dedi.

Editör: Gökçe Sevim