Cumhuriyet'ten Mustafa K. Erdemol'un haberine göre, eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın Beyaz Saray’da geçirdiği on yedi yılı anlattığı kitabı daha çıkmadan büyük ses getirmişti.

Trump yönetiminin yasal olarak engelleme girişimi mahkemeden geri döndü ve söz konusu kitap 23 Haziran’da yayımlandı. ABD iç politikasını karıştıran The Room Where It Happened (Olayın Yaşandığı Oda) adlı kitabında Bolton’ın, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili satırları da hayli dikkat çekici.

“Suriye: Arabistanlı Lawrence” başlıklı bölümde Türkiye’de yaşayan rahip Andrew Brunson’ın tutuklanıp yargılanması da ele alınıyor. Bolton, Brunson’ın, ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’le karşılık Türkiye’nin bir pazarlık konusu olduğunu iddia ediyor. Bolton’ın ifadeleri şöyle: “Apolitik bir evanjelik vaiz olan Brunson ve ailesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a başarısız bir askeri darbeden sonra 2016 yılında tutuklanmasından önce yirmi yıl boyunca Türkiye’de yaşamış ve çalışmıştı.

Brunson, bir zamanlar Erdoğan müttefiki olan ama şimdi takıntılı bir terörist olarak kınanan bir düşman olan Amerika’da yaşayan din adamı olan Fethullah Gülen’e ilişkili olmakla suçlanıyordu. Erdoğan, 2018’de Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de düzenlenen NATO zirvesinin ardından Trump’ı telefonla arayarak Halkbank ve S-400’ler nedeniyle Türkiye’ye uygulanması planlanan yaptırımları görüştü. Erdoğan, Kongre’de F-35’lerin Türkiye’ye satışının durdurulmasını öngören yasadan ötürü endişe içindeydi. Erdoğan’ın endişe edeceği çok şey vardı. Trump’ın bu konuya ilişkin talebi ise fazla değildi. Erdoğan’ın bırakılacağı sözünü verdiği Brunson’ın ne zaman serbest bırakılarak Amerika’ya dönebileceğini bilmek istiyordu. Erdoğan’ın buna yanıtı, Brunson’un hapiste değil evinde olduğu ve yargılamasının da sürdüğüydü. Trump, bunun hiç de işe yaramadığını düşünmüştü. Erdoğan’ın sözlerini Brunson’ın serbest bırakılmayacağı şeklinde yorumlarken hatalıydı, buna öfkelenmiş ve “Bu nedenle Erdoğan’la kimse çalışmak istemiyor” demişti. Trump, Erdoğan’la olan dostluğunu vurguladı, ancak Brunson ABD’ye dönmedikçe ABDTürkiye ilişkisinin zor sorunlarla karşılaşacağını da belirtti.”

YAPTIRIM TEHDİDİ

Bolton, Erdoğan’ın Halkbank soruşturmasının ardında Gülen hareketinin olduğuna inandığını da belirterek “bunun kendisine yönelik bir komplo olduğunu düşünüyordu” diyor ve şöyle yazıyor: “Sürmekte olan Halkbank soruşturması Erdoğan’ı yakından ilgilendiriyordu. Çünkü Erdoğan ve ailesinin Halkbank’ı kendi kişisel çıkarları için kullandığı, damadını da bu nedenle Maliye Bakanı olarak atadığı yönündeki iddialar da vardı. Erdoğan, Halkbank soruşturmasının düşürülmesini istiyordu ancak ABD savcılarının kancaları bankanın hileli operasyonlarının derinliklerine gömülmüştü.

Trump, Brunson, ABD’ye dönmezse Türkiye’ye büyük yaptırımlar uygulayacağını söyledi. ABD Hazine Bakanlığı, 2 Ağustos’ta Türkiye’nin Adalet ve İçişleri bakanlarını yaptırım kapsamına aldı. Türkiye’nin buna yanıtı da ABD İçişleri Bakanı Kirstjen Nielsen ile Adalet Bakanı Jeff Sessions’a yaptırım kararı almak oldu. Bu önlemleri Trump ile tartışmış olsak da daha sonra bana o gün Türkiye kabinesine yaptırım yaptırmanın hakaret olduğunu düşündüğünü söyledi. Bunun yerine, Türkiye’ye yönelik mevcut çelik tarifelerini yüzde 50’ye çıkarmak istedi ve bu da ekonomi ekibini dehşete düşürdü.

Editör: TE Bilişim