İnsanların suyun yüzeyinde kalmaları için ciğerlerimizdeki hava keseleri yeterlidir. Kişi suya girip yüzerken veya su içerisinde gezerken sakin bir şekilde nefes al - veri sürdüğü sürece suyun yüzeyindedir.

Çünkü sakin nefes alan kişi ciğerlerindeki havanın tamamını dışarıya vermez ve dudak seviyesinde suda nötr kalır. Fakat normal hayatta dahi korkan kişi hızlı hızlı nefes alıp verir. Su içerisindeki kişi kıyıdan uzaklaştığını fark edince veya ayağına suda sarmaşık vs. değdiğinde korkuya kapılır.

Örneğin "Kıyıdan çok uzaklaştım dönebilecek miyim?” veya “Ayağıma değen canlı - bitki neydi? Bana zarar verir mi? Boğulmama neden olur mu?” soruları korkuyu tetikler ve suyun yüzeyine tamamen çıkmak için hızlı hızlı hareket ederek çok fazla efor sarf edip ciğerlerimizdeki hava keselerini daha fazla doldurmak için dolu dolu nefes alma gayretine girer. Fakat ciğere dolan fazla havanında tekrar nefes al - verin de atılması gerçekleştiğinden nefes verince batmaya başlar.

Filmlerde ki gibi öyle abartılı su yutmaz fakat istem dışı nefes borusuna kaçan bir miktar suyu fark eden gırtlak kası otomatik olarak bu yanlışa bir son vermek için beyinden gelen komutla kendini kapatır ve boğulma gerçekleşir. Su içinde beyin ölümü 3-6 dk arasında değişiklik gösterebilir.

Nasıl bir ölüm?

Boğularak ölmek, en çok korkulan ölüm şekli arasındadır. Çünkü bilinç uzun bir süre açık olur, zordur ve anbean yaşanır. 

Boğulma anında yapılması gerekenler

Suda boğulmaları 2 türde değerlendirebiliriz.

1-Kuru boğulma; akciğerlerde su yoktur ya da çok az vardır. Bu kişilerde gırtlak spazm durumundadır, akciğerlere ne su ne de oksijen girebilir.

2- Su yutarak boğulma; boğulmaların büyük çoğunluğu bu sebep ile olur. Akciğerlere dolan su miktarı, cinsi ve ısısı solunumun durmasında etkendir.

-Suda boğulmakta olan kişiye yüzme bilsek bile ilk olarak can yeleği, can simidi, ip gibi suda batmayan bir cisim atmalıyız. Yüzerek can kurtarmak eğer bu konuda eğitim almamışsak bizim için de tehlikeli olabilir. Çünkü boğulmakta olan kişi panik halinde çırpınırken bize de zarar verebilir, boğulmamıza neden olabilir.
-Boğulma tehlikesi geçiren kişi sudan çıkartılınca, varsa ağzındaki protez, takma diş, kusmuk gibi yabancı cisimler temizlenmeli, sert bir zemine alınmalı
-Baş geriye yatırılıp çene kaldırılmalı, ensenin altına katlanmış giysi vb.konmalı
-Bir el kişinin alnına konarken aynı elin baş ve işaret parmakları ile burun kapatılmalı, diğer el ile ağız açılmalı
-Kurtarıcı normal bir soluk alır yaralının ağzını içine alacak şekilde ağzını yerleştirir, yaralının göğsü yükselmeye yetecek kadar 2 kurtarıcı nefes verilir, havanın geri çıkması için zaman verilir
-Sonrasında kalp basısı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst uçu tesbit edilerek alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilir, diğer el bu elin üzerine yerleştirilir ve eller kenetlenir
-Ellerin parmakları göğüse temas ettirilmeden, dirsekler bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde, göğüs kemiği 5 cm. aşağı inecek kadar 30 kalp basısı yapılır. Basıyı dakikada 100 olacak şekilde yapmalıyız.
-Bu uygulamayı 30/2 şeklinde yaralı kendine gelene kadar, hastaneye ulaştırılana veya ambulans gelene kadar uygulamalıyız.

TATLI SUDA MI TUZLU SUDA MI?

Evet. Tatlı suda ölüm 3-4 dakikada gerçekleşir. Akciğerlerdeki hava kesecikleri kapanarak kanın oksijenlenmesini engeller, kan oksijenlenmeden tekrar dolaşıma geçer. Tatlı suyun yoğunluğu düşük olduğu için damarlar tarafından emilir, alyuvarlar patlar, kanın hacmi artar ve kalbin yetersizliğe düşmesine sebep olur. Kanın dokulara oksijen taşıması bozulur. Tuzlu suda ise ölüm 5-6 dakikada gerçekleşir. Yutulan suyun sodyum klorür miktarı fazla olduğu için kan damarlardan akciğer keseciklerine dolar. Oksijenlendirilemeyen dokular sonucu ölüm meydana gelir.

İKİNCİL BOĞULMA NEDİR?

Hastalar kurtarıldıktan sonra 72 saat takip edilmelidir. Çünkü ikincil boğulma diye adlandırılan durum gerçekleşebilir. Bu durum çoğunlukla bebeklerde veya çocuklarda tehlikelidir. Özellikle havuz sularındaki kimyasallar, akciğerlerde kalan su zaman içinde akciğerlerin yapısını bozarak görevlerini yapmasına engeller ve boğulmaya sebep olabilir. Eğer çocukta nefes alma güçlüğü, yoğun öksürük, halsizlik, uyku sersemliği, fark edersek muhakkak doktora götrmeliyiz. Aynı şekilde suyun mikrobik yapısı, yutulan yosun vb. parçacıklar zaman içinde enfeksiyona veya hava yolunun tıkanmasına da sebep olabilir.

Editör: TE Bilişim