Optimar Araştırma'dan Hilmi Daşdemir Star'daki yazısı şu şekilde:

Türkiye'deki mevcut siyasal tabloda Cumhur ve Millet İttifakı dışında bir de üçüncü yol arayışına ihtiyaç oluşacak gibi duruyor. Üçüncü yol için nasıl söylem geliştirileceği önemli olmakla birlikte Muharrem İnce ve Ümit Özdağ'ın bu söyleme öncülük etmesi beklenebilir. Hem iktidara hem de muhalefete ciddi eleştiriler getiren ve gri alanda duranların bir ittifaktan diğerine hemen geçmesi mümkün değil. Ancak kendi partilerine yönelik eleştirileri sonucu konumlandırılacak üçüncü yol ittifakı içerisinde bulunabilirler.

15 Temmuz gecesi taşeron örgüt FETÖ tarafından düzenlenen darbe ve işgal girişimi neticesinde başlayan bir süreç vardı. AK Parti ve MHP net bir şekilde darbeci küresel zihniyete karşı duruş sergiledi ve ittifaklar doğdu. 15 Temmuz gecesi oluşan toplumsal konsensüs sonrasında MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni gündeme getirmesi ittifaklar için başlangıç oldu. Bir tarafta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni öneren AK Parti ve MHP, diğer tarafta CHP, HDP, Saadet Partisi ve MHP'de muhalif hareket içerisinde öne çıkan Meral Akşener – o tarihte İYİ Parti kurulmamıştı- 'Hayır Bloku'nu oluşturdular. Büyük Birlik Partisi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden tarafta yer aldı. Aslında Babacan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nu da 'Hayır Bloku' içerisinde değerlendirebiliriz. Zira yaptıkları konuşmalarda 'hayır' anlamına gelecek ifadeler kullanıyorlardı.

Sonrasında 24 Haziran seçimlerine giderken AK Parti ve MHP Cumhur İttifakı'nı oluşturdular. BBP de Cumhur İttifakı tarafında yer aldı. Partisini kuran Meral Akşener ile CHP, SP, İYİ Parti resmi olarak Millet ittifakını oluşturdu. Bu ittifakın resmi olmayan ortağı da –inkar edilse de- HDP idi. Bu seçimlerde Cumhur İttifakı yüzde 53,6 oy alırken, Millet İttifakı yüzde 34 oy aldı. HDP ise yüzde 11,7 oy aldı. Optimar Araştırma Ekibi ile gerçekleştirdiğimiz araştırmalarda, seçim sonucunu Cumhur İttifakı'nı tam isabet ile, Millet İttifakı'nı binde 1 yanılma ve HDP'yi ise binde 5 yanılma ile tutturduğumuzu da söylemeliyim. Zaten 2014 ve 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de seçim ilk turda bitecek ve yüzde 51-53 aralığında Sayın Recep Tayyip Erdoğan kazanacak demiştik.

Beş benzemezler

24 Haziran sürecinde Millet İttifakı için ''beş benzemez'' benzetmesi yapılıyordu. Ancak, Erdoğan düşmanlığı üzerinden konsolide olan bu birbirine benzemeyenler kesiminde, seçimden hemen sonra bazı ayrışmalar kendini göstermeye başladı. Keskin bir ayrışma olmasa da Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kafasındaki isim Abdullah Gül iken ortaya çıkıp ''Ben adayım'' diyerek kurgulanan 'çatı aday' formülünü bozmuştu.

24 Haziran seçimlerinde ise Cumhur İttifakı adayı Erdoğan yüzde 52,6 oy alarak ilk turda seçildi. Muharrem İnce partisi CHP'nin 22,6 olan oyunun yüzde 30 kadar üzerinde oy almıştı. HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş ise yüzde 11,7 olan oyundan yüzde 30 eksik alarak yüzde 8,40 oy almıştı. Yine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de partisinden yüzde 30 kadar düşük oy alarak yüzde 7,2 oy almıştı. Muhalefet bloku içerisinde yer alan Demirtaş ve Akşener partilerinden düşük oy alırken Muharrem İnce partisinin oyunun üzerinde oy almıştı. Ben o dönem için CHP içerisinde kaçınılmaz olarak liderlik yarışı olacağını öngörmüş bu nedenle de Optimar Araştırma'nın her ay yaptığı Türkiye'nin Nabzı Araştırması'nda Muharrem İnce'nin oy potansiyelini sormuştum. O dönem İnce, Kurultay toplayamadı. Parti kuracak olursa da CHP içerisinde İnce'nin kuracağı partiye oy verme eğiliminde olanların oranının yüzde 60- 70 civarında çıktığı aylar oldu. Bu oranların potansiyel olduğunu unutmayacak olsak da yine de oldukça yüksek oranlar idi. İnce'nin almış olduğu yüzde 30,6'lık oy ve genel olarak muhalefetin yüzde 48,4'lük oyu muhalefet tabanında bir konsolidasyona sebep oldu.

Tüm bu atmosferde girilen 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Ankara ve İstanbul CHP tarafından kazanıldı. Bu sonuçlar muhalefet tabanını ayrıca motive edici bir unsur oldu. Sonrasında yapılan CHP Kurultayı'nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kendisine yakın olmayanları ve İnce'ye yakın bulunan isimleri parti yönetiminden tasfiye etti. Benzer bir hamle de İYİ Parti Kongresinde yaşandı. Akşener'e yakın olmayan ve ülkücü refleksleri güçlü olup HDP ile yapılacak işbirliğinde eleştirel tutum alması beklenen isimler yönetimden tasfiye edildi.

