Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı canlı yayında Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili seçimlerinde kendisine destek veren HÜDA PAR'ın Hizbullah ile ilişkisi olmadığını savundu. Erdoğan HÜDA PAR için “Geçmişte terör örgütü ile anılması olayı tamamen HDP’nin kendisine bir çıkış yolu aramasından kaynaklanmaktadır. HÜDA PAR‘ın geçmişteki terör örgütü ile ilgisi alakası yok” dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi. Yandaş kanallarda yayınlanan programda gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir üniversite öğrencisinin HÜDA PAR'ın geçmişinde bir terör örgütüyle anıldığını hatırlatarak, "AKP – HÜDA PAR işbirliği hakkında düşünüyorsunuz?” sorusuna “HÜDA PAR’ın geçmişte terör örgütü ile anılması olayı tamamen HDP’nin kendisine bir çıkış yolu aramasından kaynaklanmaktadır. HÜDA PAR’ın geçmişteki terör örgütü ile ilgisi alakası yoktur. Kaldı ki böyle bir durum söz konusu olsa, bizim de beraber yürümemiz söz konusu olmazdı” diye cevap verdi.

“HÜDA PAR'IN HDP İLE MUKAYESE EDİLEMEYECEK BİR KONUMU VAR”

Erdoğan şunları söyledi:

“HÜDA PAR’ı özelikle Kürt vatandaşlarımızın siyasallaşması noktasında beraber bu yolda yürüyelim istedik ve onların hem yerli hem milli bunun yanında da bir vatanseverlik noktasında HDP ile mukayese edilmeyecek bir konumu var. HÜDA PAR, bir siyasallaşmanın gayreti içerisinde olan bir siyasi partidir. Ve şu anda zaten bu seçimlere onlar kendi adaylarıyla girmek suretiyle bir adım atmışlardır. O da parlamentoya bir girme imkanını yakalamak ve parlamentoda da artık düşüncelerini, sesini daha ideal bir şekilde çıkarmaktır. Söylemleri, onlara yapılan yakıştırmaları kabul etmemiz mümkün değil”

"ANKETLERE İNANMAM, MEYDANLARIN DİLİ ÖNEML"

Erdoğan'ın gençlerle buluşmasından öne çıkanlar şöyle:

Gayet iyiyiz, iyi gidiyor. Katılımlar muhteşemdi. Diğerlerinin katılım rakamlarını öğrendikçe heyecanımız artıyor. Meydanlar konuşuyor. anketlere inanmam, meydanların dili neyse bizim için çok önemli.

"SELO 51 KÜRT KARDEŞİMİZİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN BİR TERÖRİSTTİR"

Sorunun cinsi heyecan verici. Selo, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bir teröristtir. Demokrasiye aykırı tarafı yok. Şu anda terör odaklı fiili işlediğinden dolayı cezaevinde. Fikir veya siyasi suç değil. Sokaklarda elini kolunu sallayarak mı dolaşsın? Bedelini ödemesi lazım. Şu anda yapılan budur, çektiği ceza bunun nedenidir. Bay bay Kemal çıkaracakmış. Erdoğan işinin başında oldukça bedelini ödemeye devam edecektir.

"'CEZAEVLERİNDE TUTUKLU ÇOK SAYIDA GAZETECİ VAR’ İDDİALARI YALANDIR"

Cezaevlerinde şu ana kadar iddia edildiği gibi bol miktarda gazeteci yok. Bunlar yalan. İddiada bulunanlara, ‘verin listeyi’ diyoruz. İddia edilen kişilerden 2 tanesi HDP’den milletvekili adayı oldu. Ben bile zaman zaman Adalet Bakanıma söylüyorum, bunlar ne kadar doğru araştırın. Onlar yalan diyor. Versinler isimleri, söz konusuysa işin üzerine gidelim. Fikir suçundan içeri girmiş bir başkanım. 4 ay 10 gün cezaevinde yattım. Ben belediye başkanıyken ceza verdiler. MEB kitabındaki bir şiiri okudum ben. Kimseyi öldürmedim. Selo’nun yaptığını yapmadım. Bu şiir Ziya Gökalp’e ait şiirdi. Bedelini ödettiler. Gelen ziyaretçilerimin haddi hesabı yoktu. İstanbul’u çöp, çukur, susuzluktan kurtaran belediye başkanı olarak İstanbul’da geçti. Çıktıktan sonra partimizi kurduk, ilk seçimde iktidara geldik. Gazetecilerle ilgili hangi cezaevinde ne kadar basın mensubu varsa bilelim. Birçoğu hırsızlık gibi suçlardan içeridedir. Bunların gazetecilikle işleri yoktur.

