Oğuzhan Asiltürk’ün Milli Görüş camiası içindeki ağırlığına dikkat çeken Fehmi Çalmuk, Asiltürk’ün Erdoğan için kritik öneme sahip olduğunu belirtti.

Erdoğan’ın 1994 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmasını sağlayan kişinin Oğuzhan Asiltürk olduğunu belirten Fehmi Çalmuk, görüşmede konuşulanlara ilişkin detayları açıkladı.

Erdoğan-Asiltürk görüşmesinde Cumhur İttifakının durumu ve MHP politikalarına ağırlık verildiği şeklinde konuşmaların olduğunu belirten Fehmi Çalmuk, “partili Cumhurbaşkanlığı modeline SP karşı. Bunu MHP dayatması görüyor” şeklinde yazması dikkat çekti.

Fehmi Çalmuk, Erdoğan’ın sıradaki görüşmesinin SP eski lideri Recai Kutan ile yapacağını açıklarken, “Kutan’ın ziyaretinden sonra Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu’na Milli Görüş’ten yeni bir üyenin gelmesi sürpriz olmayacaktır” sözlerini kullandı.

Fehmi Çalmuk’un yazısı şu şekilde:

“Siyasetin taşları yeniden döşeniyor Elbette bunu söylerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2021 yılının başlamasıyla beraber ardı ardına yaptığı ilginç ziyaretlerin payı büyük. Erdoğan ilk önce MHP lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etmiş, daha sonra yıllarca kendi yüreğinde bir sancı olarak duran, ihmal ettiği bir ziyareti gerçekleştirmişti. Erdoğan, Saadet Partisi yüksek istişare kurulu başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret etmişti. Fazilet Partisi'nin kapatılması ile birlikte Erbakan'dan “yeni muhitin hayırlı olsun” mesajı ile yollarını ayıran ancak gömleğini çıkarttığını belirtilse de Milli Görüş ikliminden bugüne kadar ayrıldığına ilişkin emareler bulunmayan Recep Tayyip Erdoğan için Oğuzhan Asiltürk; önemli bir rol model…

Ziyareti analiz etmeden önce Oğuzhan Asiltürk üzerine birkaç şeyi belirtmekte fayda var.

İstanbul Teknik Üniversitesi inşaat bölümü mezunu olarak Ankara'da açtığı Aslitürk Mimarlık Ofisi’nden çalışırken Erbakan’ın daveti üzerine Milli Nizam Partisi’ne dahil olan bir isim Oğuzhan Asiltürk… Necmettin Erbakan vefat edene kadar yollarını onunla hiç ayırmadı. Gerek MSP döneminde gerekse Refah Partisi döneminde kurulan hükümetler de aktif görev alabilmek, bir makama oturabilmek için herhangi bir pazarlığın içinde de olmadı. Bu nedenle “kıdemli genel sekreter” olarak kaldı. Erbakan, gizli ve çetrefilli işleri hep Oğuzhan Asiltürk üzerinden yaptı. Tarihi MSP-CHP koalisyon hükümetinin kurulması, 1991 yılındaki Kutsal İttifak görüşmeleri…1996 yılındaki Refahyol hükümeti görüşmeleri gibi…

Örneğin MSP’de Korkut Özal’ı dizginlemek hep Oğuzhan Bey’e kaldı. Ayağına beş kere gitti. Erzurum birinci sıra adaylığı karşılığında teklifi kabul eden Korkut Özal’ın Sanayi Bakanlığı ısrarına karşı Erbakan’ın bakanlığa getirdiği isim oldu.

ASİLTÜRK KİMİN SEVGİSİNDEN ALLAH’A SIĞINDI

Milli Görüş kadrolarının yanında konuşmaktan en çok çekindikleri kişi olma özelliğini de taşıyan Asiltürk kamuoyunda tabir caizse “deve dişi” gibi görünen bakanların bile karşısında titrediği bir isim. CHPliler’e kök söktüren Melih Gökçek yaşadığı tartışma sonucunda “Oğuzhan ağbi seni seviyorum” deyince tüyleri diken diken eden şu cevabı almıştı:

Senin sevginden Allah’a sığınırım!

Necmettin Erbakan’ın bile her istişare toplantısından sonra Asiltürk ile ayrıca bir istişare toplantısı yapması herkesin dikkatini çekmiştir. Hatta bir gün merhum Fehim Adak Asiltürk’ün yüzüne karşı bu durumu şu şekilde anlatmıştı:

-Erbakan Hoca senden korkuyor…

İnce ses tonuna karşı duruşuyla Milli Görüş hareketinin “demir yumruğu” olan Oğuzhan Asiltürk neredeyse Milli Görüş’ün anatomisini çok iyi bilen, eksen kaymasına karşı en önemli dayanak noktasını oluşturuyor.

Ziyareti herkes; gelecekte ve beklenilen bir erken seçimde Saadet Partisi'nin Cumhur İttifakına katılıp seçime gidileceğini tartıştı.

Bana göre ziyaretin en önemli özelliği; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir vicdan muhasebesinin eseri olmasıdır. Çünkü AK Parti kurulduğu günden bu yana Milli Görüş ile ilişkilerini askıya alan, kişisel görüşmelerin dışında parti büyükleri ile bir araya gelmemeye dikkat eden Recep Tayyip Erdoğan herhangi birine değil “Oğuzhan Ağbi”sine bu ziyareti yapmıştır.

