Beslenme-kanser ilişkisi, kanser türüne göre farklılık gösterse de, doğru beslenmenin kansere yakalanma riskini yaklaşık yüzde 35 azalttığı biliniyor.

Doğru beslenir ve doğru besinleri seçersek, beslenmenin koruyucu olan etkisi, yanlış beslenme söz konusu olursa riski arttıran olumsuz bir etkiye dönüşüyor. Diyet posasının, probiyotik, soya, sarımsak ve yeşil çay gibi fonksiyonel besinlerin ve sebze-meyvelerin kanserden koruyucu etkileri vardır. Bu etkileri teker teker inceleyecek olursak…

Bitkilerin sindirilemeyen kısımları posa olarak adlandırılır. Posalar, bağırsaklardaki zararlı öğeleri kendilerine bağlayarak dışarı atılmasını sağlar. Posaların parçalanması ile oluşan kısa zincirli yağ asitleri, hücre çoğalmasını sağlayarak barsak sağlığını korur.

Bu etkileri nedeniyle posalar kolon kanseri başta olmak üzere kansere yakalanma riskini azaltır. Probiyotikler, bağırsak sağlığını korumada etkin rolleri olan yararlı bakterilerdir. Probiyotikli yoğurt kullanımı bağırsağa zararlı bakterilerin tutunmasını engeller. Ayrıca kabızlık üzerinde de olumlu etkisi vardır.

Soya hormona bağlı kanser türlerinin önlenmesinde önemli rol sahibidir. Östrojen dengesi sağlayan maddeler içermesi nedeniyle menopoz sonrası görülen meme kanserine yakalanma riskini azaltır.

Sarımsak, yeşil çay, sebze ve meyveler yoğun antioksidan içerikli besinlerdir. Antioksidanlar vücudumuzda stres sonucuyla oluşan veya besinlerle alınan serbest radikallerin etkisiz hale getirilmesinde önemli rol oynarlar.

Haftada 1–2 kez 1–2 diş çiğ sarımsak yemenin ve günde 1–2 kupa yeşil çay içmenin kanseri azaltıcı etkileri olduğu bilinir. Vücuda yeterli miktarda antioksidan alabilmek için günde 5–9 porsiyon sebze ve meyve tüketmek gerekir.

Kanser riskini azaltan besinler olduğu gibi kanser dostu olan ve riski artıran besin ve içeceklerde mevcuttur. Kızartma ve kavurmalar yanmış yağ içerdiklerinden ötürü kanser yapıcı maddelerden oldukça zengindir.

Kızartma yağlarının 3 kereden fazla kullanılmaması ve serin, kuru bir yerde cam kavanozla saklanmalı. Nitrit ve nitrattan zengin besinler kanser riskini artırır. Bu maddelerden zengin olan besinler salam ve sosis gibi şarküteri ürünleridir. Bu besinlerin günlük beslenmemizde sıklıkla yer almaması gerekir.

Özellikle et ürünlerinin görünür yağlarının tüketilmesi, iç yağı, kuyruk yağı gibi yağların tüketimi, sebze-meyveden fakir et ürünlerinden zengin bir beslenme tarzı kanser gelişme riskini oldukça artırır. Kuru baklagil ve fındık, fıstık ve ceviz gibi yağlı tohumların afla toksin adı verilen küfün karaciğer kanseri riskini arttırdığı bilinmekte.

Bu nedenle küflenmiş besinlerin kesinlikle satın alınmaması ve tüketilmemesi, kuru baklagil ve yağlı tohumların küflenmemesi için kuru ve serin bir ortamda saklanması gerekir. Sağlıklı beslenme, kanser riskinin azaltılmasında da anahtar noktayı oluşturur.

Alkollü içecekler de aşırı tüketildiklerinde kanser riskini arttırır. Bu nedenle erkekler günde 2, kadınlar günde 1 birimden fazla alkollü içecek tüketmemelidirler. Fazla miktarda doymuş yağ, kolesterol ve protein tüketimi de kanser riskini artırır.

Editör: TE Bilişim