Açıklamada “Sahte kurtarıcılardan kurtulmalıyız. Yolumuz; Kurulmuş fabrikayı değil, fabrika kurup "ürettiğini" satarak, Osmanlı'nın borçlarını bile ödeyen ve "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyen Atatürk'ün yoludur.” denildi.

İşte o açıklama ;

"Sözümüz Var Hareketi" platformu olarak yürüttüğümüz "partileşme çalışmalarımız" kapsamında bir kez daha kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur.

Malumunuz; Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sorunlar endişe verici ve korkutucu boyutlardadır.

Siyasetle uğraşsın ya da uğraşmasın; bu durum, tüm yurttaşlarımızın "sorumlu" davranmasını gerektirir.

Türk Milleti bu badireyi de atlatacaktır. Çıkış yolu yine, mevcut yasal sistem içerisinde "siyaset yapmaktan" geçmektedir.

Ancak ülkemizde siyaset, birçok kez de tekrarladığımız gibi, tıkanmıştır. Siyasetin; İktidarı, muhalefeti ile eş zamanlı olarak tıkanmasının temel sebebi de yerli, milli ve bağlantısız olmayışıdır.

Türkiye'de Atatürk'ün ölümünden bu yana kıyasıya bir "millet egemenliği" mücadelesi vardır.

Türk siyaseti maalesef "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyemeyenlerce, boşluk bırakılmaksızın doldurulmuştur.

Bugün andımızın rahatlıkla yasaklanabilmesi, değişmez maddeler de dahil "yeni anayasa" söylentileri, kontrolsüz yabancı göçlerle demografik yapımızın bozulması, karşılaştığımız 'akla ziyan' ekonomik sorunlar, bütün bunların sonucu olarak hükümranlık ve bağımsızlığımızın kolayca tartışılır hale gelmesi, hep bu siyasi tablodan dolayıdır.

Bizim bu karanlık tablodan çıkışımızın ilk adımı; Türk siyasetini adı gibi Türkleştirmek olacaktır.

Bu o kadar kolay bir iş değildir!

Gücü elinde bulunduranlar gazete, televizyon, internet siteleri, akademisyen, siyasetçi, aydın görünümlüler vs. argümanlarla veya "doğru sözleri yanlış ağızlara söyleterek" toplumun kafasını karıştırmakta; konumlarını kaybetmemek için ölçü-ahlâk tanımadan direnmektedirler.

Bu nedenlerle Türk Milleti günümüzde siyasette, siyah ile beyazı, hele gri tonları, hiç ayırt edemez hale getirilmiştir.

Ancak "Sözümüz Var Hareketi"nin bir misyonu da, gerçeklerin Türk Milletince her şartta iyi anlaşılmasına katkı yapmaktır:

Elbette "Sözümüz Var Hareketi"; güvenilmezlerin, vefasızların, sözünü yerine getiremeyip Türkiye'yi yönetmeye kalkanların Türk Milletini bir kez daha yanıltmalarına izin veremezdi, bundan sonra da asla vermeyecektir.

-Ne "Devleti biz yönetiyoruz" mottosuyla avunanlar,

-Ne "Ben gidersem devlet yıkılır" saçmalığına inananlar,

-Ne "Ufku bir kere daha VEKİL olmaktan öte geçemeyenler"

-Ne de "Ben daha iyi borç bulurum" diyenler ile

Yol yürünmez.

Sahte kurtarıcılardan kurtulmalıyız.

Yolumuz;

Kurulmuş fabrikayı değil, fabrika kurup "ürettiğini" satarak, Osmanlı'nın borçlarını bile ödeyen ve "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyen Atatürk'ün yoludur.

Hareketimizin mensupları bu yolda mücadelelerini korkusuzca sürdürecek ve partileşme sürecinde karşılarına çıkarılan her türlü engeli aşarak Türk Milletine hizmet etmeyi Allah'ın izni ile büyük bir azim ve kararlılıkla başaracaktır.

Dileğimiz; bu "milli şuur" hareketinin öncelikle partileşmesini ve nihayetinde de iktidarını görmektir.

Destek "Büyük Türk Milleti"nden, takdir Yüce Allah'tandır..."

Editör: TE Bilişim