İYİ Parti İstanbul İl yöneticisi Beyza Tufan sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu;
"2 gün önce İyi Parti İstanbul yeni il başkanı Buğra Kavuncu beni görüşmeye çağırdı.
Bana yeni yönetimde görev almak isteyip istemediğimi sordu ve bir görüşme gerçekleştirdik.
Arkadaşlar biliyorsunuz ki ben bir ülkücüyüm ve aynı zamanda da Şehit Anaları Derneği Basın sözcüsü ve onursal üyesiyim. Bu görüşmede eski yönetimde bazı isimlerle yaşadığım sıkıntıları olayları detaylarıyla ifade ederek anlattım.
Şimdi müsaadenizle olayların bir kaçını sizle paylaşarak durumu takdirlerinize bırakıyorum.
Seçimlerden on gün önce bir başkan yardımcısı il yönetimi whatsapp grubumuza HDP’li vekil ve gazetecilerle oturdugu bir masada verdiği fotoğrafla beraber “HDP’nin barajı geçmesi için canımı verebilirim, çözüm bu masada (yani ona göre HDP’leymiş), MHP’li Vandallar ” gibi ifadeler kullanan bir yazı paylaştı. Bu yazısından ötürü kendisini kınadığımı belirten bir cevap yazdım grupta kendisine. Ertesi gün bu bayan kendisini kınamamdan ötürü bilenmiş olacak ki ilde bana durduk yere sataşarak beni kavganın içerisine çekmeye çalıştı ve “Sen kimsin ben başkan yardımcısıyım” diyerek bana bağırma cüretini kendinde buldu. Olayın ardından öğrendim ki bu kadın bu sefer de ‘Beyza bana dirsek attı’ iftirasında bulunmuş, Ersin Beyaz’a gittim ve hemen kamera görüntülerini getirtmesini ve eğer ben dirsek atmışsam derhal beni ihraç etmesini ama yok
atmamışsam bu iftirasından ötürü onu ihraç etmesini talep ettim, Ersin Bey kamera görüntülerini istetmedi, olayı geçiştirdi ve uğradığım bu haksızlık karşısında beni ezdirdi.
Olaydan sonraki ilk yönetim kurulu toplantısında söz alarak kürsüye çıktım ve bu konuyu gündeme getirdim, fakat bu kadının gene kendisi gibi HDP sevici il yöneticisi ahbapları, üstelik de erkekler, benim üzerime yürümeye kalktılar ve orda 3-5 ülkücü bana sahip çıkıp ayaklanmasaydı belki de bana
Ersin Beyaz’ın gözü önünde saldıracaklardı... Bu toplantının ses kayıtları elimde mevcut dileyenlerle paylaşabilirim...
Ramazanda Şehit aileleri ve gaziler için organize ettiğim iftar programı için bir masa düzeni hazırladım, Ersin Beyin de bilgisi dahilinde protokol masası olmaması ve her masada mutlaka şehit aileleri ve gaziler olması konusunda hem fikir olduk. Yemekten bir gün önce üstteki olayda anlattığım HDP sevici bayanın en yakın dostu ve aynı zamanda il muhasibi olan bayan yanıma gelerek kendisine protokol masası hazırlamamı istedi. Ben de bunun mümkün olmadığını bunun özel bir yemek olduğunu bu yemekte amacımızın şehit aileleri ve gazilerle kaynaşmak olduğunu, protokolün yakışık almayacağını izah ettim. Bu bayan benim başkan yardımcıma giderek ‘o masayı yapacaksınız’ diye tavrını koydu diretti ve o masayı bana zorla yaptırdılar. Ersin Beyaz’ın masası dahil her masada şehit aileleri ve gaziler ağırlanmışken bu kibirli il muhasibi bayanımız ‘protokol’ masasında afiyetle yemeğini yedi.
Bu olayları anlattım ve isimleri Buğra beye verdim. Bu isimlerden herhangi biri varsa beni lütfen listeye yazmayın, ben bu gayri milli, HDP sevici ve şehit ailesiyle iftar masasına oturmaya yüksünen bu denli insanlıktan uzak insanlarla bir çatı altında bi amaca yürüyemeyeceğimi,
bir ülkücü ve de Şehit Ailelerinin de temsilcisi olarak bu hakaretlere daha fazla maruz kalmak istemediğimi kendisine ifade ettim.
Ve Buğra Bey bugün takdir hakkını onlardan yana kullanmış...
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, aylardır kahrımızdan kan kusuyoruz ama artık susamıyoruz... Yeni yönetimde neden olamadığımı takdirlerinize ve vicdanlarınıza havale ediyorum, yakında bir canlı yayında da yukarda özetle anlattığım konuları ve daha başka olayları da detaylarıyla sizlerle paylaşacağım...."
