Semih Yalçın ''Şunu peşinen belirtelim ki MHP ve Ülkücü camianın kutsallarına, mensuplarına ve değerlerine çeşitli gerekçelerle hücum edenler; derhâl karşılık görür. Bu, bir etkiye tepki meselesidir ve kendiliğinden gelişir.'' ifadelerini kullandı.

MHP’li Semih Yalçın "Bu hamlelerden bazıları; MHP saflarında tutunamayıp dışarıda karanlık mahfillerin ağına düşen sözde eski ülkücü isimlerden Hasan Albay, Yılma Durak, Sakin Öner, Mehmet Pehlivanlı, Kazım Ayaydın, Ahmet Malkan, Nazif Okumuş ve diğer çakma fedailerdir" dedi.

Yalçın şöyel devam etti "Kimsenin başına nöbetçi dikemeyiz. Kimseyi de asla hukuk dışı yollara teşvik etmeyiz. Başına gelenleri başkasından bilen, aynaya bakmalıdır. Taşlanan, attığı taşa; ayağına fitne ve fesat dolanan, taşıdığı başa bakmalıdır.Namertlik eden, mertliğin kadrini bilemez. Eden bulur. Rüzgâr eken fırtına, fırtına eken tayfun biçer. Kapıyı yumruklayanın kapısı tekmelenir. Haberiniz olsun, teşkilat olarak buradayız. Alayınızla yüzleşeceğiz."

Semih Yalçın'ın açıklamarı şu şekilde;

''MHP; Covid 19 salgınının doğurduğu olumsuz şartlara rağmen, 18 Mart 2021 perşembe günü tarihinin en disiplinli ve başarılı, bir o kadar da heyecan ve coşku dolu kurultaylarından birini, takdire şayan bir tesanüt havası içinde gerçekleştirmiştir.

Bu vesileyle MHP; Devlet Bahçeli’nin liderliği altında ulaştığı siyasi olgunluk seviyesini kamuoyuna izhar etmekle kalmamış,aynı zamanda Türkiye’nin önündeki yüz yıllık sürece talip olan Cumhur İttifakının güçlü, kararlı ve müessir bir ortağı olduğunu dosta düşmana ispatlamıştır.

Lakin MHP’nin eriştiği bu dominant, caydırıcı ve üretken konumdan rahatsız olup paniğe kapılan Türkiye ve Türklük düşmanları ve tabiatıyla onların içerideki işbirlikçileri, derhâl harekete geçmiştir.

Partimizin hem fikir, hem siyaset alanında, hem de toplum vicdanında üstlendiği yapıcı rolü baltalamak üzere 13. Olağan Büyük Kurultay’ın hemen ardından yeni fitne ve tefrika hamlelerine hız verilmiştir.

Bu hamlelerden bazıları; MHP saflarında tutunamayıp dışarıda karanlık mahfillerin ağına düşen sözde eski ülkücü isimlerden Hasan Albay, Yılma Durak, Sakin Öner, Mehmet Pehlivanlı, Kazım Ayaydın, Ahmet Malkan, Nazif Okumuş ve diğer çakma fedailerdir.

Dikkat çekici olan; Selahattin Demirtaş gibi PKK’lıların ceza aldığı şu günlerde bir araya gelen birkaç kifayetsiz muhterisle beraber tetikçi, bozguncu ve tefrika çıkarıcıların sokağa sürülmesidir.

Bu kendini bilmezler avenesi; camiamızın ve davamızın kutsallarını istismar silahı niyetine kullanarak hem partimizin, hem de milliyetçi –Ülkücü Hareketin birlik ve bütünlüğünü hedefe koymaya yeltenmişler, davayı defalarca satmışlardır.

Ülkücüler arasında fitne ve tefrika çıkarmak suretiyle Ülkücü terbiye ve ahlak düsturlarını çoktan terk ettiğini gösteren bu şahıslar, “Sadece parti siyasetine ara verdik ve hiyerarşik yapının dışına çıktık.” derken de aslında camiadan tamamen koptuğunu itiraf etmiştir.

Bütün Ülkücü camianın bu fısk ve fücura gösterdiği haklı feveranı terbiyesizlikle suçlayan bazı fırsatçılar da vaktiyle yaşadıkları hezimeti hazmetmek ve tattıkları kuyruk acısını dindirmek için bir avuç destekçisini sırtlayıp sosyal medyada klavye kahramanlığına soyunmuşlardır.

Şunu peşinen belirtelim ki MHP ve Ülkücü camianın kutsallarına, mensuplarına ve değerlerine çeşitli gerekçelerle hücum edenler; derhâl karşılık görür. Bu, bir etkiye tepki meselesidir ve kendiliğinden gelişir.

Kimsenin başına nöbetçi dikemeyiz. Kimseyi de asla hukuk dışı yollara teşvik etmeyiz. Başına gelenleri başkasından bilen, aynaya bakmalıdır. Taşlanan, attığı taşa; ayağına fitne ve fesat dolanan, taşıdığı başa bakmalıdır.

Namertlik eden, mertliğin kadrini bilemez. Eden bulur. Rüzgâr eken fırtına, fırtına eken tayfun biçer. Kapıyı yumruklayanın kapısı tekmelenir. Haberiniz olsun, teşkilat olarak buradayız. Alayınızla yüzleşeceğiz.

Ülküdaşlık hukukunu yok sayıp dava arkadaşlarımızı hasım ve düşman belleyerek şerefleriyle, haysiyetleriyle oynayanlar; ortalığa düşer.

Acınası hâllerine bakmadan terbiyeye kefil olmaya kalkanlar her türlü şeni iftirayla, kuyruklu yalanla partimizi ve teşkilat mensuplarımızı suçlayanlar, edepsizlik çukurunun dibindedir.

Ancak Ülkücü Hareket’e, MHP’ye ve teşkilat kademelerinde görevli dava arkadaşlarımıza mesnetsiz suçlamalarla dil uzatılmasına kesinlikle sessiz kalmayız.

Ancak görünen odur ki mezkur şahıslar ile bir avuç yardakçısının, fitne ve fücur hareketini bile isteyerek sürdürdüğü ve MHP düşmanı mahfilerin emellerine hizmeti görev addettikleri gözlerden kaçmamaktadır. Hareketi yeni mahfillere satmak peşindedirler.

Bilinmelidir ki; Hareketimizin sadık ve vefakâr mensupları, yıllardır Ülkücülükten geçinip davaya ihaneti hayat tarzı ve geçim kapısı hâline getiren utanmaz arlanmazlarla hesaplaşacak, mutlaka yüzleşecektir.

Karanlık odakların taşeronları Ülkücü camianın muahezesinden kaçamayacaktır. Ülkücü nesiller, ihanet kervanına yük taşıyan gönüllü taşeronları asla affetmeyecektir. Mamafih bütün bunlar, Ülkücü camiayı karıştırmak için fitne dolabı çeviren birkaç bahtsızın beyhude çabalarıdır.

MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket; dalları üzerinde yeşertilmeye çalışılan tefrika yapraklarını ve dibinde bitirilmeye çabalanan ayrık otlarını kökünden koparacak, onları tarihin öğüten değirmenine havale edecektir.''

Editör: TE Bilişim