Kahramanmaraş merkezli 7.9 ve 7.7 şiddetindeki depremler bölgede büyük bir yıkıma sebep olurken şehirler arası göçü de beraberinde getirdi.

Mersin’inin zaten yurtdışından ve Türkiye’den göç alan bir cazibe merkezi konumunda olduğunu ifade eden Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Mehmet Sinan Canpolat, “Ayrıca depremin yaşandığı şehirlerdeki insanların kentte çok sayıda akrabaları var. Bu nedenle çok sayıda kişi burayı tercih ediyor. Resmi olarak 400 bin kişi Mersin’e göç etmiş durumda. Resmi olmayanı da göz önünde bulundurduğumuzda 1 milyona varan göç aldığımızı tahmin ediyoruz” dedi. Bu sayınında da yüzde 10 ila 15 arasında artan su tüketiminden ölçüldüğünü aktaran Canpolat, “Kentin trafiği tıkanmış durumda. Mersin’in 33 plakası dışında çok sayıda plaka görüyoruz” dedi.

RUSYA – UKRAYNA SAVAŞININ TÜRKİYE’DE YARATTIĞI BİLANÇO 300 BİN!

Bu nedenle ev fiyatlarının da artış gösterdiğini belirten Canpolat, “Zaten Akkuyu Nükleer Santrali nedeniyle Rusya’dan 2 ila 3 bin arasında bir personel Türkiye’ye gelmişti. Ama şu anda santralde çalışsan sayısı 30 ila 35 bine çıktı. Ayrıca Rusya ve Ukrayna savaşı nedeniyle de 200 ile 300 bin arasında Rus ve Ukraynalı geldi. İkliminin de uygun olmasından dolayı da Hataylılardan çok fazla göç aldık” dedi.

Bu durum nedeniyle bazı sahiplerinin fahiş artışlara gittiğini söyleyen Canpolat, düne kadar 3 bin TL olan 1+1’lerin kiraları 7-8 bin TL’lere, 4-5 bin lira olan 2+1’ler 10 bin liralara, 15 bin olan 3+1’ler 25 bin ila 30 bin bandına dayandı. Depremzedeler ne yazık ki bu tür fırsatçı ev sahiplerinin artışlarıyla karşılaştı. Artışların 4 merkez ilçesi dahil 13 ilçenin tamamında yaşandığını da kaydeden Canpolat, “Özellikle sayfiye bölgesi olan Mezitli, Kargıpınarı, Erdemli, Silifk e, Tarsus, Anamur’a kadar uzanan alanda daha ciddi artışlar gözlendi. Zaten buralarda Ruslardan dolayı mülk sahipleri yazlıklarını kiraya vermeye başlamışlardı. Şimdi depremzede vatandaşlarımız da gelince ciddi bir fahiş fiyat artışı yaşanmaya başladı” diye konuştu.

Ev ayarlanmayan vatandaşların, spor salonlarında, otellerde, pansiyonlarda ve fuar alanlarında barınma imkanı sunulduğunu söyleyen Canpolat, ancak eve geçmek isteyen depremzeden 1+1 için10 bin liraya yakın kira istendiğini kaydetti. Kira böyle olunca depremzedelerin eve geçmelerinin çok zor olduğunu aktaran Canpolat, normalde kışın atıl durumda olan 100 bine yakın yayla evlerinin de dolduğunu söyledi.

Mehmet Sinan Canpolat, bu nedenle nasıl ki Elazığ afet bölgesine dahil edildiyse, Mersin’in de afet bölgesinden etkilenen il statüsüne dahil edilmesini talep ettiklerini kaydetti. Canpolat, diğer türlü şehrin de göç nedeniyle Mersin’de ayrı bir deprem yaşanacağı uyarısında bulundu.