ERDOĞAN’IN ADAYLIĞINI ASİLTÜRK SAĞLADI

Burada; Oğuzhan Asiltürk’ün Recep Tayyip Erdoğan için ne anlam ifade ettiğini de bilmek gerekli.

Bilindiği üzere 1994 yılında yapılan yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir belediye başkan adaylığı için Necmettin Erbakan'ın kafasında bir isim vardır. İsmin oluşmasında merhum Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ile merhum işadamı Hasan Kalyoncu'nun büyük rolü vardı. Ali Coşkun Suudi Arabistan'dan davet edildi ve bizzat Erbakan'ın ağzından İstanbul adaylığı teklif edildi. Herkes Ali Coşkun'un adaylığına kesin gözüyle bakarken devreye Oğuzhan Asiltürk girdi.

Dışarıdan bakıldığı zaman Erdoğan'la Asiltürk'ün üslupları birbirine benzemez. Asiltürk, Erbakan'dan Recep Tayyip Erdoğan'ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapmasını istedi. Bu istek üzerine Erbakan lafı ikilemeden yeniden herhangi bir istişare toplantısı yapmaya bile gerek görmeden Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığını ilan etti. Bu nedenle Asiltürk, Erdoğan için böyle Hayati bir noktaya sahip

ASİLTÜRK, MİLLİ GAZETE OKUMASINI İSTEDİ

Erdoğan, her cephede FETÖ ile mücadeleye girdiği dönemden Cumhurbaşkanı olmasından iki yıl sonda Saadet Partisi içinde ortak dostlarına Asiltürk ile görüşme isteğini belirtmiş, “çekindiği için arayamadığını” ifade etmişti.

Asiltürk mesajı alınca iki önemli mesaj iletti. Zamanlamaya dikkat çekelim. 15 Temmuz’dan neredeyse bir ay önce başlayan süreçte Asiltürk Erdoğan’ın Milli Gazete’de Prof. Dr. Burhanettin Can’ın kaleme aldığı “Kadife Devrimler” yazı dizisini okumasını ve akil adamlardan oluşan Cumhurbaşkanlığı istişare kurulunun kurulmasını istemişti.

Diğer önemli isteğin ne kadar hayati öneme haiz olduğunu ve gerçekleştirmediğini zannederim Erdoğan son ziyarette anlamış oldu.

CHP listelerinden seçilen Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam’ın Erdoğan’a yönelik sert ve yakışıksız sözleri bizzat Asiltürk tarafından yapılan müdahale ile bertaraf edildi. Cihangir İslam bu uyarıdan sonra SP’den istifa etti. Son olarak Asiltürk, Ayasofya’nın ibarete açılması nedeniyle telefon ile Erdoğan’ı arayarak tebrik etti. Görüşmenin zeminini bu telefon sağladı.

GELELİM ZİYARETE:

Ziyaret öylesine önceden programlanmış günü ve saati ayarlanmış bir ziyaret değildir. Bir gün önceden geleceği saat belirlenmişti. Ziyaret etme isteği önceden Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu’na bizzat Asiltürk tarafından belirtilmişti. Görüşme Asiltürk’ün mütevazi döşenmiş evinin salonunda gerçekleşti. Baş başa… Kimse yanlarına alınmadı.

“Peki neler konuşuldu?” başlığının bir çoğunu yazmaya iznim yok. Ancak anladıklarımı sıralayım:

İÇ SİYASET:

-Cumhur ittifakının verdiği görüntü…

Hükümet daha çok MHP politikalarının ağırlıklı olduğu görüntü verilmesi… Perinçek’in verdiği görüntü ve demeçlerin Bu Ak Parti’ye zarar veriyor.

-Partili Cumhurbaşkanlığı modeli.

Başkanlık sistemine destek var. Ancak partili Cumhurbaşkanlığı modeline SP karşı. Bunu MHP dayatması görüyor.

-Ak Parti diğer alternatifleri değerlendirmeli.

-Terörle Mücadele konusunda SP destek vermeli.

-Suriye ile müzakereler

-Ele alınmalı, değiştirilmeli ya da iptal edilmesi gereken kanuni düzenlemeler:

İstanbul sözleşmesi, domuz eti satma izni ve zinanın suç sayılmaktan çıkarılmasına ilişkin kanunun

SIRADA RECAİ KUTAN VAR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir SP yöneticisine dediği gibi; “Ak Parti’nin Saadet Partisi’nin sinerjisini yanına alması lazım.”

Ziyaret bunun için önemli bir adım.

Asiltürk’ten sonra ziyaret sırası Recai Kutan’da… Çünkü Kutan’ın; Lütfü Doğan’ın torunu ile ilgili yapılan bir tasarrufun düzeltilmesine ilişkin isteğinin bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yerine getirilmemesine çok kırıldığı belirtiliyor. Kutan’ın ziyaretinden sonra Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu’na Milli Görüş’ten yeni bir üyenin gelmesi sürpriz olmayacaktır.

İçim içimi yiyor da ben de sorayım artık: “Ağbi, ben geldim” demek için niye bu kadar bekledin Cumhurbaşkanım!”

Editör: TE Bilişim