"MİLLET İTTİFAKININ EKONOMİ TAKIMINA ELEŞTİRİ: İSMİ CİSMİ BELLİ TİPLER DEĞİL"

‘Millet İttifakı’nın ekonomi takımı kimlerden oluşuyor’ diye düşündüğümde bunlar ismi cismi belli tipler değil. CHP kapalı kapılar arkasında IMF temsilcileriyle görüşüyor. İYİ Parti’den zat onlarla beraber. Görüşmelerden sonra hükümetin IMF’den borç alması lazım diyorlar. Ben Kılıçdaroğlu muyum? Tefeciden borç alınır mı? Tefeciden borç alınırsa adamı gömerler. Biz kendi kaynaklarımızla ayaktayız. Tefecilere ihtiyacımız yok. 10 yıl geçti elimizi eteğimizi kestik. Savunma sanayiinden, enerjide, Karadeniz’de gazı çıkardık. Vatandaşımızı doğalgaza muhtaç olmadan kendi gazımızı kullanmaya başladık. İnşallah Seçim sonrası süreç daha farklı gelişecek. Gabar’daki petrolde çok önemli. Bu bizi daha güçlü hale getiriyor. Hem gaz hem petrol yurtdışına ciddi manada muhtaç olmayacağız. Aybüke öğretmenin ismini petrol kuyusuna verdik.

"KENDİNİ BİLMEZ KİŞİLER FYATLARI DALGALANDIRIYOR"

TCG Anadolu da bizim için önemli. Öbür tarafta Akıncı, Kızılelma, SİHA’lar da önemli. Kendini bilmez kişilerin fiyatlar üzerindeki dalgalanmalara neden olduğu belli. Patates-soğan 10-15 liraya düştü. Bunu neyle izah edecekler. Seçimden sonra bunların yargı yolu açık olmak kaydıyla yargıda terleteceğiz. Bu yollarla milletimi sömürmelerine müsaade etmeyeceğiz.

"MİLLET İTTİFAKINA YÜKLENDİ: VAATLERİNİ İNANDIRICI BULUYOR MUSUNUZ"

Vaatleri siz inandırıcı buluyor musunuz? Her şey yalan üzerine bina edilmiş. Eğitimde, sağlıkta ulaşımda tarımda enerjide ne vaat ediyor? Vaatlerin içinde mesela 10 tane belediye var bunlarda. Buralarda söylediklerinden neler yaptılar? Ben belediye başkanlığı yaptım. Biz Haliç’i temizledik. O kokudan tamamen arındı. Bu arada Haliç Kongre Merkezi’ni yaptık. Bu işler lafla olmuyor icraatle oluyor.

"SAVUNMA SANAYİNE KARŞI ÇIKIYORLAR"

Külliye, bizim inşa edip bitirdiğimiz bir yer. 24 saat gençlerimizin emrinde. Kek, çorba, çay, kahve, burada ücretsiz. Benzerini Rami’de yaptık. Rami’de çok muhteşem. İstanbul’un en büyük kütüphanesi haline getirdik. Aynen burası gibi dolup taşıyor. Kültür sanat diyorsak, Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Merkezi’ni biz yaptık. Cumhurbaşkanlığı’nın dev bir kongre merkezi var. Uluslararası ve kendi toplantılarımız orada yapılıyor. Kültür üzerine adım atmazsanız o ülke kültürsüz, şah damarı yok demektir. Millet ittifakı söylüyor da savunma sanayine karşı çıkıyor. Karşı çıkılır mı? TCG Anadolu ile dünyaya mesaj verdik. Seçim sonrası bir büyüğünü yapmak suretiyle mavi denizlerde Barbaros Hayrettinleri güçlü hale getireceğiz.

"DAHA YAPACAĞIMIZ İŞLER VAR"

İstanbul’da kaldığı süre içinde büyük ziyaretçi akınına uğradı. İzmir talep etti, gönderdik. Mersin, Antalya istiyor. Seçime kadar İzmir’de park edeceğiz. Seçimden sonra yeni uçak gemisini hallettikten sonra diğer yerleri onlarla dolaştırırız. Millet ittifakından belediyelerde bizim eserimiz şudur görmedim. İstanbul’da biz Atatürk Kültür Merkezi’ni sıfırdan yaptık. Yetmez. Daha çok yapacağımız işler var. Bunlara bakıyorum, Ankara belediyesi bunlarda. Şunu yaptı deyin. Ankara’yı gözlemlediğinde ‘bunu yaptı’ diyeceğiniz bir şey var mı? Melih Bey’in başkanlığı döneminde yapılan, metroları biz yaptık. Bir tane de siz yapın. Yok. Hepsi sizden. İzmir de öyle. Körfez rezalet kokudan geçilmiyor. İstanbul-İzmir arası 7.5 saatti. Biz 3.5 saate düşürdük. Yetmedi, Manisa-İzmir arasında tüneli biz yaptık. Onlar laf biz iş üretiyoruz.