İnce'nin parti kurma süreci

CHP Kurultayı ve İYİ Parti kongresi sonucu HDP ile işbirliğinde ve 'çatı aday' konusunda oluşacak problemler 'bertaraf' edilme yoluna gidildi. Nitekim, bu süreç sonrasında Muharrem İnce 'Memleket Hareketi'ni başlattı. İnce ile birlikte hareket edecek olan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel CHP'nin Atatürkçülük ile ilgili takındığı tavır, HDP ile ilgili CHP'nin takındığı tavır sebebiyle istifa ettiler. Yakında Muharrem İnce de parti kurma sürecini tamamlamış olacak.

CHP'de genel başkan adayı olup o dönem hatırı sayılır bir oy alan 2014'de İstanbul'da CHP'nin büyükşehir belediye başkanı adayı olan eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün kurmuş olduğu Türkiye Değişim Partisi var. Sarıgül de il teşkilatlarının açılış ve örgütlenmesini için yoğun bir çaba gösteriyor.

Parti ya da partiler çıkabilir

İYİ Parti içerisinde de MHP içerisinde muhalefet hareketine liderlik yapan isimlerden birisi olan Ümit Özdağ başta olmak üzere Yavuz Temizer, İsmail Koncuk, Aytun Çıray gibi isimler sert eleştirileriyle gündeme geldi. Ümit Özdağ'ın başta İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu olmak üzere FETÖ ilişkileri ve HDP ilişkileri üzerinden yapmış olduğu eleştiriler sonucu partiden ihraç edilme süreci başlatıldı. Yavuz Temizer ve İsmail Koncuk istifa etti. Aytun Çıray gibi beklemede olan isimler var. Ayrıca, 'taban hareketi' ismiyle anılan ve ülke genelinde kuruculardan oluşan bir örgütlü bir ekip var. İYİ Parti içerisinden de yakında başka parti ya da partiler çıkma ihtimali görünüyor.

Muhalefet Bloku içerisinde yer alan HDP içerisinde de benzer bir gelişme bekleniyor. Kars eski belediye başkanı Ayhan Bilgen ve Altan Tan'ın eleştirileri mevcut. Bu iki ismin ileride parti kurması bekleniyor.

Muhalefet yeni parti istiyor

Genel olarak bakıldığı zaman yaptığımız araştırmalarda şu an itibariyle yüzde 15 civarında ''Yeni bir partiye ihtiyaç var'' diyen bir kesim bulunuyor. Yeni parti ihtiyacı da en çok muhalefet tabanında görülüyor. CHP'de yüzde 24, İYİ Parti tabanında yüzde 20 ve HDP'de yüzde 30 civarında.

24 Haziran seçimleri süreci ve 31 Mart 2019 seçimleri sürecindeki muhalefetin oluşturduğu tutum belli oranda başarı sağlamış gibi görünse de artık farklılıkların 'tolere' edilecek boyutta olmadığı görülüyor.

Bu 'tolere' edilemeyecek boyuttaki tavrı Saadet Partisi tabanında da gördük yakın zamanda. Şu an Genel Başkan Temel Karamollaoğlu daha çok CHP ile olan ittifakı sürdürme taraftarı iken partinin Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk Cumhur İttifakı ile birlikte hareket edebileceklerine ilişkin yeşil ışık yaktı. Nitekim Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Oğuzhan Asiltürk ve Nedim Urhan'ı ziyareti sonrasında Optimar'ın Türkiye'nin Nabzı Araştırması'nda Saadet Partisi tabanının yüzde 33,3'ü Cumhur İttifakı tarafında yer almasını istiyor. Yüzde 25'lik bir kesim ise bu konuda olumsuz bir tavır içerisinde. Yüzde 41,7'lik bir kesim de bu konuda henüz bir kanaate sahip değil.

Burada Milli Görüş geleneğinden gelenlerin Fatih Erbakan liderliğinde kurdukları Yeniden Refah Partisi'ni de unutmamak gerek. Şu an araştırmalarda binde 3-5 aralığında kendisine yer bulan partinin ileriki süreçte takınacağı tavır önemli olacaktır.

Şu an oluşmuş olan Türkiye'deki siyasal tabloda Cumhur ve Millet İttifakı dışında bir de üçüncü yol arayışına ihtiyaç oluşacak gibi duruyor. Üçüncü yol için nasıl söylem geliştirileceği önemli olmakla birlikte Muharrem İnce ve Ümit Özdağ'ın bu söyleme öncülük etmesi beklenebilir.

Zira bu iki isim de Millet İttifakı içerisinde yer alıyorlardı. İktidara yönelik eleştirileri var. Aynı zamanda muhalefetin şu anki politikalarına yönelik de çok ciddi eleştirileri var. Şu an tabiri caiz ise oluşmuş olan 'gri bir alan' var. Bu gri alandakilerin bir ittifaktan diğerine hemen geçmesi mümkün değil. Ancak kendi partilerine yönelik eleştirileri sonucu konumlandırılacak üçüncü yol ittifakı içerisinde bulunabilirler. Bu süreci takip edeceğiz. Ancak, üçüncü yol ya da üçüncü ittifak yakın zamanda siyaset sahnesinde kendisine yer bulacak ve bir taban da tutturacaktır.

Editör: TE Bilişim