Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Asla hile kabul etmez ve götürmez. Bütün öğretmenler, mesleğinin bilincindedir. Kendilerine emanet edilen vatan yavrularını, vatana, ana-babaya, topluma, din ve devlete yararlı insanlar olarak yetişmeleri için bütün enerjilerini harcarlar.

Onun için öğretmenler muma benzetilir. Etraflarını aydınlatırken kendileri erir biterler.

Öğretmen olmak bir seçimdir. Ülkeyi seveceksin, devletini, bayrağını seveceksin, milleti ve değerlerini seveceksin. Çocuğu ve aileyi seveceksin.

Eğer bunlardan birisi eksik ve sevemiyorsan; mesleğinde başarılı olamazsın.

Öğretmenler devamlı insan ve insana hitap ettikleri için, iyi bir anne, mükemmel bir baba, şefkat ve sabır abidesi insanlardır.

Öğretmenler, kavrayamayan, anlayamayan, öğrenemeyen öğrencinin derdindedirler. Neşesiz, canı sıkkın, huzursuz öğrencisinin sıkıntısını yüreklerinde taşırlar.

Onun için öğretmenlerin canı sıkkındır, huzuru kaçıktır, psikolojik rahatsızlık içindedirler.

Öğretmen; ülkenin derdiyle dertlenen, öğrencisinin sıkıntısıyla yaşayan insanlardır.

Onlar bilgilerden demet taşırlar. Her öğrencisine en iyi bilgiyi verebilmek için devamlı bilgilenirler okurlar, araştırılar, sorarlar.

Onun için kimi zaman sıkıcı da olurlar.

Öğretmenler; araştırmalarda sıkıntılı sosyal yapıya sahip meslek guruplarının başındadırlar. Geçinme derdinden, sosyal hayattaki pek çok olumsuzluklardan rahatsızdırlar.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi; sık sık değişen müfredattan, siyasallaşmadan, yönetmelik ve yasalardan habersiz idarecilerin kaprislerinden,  “Alo öğretmenim beni dövdü” telefon hattından, her şikâyeti ciddiye alıp, siyasi bir konuma sokup; sık sık geçirilen soruşturmalardan rahatsızdır öğretmenler.

Hele bir de atanamayanlar var ki; içler acısı.

Emek emek okumuş, öğretmen olmanın hazzı ve ideali ile bu mesleği seçmiş amma; bir türlü ataması yapılmamış öğretmenlerin perişanlığı. Okulların öğretmensizlikten ya kapalı ya da kimi derslerin boş geçmesinden rahatsızdır öğretmenler.

Maaş yetersizliği, meslekte özellikle taciz edilen, eş durumundan tayinleri yapılamayıp, ayrı ayrı yerlerde mesleklerini yapmaya çalışmaları da öğretmenleri bu güzide meslekten soğutmaktadır.

Öğretmenler bilirler ki, bir ülke beyni hür, araştırmacı, hurafelerden uzak, rivayetlerden ırak yetişmiş insanlar ve beyinlerce kalkınır ve çağı yakalar. Son yıllarda bunu yapamadıkları için öğretmenler rahatsızdır.

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen anlayışa, saygınlığa ve saygıya kavuşmayı beklemektedir öğretmenler.

Toplumun son yıllardaki ayrıştırılmasından da oldukça sıkıntılıdır öğretmenler.

Öğretmenler; maddi ve manevi olarak gerçek saygınlıklarına ve mesleklerini rahatça yapıp, “İrfanı hür, vicdanı hür” nesiller yetiştirmeye kavuşmalarını beklemektedirler.

Bütün öğretmenlerin; “ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ” kutluyor; sağlık, sabır, huzur ve mutluluk diliyorum.

Esen kalınız.                                                                                

NOT;  Öğretmenlerin buluşma ve dertleşme yeri olan Konya Öğretmenevi’nin oyun lokali üç yıldır neden kapatıldı? Öğretmenler neden dağıtıldı? Öğretmene değer bu mudur?