"KIZILAY’IN ÇADIR SATAMAZ, SÜRATLE YANLIŞI DÜZELTMELİDİR"

Bu konu beni de ciddi üzmüştür. Kızılay çadır satma fiilen giremez. Süratle yanlışı düzeltmesi gerekir. Biz Kızılay’ı çadır üretiminde aktif hale gelmesi için teşvik ettik. Çadır dendiği zaman en ufak sıkıntısının olmaması gerekir. 6 Şubat olayında Türkiye olmayıp başka ülke olsa başlarına neler gelecekti. Şu an enkaz çalışmalarına varıncaya kadar bitirdik. Köy konutlarını teslim etmeye başladık. Kalıcı konutları yapıyoruz. Teslim törenleri başladığında vatandaşlarımızı rahatlatacağız.

"DİNİMİZİN GEREĞİ: LGBT’YE ASLA OLUMLU BAKAMAYIZ"

Bunları ayrıştırıcı kavramıyla izah edersek, yanlış yaparız. Değer yargılarımız içinde aile kurumu çok kıymetlidir. Aileniz güçlü değilse, o ülkede milletin yıkımı çabuk olur. Bizim yaklaşımımız orada. LGBT, aile kurumuna sokulmuş bir zehirdir. Halkın yüzde 90’ı Müslüman olan bir ülke olarak kabullenmemiz mümkün değildir. Aileyi kutsayan anayasa değişikliğini verdik. Şimdi bu konuyla alakalı bizim değer yargılarımız içinde LGBT’ye biz asla olumlu bakamayız. dinimizin gereği bu olduğu için olaya buradan bakıyoruz, buna eyvallah edemeyiz.

"SURİYELİLERİ KAPININ ÖNÜNE KOYAMAYIZ"

Bu konuda işin süresi söz konusu değil. Biz halkının yüzde 90’ı Müslüman bir ülke olarak, savaş sebebiyle terör örgütleriyle ölüm kalım mücadelesi veren Suriye halkı var. Biz şu an itibariyle 100 bin üzerinde Suriye’nin kuzeyinde konutlar inşa ettik. Bu vesileyle peyderpey konutlara göç etmeye başladılar. ‘Ben gelince ülkelerine gönderirim’ anlayışına taraftar değilim. Bu zulüm olur. Konutlara gönüllü olarak dönme süreci başladı. CHP’lilerin ifade ettiği gibi okullarda müsamahalar böyle şeyler yok. Vatandaşlık hakkı kazanıp imtihan kazananlar her yer için geçerlidir. Doktoru, mühendisi var. Bunları kapıya koyamayız. İçinde yaramazlık yapanlar varsa emniyet güçlerimiz tarafından bedeli ödetiliyor.

"ANNEMİN AYAĞININ ALTINI ÖPERDİM, NESLİ BU NOKTAYA TAŞIMAK ÇOK ÖNEMLİ"

Burada bayanlar sayısal olarak ağır basıyor. Bir kısmı anne, bir kısmı geleceğin anneleri. Ben anneme çok düşkündüm. Fırsat buldukça ayaklarının altını öpmeye çalışırdım. Annem ayağını çekerdi. Bırak ben ayaklarının altında cennetin kokusunu alayım diye. Ağlamaya başlardı. Nesli bu noktaya taşımak çok önemli. Anne çok önemli. Aile kurumunu önemsememiz buradan geliyor. Ana. Hiçbir şeye paha biçilmez. Sizler çok önemlisiniz. Dış güçleri kenara atmak mümkün değil. Siz dik durursanız, güçlü bir diplomasiniz olursa dış güçlerin size bakışı farklı olacaktır. Bundan sonra farklı adımlarımızı görebilirsiniz.

"BAY BAY KEMAL SABAH YAALAN AKŞAM YALAN SÖYLÜYOR"

Ben bunlara katılmam mümkün değil. Hukukun siyasallaştığını söyleyenler, iddialarını ispatlayabiliyor mu? Hayır. Bay bay Kemal olunca, akşam yalan sabah yalan. İspatla. ‘Selo’yu nasıl kurtarırız?’ onu istiyor. Yasin Börü’yü öldürecekler, ellerini sallayarak dolaşacaklar. Yasin Börü’nün annesi ağlıyor. Diyarbakır Anneleri ağlıyor. Kılıçdaroğlu bir kere ziyaret etmedi. Hani hak hukuk.

Editör: Yadigar Hanım