CHP’nin yılladır vekil çıkaramadığı Erzincan’da memleketinden aday olarak Meclis’e giren, Mustafa Sarıgül dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

İttifak Gazetesi’nden Gökhan Eraslan’a konuşan Mustafa Sarıgül, soruları şöyle yanıtladı:

Geçen haftalarda aday belirleme çalışmaları yaparken “Seçmenin önüne çıkaracağınız aday “Vay be!” dedirtmelidir” dediniz. Aday hangi nitelikleri taşımalı ki seçmen “Vay be!” desin?

“Bulduğunuz adaya önce CHP’liler güvenmeli” diyen Sarıgül, şöyle yanıt verdi:

“Bilgisi, birikimi ve başarılarıyla tanınmalı, seçmende ve şehirde heyecan uyandırmalıdır.

Siyasetin %80’i görüntüdür. Yani imajdır. Aday ismi açıklandığında bölgedeki seçmenler “Bu aday kazanır” demelidir. Bulduğunuz adaya, önce CHP’liler güvenmeli, diğer partililer de ‘bu aday bu şehri yönetebilir’ diyebilmelidir.”

Seçilen adayın “umut rüzgârı estirmesi” gerektiğini söyleyen Sarıgül şöyle devam etti:

“Bir başarı öyküsü olmalı, geçmişte yaptıklarıyla umut rüzgârı estirmelidir. Aday kendi partisini huzursuz etmemeli, tam tersine motive etmelidir. Aday belirlemede duygusal davranılmamalıdır.

Belediye başkan adaylığı, tazminat olarak, ikramiye olarak veya vefa borcu olarak verilmemelidir. Adayın, önemli bir isim, güçlü bir aday olması kadar adayın niteliğinin o bölgeye uygun olup olmadığı da önemlidir. Adayın, CHP seçmeni dışındaki seçmenden oy alıp alamayacağı önemlidir.”

“Siz belediyecilik deneyimi olan bir siyasetçisiniz. Sizce belediye başkan adayları seçimi kazanmak için halka ne vaat etmeli?”

Bu noktada tek bir şeyin değil birçok faktörün etkili olduğunu vurgulayan Mustafa Sarıgül, bunları tek tek sıralayarak şöyle yanıt verdi:

“Yerel seçimlerde başarıyı etkileyen birçok faktör vardır: Lider önemlidir. Aday önemlidir. Proje önemlidir. Kampanya önemlidir. Mevcut belediyeden memnuniyet önemlidir. Seçim ortamı önemlidir. Bunların önem sırası değişir ama seçim atmosferi, yani ülkemizin seçime nasıl bir ortamda girdiği çok daha önemlidir.

Türkiye, bu seçime, geniş halk kitlelerinin, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığı bir ortamda giriyor. Kentin potansiyelini artıracaklarını, cazibe merkezi yapacaklarını yatırımcılara destek vereceklerini, üreten, doyuran, istihdam yaratan bir belediye düzeni kuracaklarını vaat etmeliler.

Evsizin, işsizin, çaresizin yanında olacaklarını vaat etmeliler. Pahalılıkla, işsizlikle, yoksullukla, çiftçiyle, emekliyle, esnafın sorunlarıyla ilgili projeler ortaya koymalıdır.”

Bahçeli ile Meclis'teki konuşmanız çok tartışıldı. Bahçeli ile o an neler konuştunuz?

Sarıgül bu soruya oldukça kısa bir yanıt vererek “Ben siyasette nezaketten yanayım. Sayın Bahçeli’yi yıllardır tanırım. Kuliste görünce yanına gidip hâl hatır sordum. Nezaket çerçevesinde gerçekleşen bir sohbetti.” ifadelerine yer verdi.

“Sosyal medya hesabınızdan yaptığınız paylaşımlar ve işlediğiniz temalar enflasyon ve geçim zorluklarına dair vurgular içeriyor. Bütçe görüşmeleri sürerken yeni yıl öncesi memur işçi aylıklarına ve asgari ücrete dair beklentileriniz nedir?”

Sokağın nabzını en iyi tutan ve bilen bir siyasetçi olduğunu vurgulayan Sarıgül, şöyle yanıt verdi:

“Karayolu, havayolu, demiryolu kullanarak sürekli yollardayım. Sürekli sokakta, sürekli çarşıda pazarda, sürekli halkın içindeyim.

