BBP'den Can Ataklı'ya cevap:

"12 Ekim 2020 tarihinde, Korkusuz gazetesinde, Can Ataklı imzasıyla, partimizi ve Sayın Genel Başkanımızı hedef alan, hukukla, nezaketle, hayatın doğal akışıyla bağdaşmayan, çirkin bir yazı yer almıştır.
Yazıya konu olan iddiaları, herhangi bir önem ve değer ifade etmediğini ifade ederek, bununla birlikte halkımızın doğru bilgi alma hakkına duyduğumuz saygı gereği, partimizin ve Sayın Genel Başkanımızın yasal hakları saklı kalmak üzere cevaplamak mecburiyetinde kaldık
Büyük Birlik Partisi, Cumhur İttifakı’na, 4 mayıs 2018 tarihinde imzalanan protokolle katıldı. 
Adaylarını, 7102 sayılı Kanun’un 16. Maddesi’ne göre gösterdi. 
Tuhaf, saçma ve gülünç bir şekilde gerçeklerin tahrif edilmeye çalışıldığı, iddialara konu olan kanun maddesi, aslında herkesin bir tuşla ulaşabileceği ve okuma yazma bilen herkesin kolaylıkla anlayabileceği bir cümleden ibarettir:
Kanun No: 7102, Madde: 16
“Seçimlere katılma yeterliliği taşıyan siyasi partinin seçimlere katılmaması halinde, bu partinin üyesi, kendisinin ve üyesi olduğu siyasi partinin yazılı muvafakati alınarakbaşka bir siyasi parti tarafından aday gösterilebilir.”

