Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından, bölgeye insani yardım çalışmaları başta olmak üzere pek çok lojistik destek deniz yolu ile ulaştırıldı. Jeolog ve yer bilimcilerin, muhtemel bir İstanbul depremi için uyarılarını giderek sıklaştırmasının ardından harekete geçen uzmanlar, İTÜ'de düzenledikleri çalıştay ile deprem sonrası denizcilik sektörünün yaşaması muhtemel senaryoları masaya yatırdı. 

Çalıştay'da,İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak bir açılış konuşması yaptı.

Bayrak yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

"Deprem bizim bir gerçeğimiz. Geçmişte de yaşandığı gibi günümüzde de maalesef devam edecek. Deprem ile yaşamayı bilerek hayatımıza devam etmek zorundayız. Denizciliğin ne kadar daha önemli olduğunu yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremde bir kez daha görmüş olduk.

Deprem bölgesine en kolay sağlanan ulaşım, denizyolu oldu.15-20'ye yakın sefer ile deprem bölgesine yardım gönderildi. İstanbul için bir telaş söz konusu. İstanbul'da yaşanabilecek bir depremde; bizim neler yapmamız gerektiğini konuşmamız gerekiyor. Böyle bir çalıştayın olması bizleri son derece mutlu etti. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.

DENİZCİLİK FAKTÖRÜ NE YAPABİLİR?

İstanbul Teknik Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Özcan Arslan ise; "Deprem öncesinde en az zarar görmek üzere denizcilik sektörü neler yapabilir? başlıklı bir çalıştay düzenliyoruz. Burada konuşulan konuların sektörümüze ve ülkemize katkılar sunacağı temennisi ile emeği geçen herkese saygılarımı sunuyorum." 

"İSTANBUL'DA OLASI BİR DEPREMDE NE YAPILABİLİR?"

İstanbul'da yaşanabilecek bir deprem senaryosunda neler yapılabilir? sorusuna yanıt arayan birinci oturumundaki anelistler; İstanbul’un olası depremi ve Marmara’da mevcut durumu, İstanbul Depremi ve Afet Yönetimini, Tuzla tersanelerinin depreme dayanıklı hâle getirilmesi için gerekli yatırımları, Tersanelerde depreme hazırlık ve deprem sonrası için tersane imkanlarını başlıklarıyla yapılan çalışmalarını katılımcılara aktardı. 

Editör: Ali Özyiğit