Mersin’in bağlı olduğu TMMOB Şehir Plancıları Odası Adana Şube Başkanı Onur Kafalı, şehre gelen göçün etkileri ve çözüm önerileri üzerine konuştu. Kentteki nüfusun, gelen göçle birlikte sürekli artmaya devam ettiğini kaydeden Kafalı, “Öncelikle kentin sağlık altyapısı güçlendirilmeli. Çünkü şu anda yoğun göçün olduğu yazlık bölgelerinde çoğunlukla kanalizasyon altyapısı yok. Ya foseptik çukur var ya da doğrudan denize veriliyor. Bu durum da kentte sağlığı ciddi şekilde tehdit edecek” uyarısında bulundu. Gelen göçün niteliğine de bakılması gerektiğine işaret eden Kafalı, “Bunların ne kadarı bölgede yazlık sahibi. Gerçekte barınma ihtiyacı olanlar kimler. Bu bilinmezlikler de tespit edilmeli. Buna göre muhtemelen depremzedelerin geçici olarak kalabilecekleri yapılar inşa edilmeli” dedi.

ŞEHİRDEN UZAKTA OLMAMALI!

Bu yapıların da şehirden kopuk yelerde olmaması gerektiğini aktaran Kafalı, şöyle konuştu: “Kentle ilişkisi olan yerlerde kurulmalı. İşsizlere iş sağlanmalı. Ucuz yemek imkanları artırılmalı. Aksi takdirde asayiş problemleri başlayabilir. Mersin aynı zamanda turizm geliri olan bir şehir. Turizm sezonu yaklaşıyor. Bu göç problemi kontrol edilmezse sorunlar da olabilir.” Ancak belediyenin bu sorunları kendi imkanlarıyla çözmesine imkan olmadığını da vurgulayan Kafalı, merkezi hükümetin de kente afet desteği vermesi gerektiğini belirtti. Depremzede insanlarımızın acil bir barınma ihtiyacı olduğunu ifade eden TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gencay Serter, “Kalıcı konutlar hepimizin isteği. Ancak konut eşittir kent gibi bir yanılgı oluşmaya başladı. Kent aynı zamanda içinde ekonomik, kültürel ve eğitim aktiviteleri ve altyapısıyla bir bütün. Kentin ayağa kaldırılması ancak bütün bu sektörlerin toptan ayağa kaldırılmasıyla mümkün olacak. Dolayısıyla insanların yaşamlarını sürdürecekleri bir kurgu yaratmak önemli. Bunun için de kalıcı konutlar yapılana kadar deprem bölgelerinde ilk etapta acilen konforlu, planlı çadırkent ve konteynerlar oluşturulmalı. Buradaki insanların işlerine ve eğitimlerine devam etmeleri sağlanmalı. Böylece kentte çalışan nüfusun diğer bölgelerde işsiz nüfus olmasının önü kapatılacak ve bulundukları kentte daha hızlı iyileşme imkanı bulacaklar. Diğer türlü topyekûn ülke ekonomisinde sıkıntı oluşacak.”

KONTEYNER KENTLERLE İLGİLİ DİKKAT ÇEKEN UYARI!

Şu anda göçten dolayı şehirde bir kaos olduğunu belirten Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden Prof. Dr. Asuman Türkün ise, “Yeniden kalıcı konut inşa etmek uzun zaman alacak. Bu nedenle acil olarak geçici konteyner alanlarının inşa edilmesi gerekiyor” dedi.

Konteyner kentlerin de en az insanları 2 yıl barındıracak şekilde dizayn edilmesi gerektiğini kaydeden Türkün, “Konteyner kentler kurulurken Mersin’e gelenlerle konuşmakta lazım. Belki Mersin’e gidenler biraz varlığı olanlardır. Buradaki halka sorulup bir planlama yapılmalı. Çünkü gelen kişiler mülk sahibi miydi, kiracı mıydı, onlar dönecekler mi, gittikleri yerde kalacaklar mı bu sorularının cevaplarının alınması gerekir” dedi.

Türkün,  yapılacak kalıcı konutlarla ilgili olarak da cevaplanması gereken sorular olduğunu belirterek şöyle konuştu: “O binalara kiracılar mı girecek, ev sahipleri mi gelecek. Bunun üretim rakamı ne olacak, hangi koşullarda verilecek. O yüzden göç edenler için bunun bilinmesi lazım. İnsanların şu anda işi var mı yok mu? Çalışmaya devam edebiliyorlar mı? Bunlar da bilinmesi gereken ayrıntılar.”  

Editör: Habererk Habererk