Büyük Birlik Partisi seçimlere bu maddenin tarif ettiği usullerle girdi. Dolayısıyla Ak Parti listelerinden aday olan Sayın Genel Başkanımız ve 17 parti yöneticimizin, iddia edildiği gibi, partimizden istifa etmeleri ya da Ak Parti’ye üye olmaları gibi bir durum söz konusu değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. 
Siyaseti takip eden herkesin bileceği ve hatırlayacağı gibi Demokrat Parti de aynı usulle seçimlere katılmış ve TBMM’de temsil edilmektedir.
Yazıda örnek olarak verilen ve Büyük Birlik Partisi’yle anlamsız bir şekilde ilişkilendirilmeye çalışılan Sayın Cihangir İslam, seçimde, kendi adı ve amblemiyle katılan Saadet Partisi listesinden değil, CHP listesinden aday olmuş ve seçilmiştir.Sayın Cihangir İslam ve arkadaşlarının, partilerinden istifa etmeleri, CHP'den aday olmaları, sonrasında tekrar Saadet Partisi’ne dönmeleri başka bir konudur ve detayları siyaseti takip eden herkes tarafından bilinmektedir .
Konunun hukuki boyutu özetle budur.
Can Ataklı’nın partimiz ve Sayın Genel Başkanımız hakkındaki yazısında, asgari siyasi ve insani nezaketle bağdaşmayan, edep ve terbiye dışı ifadeler yer almıştır.
Büyük Birlik Partisi, TBMM’de temsil edilen,HDP dışındaki tüm partiler gibi, seçime bir ittifakın bileşeni olarak girmiştir. 
2018 yılında yapılan seçimlerde, Sayın Cumhurbaşkanımız %52,39, Cumhur İttifakı %53.66 oy almıştır. Hemen ardından, 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde, genel seçimlere birlikte girdiğimiz Cumhur İttifakı’na zarar vermemek adına, Türkiye’nin ancak 1/4’inde aday göstermemize ve burada aldığımız oy tüm Türkiye geneline dağıtılmasına rağmen aldığımız %2’lik oy, mensup olduğumuz ittifaka yaptığımız katkının somut bir belgesi olmuştur.
Büyük Birlik Partisi’nin ve Sayın Genel Başkanımızın bir kullanma/kullanılma ilişkisi içinde olduğu cümlesi alçakça, adice biriftiradır.
Büyük Birlik Partisi varlığını hiç kimseye borçlu değildir. Büyük Birlik Partisi’nin 27 yıllık siyasi hayatında karanlık, şaibeli, şüpheli tek bir noktaya bile rastlayamazsınız.
Yazıda yer alan iddiaların hayatın doğal akışıyla da bağdaşmadığını söylemiştik. Şöyle ki, esas ve usul yönünden hukuki çerçevesi çok açık olmasına rağmen, herhangi bir problem olsa bile bunun çözüm yeri, sosyal medya veya Can Ataklı’nın köşesi değil, yargıdır. Bunun yerine, bir problem uydurup, bunun kongre arifesinde partimizi karalamak için kullanılmaya çalışılmak art niyetli ve ahlak dışı bir davranıştır.
Partimizle, Genel Başkanımızla  veya parti yöneticilerimizle, herhangi bir yasaya aykırılık olduğunu düşünen herkese mahkemelerin kapısı açıktır. Yargıya, herhangi bir mahkemeye, herhangi bir müracaatı olmayanların, var olmayan davaların adaletsizliğinden ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı’nınmahkemeler tarafından korunduğundan bahsetmelerinin, ayrıca, yargı kurumlarına yöneltilmiş bir iftira ve suç olduğunu düşünüyor, bu iftiranın ayrıca bir dava konusu olacağını hatırlatıyoruz.İddia bile diyemeyeceğimiz bu saçmalıklara boğulanlar hiç unutmamalıdırlar ki;
Büyük Birlik Partisi’nin ve onun Genel Başkanının kimsenin korumasına ihtiyacı yoktur.
Bahsedilen bütün hususların dışında; Can Ataklı’nın, Büyük Birlik Partisi’nin kongresine herhangi bir şekilde tesir etmeye gücü yetmez.Bu acemice tezgahtan daha kötüsü, Büyük Birlik Partisi üzerinden kariyer hesabı yapan birilerinin, bunu gerçekleştirebilmek için Can Ataklı’ya sığınması olmuştur. Belki de hayatı boyunca bizim değerlerimizle hiç barışık olmamış, son olarak, zor şartlarda, fedakarca, kutsal saydığımız bir görevi yerine getiren başörtülü bir öğretmenimizi başörtüsünden dolayı suçlayan, aşağılayan, sırf bu sebeple ona çalışma, dolayısıyla hayatını idame ettirme hakkıtanımayan birine, partimizin mensuplarının itibar etmesi, ciddiye alması söz konusu bile olamaz. Ancak kimden gelirse gelsin, partimize yönelen bir yalanı ifşa etmeninyürüttüğümüz görevin sorumluluklarından biridir.
Büyük Birlik Partisi’nde yer bulabilmek için, kişisel hayallerine, hesaplarına, planlarına, ahlak dışı yolları ulaşabileceğini sanan insanlarla ilgili mensuplarımızın hissedecekleri en iyimser duygu belki “acıma” olabilir.
Hayatının kısa bir kesitinde Büyük Birlik Partisi’yle yolu kesişip, bu tarihin öncesinde ve sonrasında camiamızla, mücadelemizle, acılarımızla, mutluluklarımızla hiçbir ilgisi olmayan,sonrasında aniden Büyük Birlik Partisi’nin genel başkanı olmaya karar veren, buna dair ortaya koyabildiği tek şey, cahilce, gerçekliği olmayan, saçma, kurgusal bir hukuk problemi üzerinden, genel başkanlığına aday olmaya çalıştığı siyasi partiyi mahkum ettirmeye çalışan birilerini, 
ciddiye alan olursa siyasi tarihimizde ancak komik ve küçük bir ayrıntı olarak yer alacaktır.
Ahlaksızlık, Büyük Birlik Partisi’nin içinde yürütülecek bir mücadelede, netice alabilmek için uygun bir yöntem değildir. Hiç olmadı, asla da olmayacak... Büyük Birlik Partisi’nin her işi, meşru zeminde, mensuplarının ortak kararıyla, fedakarlıkla, ferasetle, hukuka, geleneklere ve teamüllere uygun şekilde yürür. Bu sebeple, hırsını aklının önüne koyanların veya sureti haktan görünen münafık tiplerin partimize, hakim olması yada  kripto profillerin sızmaları, partimizin istikametini değiştirmeleri, camiamızı mücadelesinden, değerlerinden, ideallerinden koparmaları mümkün olmamıştır. Sarsıldığımız zamanlar oldu ama unutmayın, hiç yıkılmadık. 
Konumları ne olursa olsun, siyasi partiler çöplüğünü andıran Türk siyasi tarihinde, bütün imkansızlıklara rağmen Büyük Birlik Partisi’nin neden ve nasıl hala ayakta olduğunu anlayamayanlara, ezberlerinden vazgeçip, konuyu tekrar değerlendirmelerini tavsiye ediyoruz.
Kamuoyuna saygılarımla arz ederim."

Üzeyir Tunç, BBP Genel Sekreteri

Editör: TE Bilişim