Sokağın nabzını en iyi tutan ve bilen bir siyasetçiyim. Sokak siyaseti değil ama sokakta siyaset yapıyorum. Halkın sorunlarını biliyorum, taleplerini biliyorum. Vatandaşımın canı nerede acıyorsa orada oluyorum.

Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon halkı bunaltmaktadır. İşçiler, memurlar ve emekliler geçim sıkıntısı ve yoksulluk içerisindeler. En temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz haldeler. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları bilerek düşük tutuluyor. Çalışanlara ve emeklilere TÜİK rakamları üzerinden yapılacak zam bu kesimlerin derdine derman olmaz. ENAG rakamları üzerine refah payı eklenerek zam yapılmalı ve enflasyon karşısında her üç ayda bir zam oranları otomatik güncellenmelidir.”

“Ülkemizde son günlerde TikTok isimli sosyal paylaşım sitesi gündemden düşmüyor. Meclis’te de kısa süre önce görüşüldü. Birçok paylaşımın sakıncalı olmasından kaynaklı kapatılması gündeme geldi. Siz de sosyal medya ile arası iyi olan bir siyasetçisiniz. Nasıl yorumlarsınız?”

Yasaklamanın çözüm olmadığını vurgulayan Sarıgül, “Zamanın iletişim metodu sosyal medyadır. Sesimi duyurmak, görüşlerimi anlatmak için sosyal medyayı kullanıyorum. Görüşlerimin ve mesajlarımın daha geniş kitlelere ulaşmasına ve doğru ulaşmasına önem veriyorum. O videoların hepsinde ülkenin bir sorununa dikkat çekiyorum.” diyerek sosyal medyayı hangi amaçla kullandığını belirten Sarıgül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tik Tok bir gerçektir. Bu platformun zararlı amaçlarla kullanıldığını, topluma zarar verdiğini düşünüyorsanız önlem alırsınız. Yasaklarla bir yere varılamaz. Yasaklamak çözüm değildir.”

Son olarak “Erzincan’ın meşhur tulum peyniri ile ilgili gelişmeleri sorduk: Şişli’de yaptıklarınız malum, onlarca markanın yatırımlarında önayak oldunuz. Bir Erzincanlı olarak kendim de merak ediyorum,

Erzincan’a tersine göçü sağlayacak çokça andığınız tulum peynirini marka haline getirmek için ne yapılması lazım?

Erzincan tulum peynirinin marka olmasını istediğini söyleyen Sarıgül, bu soruya şöyle yanıt verdi:

“Erzincan’a döviz gelsin, yatırım gelsin, iş gelsin, aş gelsin istiyorum. Erzincan bolluk bereket memleketi olsun, gençlerimiz işsiz kalmasın Erzincan göç vermesin istiyorum. Türkiye'deki ve dünyadaki her eve can Erzincan’ımızın tulum peyniri, cevizi, balı, dutu, üzümü, Kemah’ımızın tuzu başta olmak üzere can Erzincan’da üretilen bütün ürünleri girsin istiyorum.

Dünya bir yılda peynirden 40 milyar dolar para kazanıyor. Bu 40 milyar dolardan Türkiye’ye düşen para sadece 200 milyon dolar.

İsviçre, Hollanda ve Fransa peynirlerini marka yapmışlar, peynir değil marka satıyorlar. Biz bunu başaramıyoruz.

Erzincan tulum peyniri marka olsun istiyorum. Benim hem Türkiye’de hem dünyanın her yerinde bağlantılarım, eşim dostum var. İlişkilerim var. Bu bağlantılarımı bu amaçla kullanıyorum, görüşmeler yapıyorum.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Fransa’ya sert tepki: “Bu karar yok hükmündedir” Dışişleri Bakanlığı’ndan Fransa’ya sert tepki: “Bu karar yok hükmündedir”

Tarım ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakan lığı, Ticaret Bakanlığı ve ilgili tüm kuruluşlardan tulum peynirimiz için bir ihracat ve tanıtım atağı bekliyorum. “

Editör: Habererk Haber Merkezi