Milli Gazetenin haberine göre;Erbakan, bir iktidar kavgası vermedi. Adaletin, kardeşliğin hâkim olmasının mücadelesini verdi. Erbakan Hoca, neye karşı çıktıysa mevcut iktidar bunların tamamını yürürlüğe koydu.

Salgın sürecinin tarımın ve hayvancılığın önemini bir kez daha ortaya çıkardığını vurgulayan Karaduman, 18 yıllık Ak Parti iktidarında özelleştirmelerle Türkiye’nin dışa bağımlı bir ülke olduğunu belirtti.

TARIMA AYRILAN BÜTÇE FAİZ GİDERİNİN 3'TE 1'İNDEN DAHA AZ

Tarımın sekteye uğratıldığının altını çizen Karaduman, Şeker fabrikalarının önemine vurgu yaptı. Karaduman, “Türkiye, yüz yıllık tarihi içinde ilk defa saman ithal etti. Türkiye, yine bu süreçte ayçiçek, pirinç, buğday ve tohum ithal etmeye başladı. Ülkemiz için en büyük tehdit, üretimin zayıflamasıdır. Türkiye tarihinde yine ilk kez geçtiğimiz yıl Borçlanma Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Daha iyi nasıl borçlanırız düşüncesi ile bu müdürlük kuruldu. Bugün Türkiye'de acilen Üretim Genel Müdürlüğünün kurulması gerekir. Girdi maliyetleri 5 kat artmış vaziyette. Ürünün maliyeti ise yalnızca 3 kat arttı. Çiftçi, iki birim daha zayıflatılmış hale getirildi. 2020 yılı bütçesinden 138 milyar lira para faize verildi. Tarım ve Orman Bakanlığı için ayrılan bütçe faiz giderinin 3'te 1'inden daha az. Bu gerçek, ülkede tarıma, üreticiye, çiftçiye verilen değerin göstergesidir. Bugün patates ve soğanı ithal eder hale geldik. Yatırımın sadece golf sahalarına, havuzlara ve tüketime bağlanması üretim konusunda güçlü olmadığımızı gösteriyor. Türkiye, yine çok uzun süre sonra hayvan da ithal eder pozisyona düştü. İktidar yetkililerinin sorunları görmesi için çiftçinin ve besicinin içinde olması gerekir. Bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Çiftçiler, su ve elektrik vergisi altında eziliyor. Bu vergilerin bir an evvel sıfırlandırılması gerekir. Üreticiye rahat bir üretim ortamı sağlanması da gerekli. Türkiye, tohumu da ithal ediyor. Tohumların genetiğinde ekini ve neslimizi ifsad eden bir gerçeklik de var. İthal tohum, topraklarımızın da verimliliğini azaltıyor. Yerli tohum atağı ve seferberliğinin artırılmasını talep ediyoruz. Çiftçi, karamsarlık içinde.” dedi.

ÖNLEM PAKETİ BAZI SERMAYE GRUPLARI İÇİN AÇIKLANDI

Koronavirüs sürecinde açıklanan ekonomi paketine de değinen Karaduman, “Paketteki iki madde, bu paketin kim için hazırlandığını zaten ortaya koydu. İşçinin, çiftçinin, öğrencilerin sorunlarını çözmek için değil, sadece belirli sermaye gruplarının sorunlarının çözülmesi ve mağduriyet yaşamamaları için önlem paketi açıklandı. Bu paketlerin hiçbiri vatandaşın sorunlarına derman olan bir paket olmadı. Genelgeden dolayı işletmesini kapatmak zorunda olan esnaflarımız oldu. Kiralar nasıl ödenecek? Esnaf, kendi hayatını nasıl idame ettirecek? Esnaf, işçisinin maaşını nasıl verecek? İşçiler, izne çıkarıldı. Bu insanlar nasıl geçinecek?” diye konuştu.

ERBAKAN NEYE KARŞI ÇIKTIYSA AK PARTİ YÜRÜRLÜĞE KOYDU

Karaduman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erbakan Hocamız ise insanları ya Milli Görüşçü ya da Milli Görüşçü olmaya aday olarak görüyordu. Erbakan, uygulamaları ile bu ülkenin her anlamıyla bağımsız olması için mücadele etti. Erbakan, sadece bir iktidar kavgası da vermedi. Adaletin, kardeşliğin hâkim olmasının mücadelesini verdi. Erbakan Hoca, neye karşı çıktıysa mevcut iktidar bunların tamamını yürürlüğe koydu. Erbakan Hoca, faiz ile mücadele ederdi. Bugün Türkiye'de en fazla kazanan kesim, birileri itiraz etse de faiz lobisidir. Bugün gelinen noktada ülke tamamıyla dışa bağımlı hale getirildi. ABD Başkanı 10 bin kilometre öteden bir tweet atıyorsa ve sizin ekonominiz talan oluyorsa beylik sözlerin kimseye bir faydası yok. Irak'ın bölünmesi de Suriye'nin bu hale gelmesi de Ak Parti'nin eli ile yürütülmüştür. Erbakan Hoca, son Trabzon kongresinde senin Ak Parti dediğin en sonunda Duyun-u Umumiyenin tahsildarıdır dedi. Erbakan Hoca, bugün hayatta olsaydı yine “Ak Parti Duyun-u Umumiyenin tahsildarıdır” derdi.”

Editör: TE Bilişim