AKP-MHP seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesi için anlaşmaya vardı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaybettiğine kesin gözüyle bakılan iktidarını yeniden kazanabilmek için referandum sandığını getireceği iddia edildi.

Seçim barajının düşürülmesi üzerine tartışmalar devam ederken Birgün yazarı Yaşar Aydın siyaset gündeminde yaşanan gelişmeleri köşesine taşıdı.

Yaşar Aydın, "Ankara kulislerinde Cumhur İttifakı’nın en geç 2022 Mayıs’ında erken seçime gideceği çok konuşulmaya başlandı.

Bunun gerçekleşmesi için en azından Erdoğan’ın kazanmaya dair umudunun bir önceki periyoda göre yükselmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Yaşar Aydın'ın yazısı şöyle oldu:

Önce Erdoğan ardından Bahçeli seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi konusunda anlaştıklarını açıkladı. İki partinin bu hamlesi kamuoyunda HDP’nin Millet İttifakı’na bağımlılığını azaltma girişimi olarak yorumlandı.

Bilindiği gibi barajın düşmesi için TBMM’de en az 400 milletvekilinin evet oyu vermesi gerekiyor. İktidar bloku böyle bir öneriyle Meclis’e gelirse muhalefet partileri eleştirse de destek verecektir. Yani Meclis’ten geçer. Bir başka unutulmaması gereken noktada bu kararın uygulanması için en az bir yıl geçmesi gerekiyor. Yani erken seçim olacaksa bir anlamı kalmayacak.

O zaman iktidar blokunun tüm açıklamalarına rağmen hala yanıtlanması gereken birden fazla soru olduğunu söyleyebiliriz.

1 Siyasette taşları temelden sarsmayacak, Erdoğan’a yeniden iktidarın anahtarını vermeyecek bir değişiklik için iki parti neden bu kadar mesai harcasın?

2 Bu teklif Meclis’e tek başına mı gelecek yoksa seçim ve siyasi partiler yasasında bazı değişiklikler önerilecek mi?

3 Eğer değişiklik genişletilirse muhalefet partileri destek verir mi?

Bilindiği üzere anayasa değişikliği önerisinin referanduma gitmesi için bile 360 milletvekilinin desteğine ihtiyaç var. Yani muhalefet desteği şart.

ÜÇ SANDIKLI BİR SEÇİM YARIŞI MI YAŞAYACAĞIZ?

İktidar bloku bir değişiklikten çok değişikliğin tartışılmasını istiyor.

Cumhurbaşkanlığı sistemi üç yılda yıprandı, toplumsal desteğini yitirdi. Cumhur İttifakı’nın tüm bu durumu görmeden seçime gitmesi mümkün değil. Mutlaka bir değişiklik yapmak durumunda.

İşte yüzde 7’lik baraj tartışması daha sonra gelecek başlıklar için bir ön açma, yol temizliği olarak değerlendirmek mümkün. İttifakı dağıtamasa da sallayacak bazı tartışmalı maddelerin serpiştirildiği bir metin (2010 referandumu gibi) beklenen etkiyi yapabilir.

Bir anda mesele Cumhurbaşkanlığı ya da milletvekilliği işinden Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi ile İyileştirilmiş Başkanlık Sistemi arasında yapılacak bir tercihin seçimine, bir anlamda bu tercihin referandumuna dönüşebilir. İşte tam burada kafa karıştırmak için hazırlanan anayasa metninin devreye girmesi sürpriz olmayacaktır.

Erdoğan Anayasa değişikliğini en azından referanduma sunmak isteyecektir. Hatta en çok isteyeceği şeylerden biri de referandumun seçim dönemine denk getirilmesi olacaktır. Yapılacak bir erken ya da zamanında seçimde yurttaşın önüne üç sandık gelebilir. Üçüncü sandığın gelmesi için daha önce de söylediğimiz gibi TBMM’de en az 360 oya ihtiyaç var. Buna ulaşamaması durumunda ise bu değişiklik paketinin seçim beyannamesine dönüştürüleceği ve bir çeşit fiili referandum haline dönüşeceğini söylemek için müneccim olmamıza gerek yok.

3600 VE EYT TARTIŞMASI VE 2022 MAYIS’TA SEÇİM

Ankara kulislerinde Cumhur İttifakı’nın en geç 2022 Mayıs’ında erken seçime gideceği çok konuşulmaya başlandı. Bunun gerçekleşmesi için en azından Erdoğan’ın kazanmaya dair umudunun bir önceki periyoda göre yükselmesi gerekiyor.

Kamu çalışanlarıyla yapılan toplu iş sözleşmesi sonrası gündeme gelen 3600 ek göstergede sona gelinmesinin ardından bir başka haber daha geldi. Emeklilikte Yaşa Takılan(EYT) meselesinin çözülmesi için Saray çalışma başlattı. Kasım ayı sonuna kadar sonuç alınacağı düşünülüyor. Bu gelişmelere TÜİK destekli büyüme, enflasyon ve faiz rakamları da eklenince seçimin önünde çok fazla engel kalmaz. Erdoğan böyle bir durumda rüzgarın arkasında esmeye başlayacağını düşünüyor. Tüm yatırımını da buraya yapıyor.

Tüm bu bilgiler ışığında Erdoğan’ın yapmak istedikleriyle ilgili öngörümüzü özetlersek:

1 Yaz ayları boyunca ekonomik göstergelerde “iyileştirme”yi kalıcı kılacak ve bunu topluma anlatacak. Bu süreçte pandeminin de etkisinin azalması öngörülüyor.

2 Toplumun beklediği EYT ve 3600 ek gösterge gibi bazı konularda pozitif adımlar atacak.

3 Anayasa değişikliği çalışmalarıyla 12 Eylül 2010’da “yetmez ama evet” ve “boykot” tavrı gibi karşısındaki bloku dağıtacak siyasi sonuçlar bekleyecek.

4 Yukarıdaki koşulların gerçekleşmesi durumunda 2022 Mayıs ayında yapılacak baskın seçim en doğru seçenek olacak.

Tabi tüm bunlar iktidar blokunun taktik hamleleri. Yıpranmış, çözülen bir yapının tüm bunları yapması üstelik yorgun bir liderle bunu gerçekleştirme ihtimali son derece düşük. Ama iktidar mecbur yapı son kez de olsa şansını deneyecektir. Ama unutulmamalı ki bu saatten sonra süreci iktidarın değil muhalefet cephesinin yapacakları belirleyecek.

Editör: TE Bilişim