Kolloidal gümüş suyu nedir? 

Koloidal gümüş, birçok doğal besin marketlerinde kolaylıkla ve ucuz yollarla elde edilebilen bir ürün. Bazı insanlar, evlerinde bile yapıyorlar. İçerisinde, haricen ya da dahilen kullanılmak üzere sıvıda bekletilmiş minik gümüş partikülleri bulunuyor.

Gümüşün kayda değer antibiyotik doğası, yüzyıllardır biliniyor. 1900'lü yılların başlarında, Searle İlaç Şirketi kurucusu Alfred Searle, kitaplarından birinde koloidal gümüşün sağlık sektöründeki kullanım alanlarından bahsetmiştir.

Koloidler her hangi bir maddenin en küçük biyolojik formudur. O kadar küçüktürler ki, vücutta, kolaylıkla her türlü zarı geçerek sindirim sürecinden atlayıp, absorbe edilirler. Kolloidal gümüş, buhar damıtımlı su içinde bekletilmiş, 1930’ların ortalarına dek Amerika’da yaygın bir ilaç olarak kullanılmış, görünemeyecek kadar küçük gümüş parçacıklarıdır. 1920 ve 30 yılları arasında, enfeksiyonlarla savaşan oldukça pahalı bir antibiyotik tedavisi olarak kullanılmıştır. Çok daha ucuz bir antibiyotik olan penisilinin devreye girmesi, bir çok başka antibiyotiğin üretilmesine vesile olmuştur.


1970'li yıllarda, Syracuse Tıp Fakültesinden Dr. Robert O. Becker, koloidal gümüş üzerinde yoğun çalışmalar yapmaya başladı. Araştırmaları sonucunda, bu gümüşün yalnızca bakterileri öldürmekle kalmadığını, bilinen tüm antibiyotiklere dirençli, ancak zararsız bakterileri de öldürdüğünü gördü. Dahası, reçeteli antibiyotiklerin aksine, patojenler zamanla gümüşe karşı direnç ya da bağışıklık geliştirmiyorlar.

Gümüş suyunun faydaları nelerdir?

Gümüş suyu MRSA gibi antibiyotiklere dirençli mikropları yok etme becerisine sahip. Bunun sebebi ise şu: koloidal gümüş, antibiyotiklerin yaptıkları gibi mikropları zehirlemiyor; hücre duvarlarına yapışarak ve enzim üretimlerini engelleyerek onları boğuyor.



Doğal bir antibiyotik olarak sahip olduğu muazzam üne rağmen, bazı insanlar koloidal gümüş tüketmekten ya da çocuklarına yedirmekten kaçınıyor. Yalnızca dış kulak iltihabı gibi harici enfeksiyonların tedavisinde kullanıyorlar ya da örneğin boğaz ağrısı için gargara yaparak faydalanıyorlar.

Kolloidal gümüş suyu hangi hastalıkların tedavisinde kullanılabilir?

- Sinüzit: Uluslararası Allerji ve Rinoloji Forumu’nda yayınlanan bir araştırmaya göre, sinüs enfeksiyonlarını kontrol etmek için yaygın olarak kullanılan kolloidal gümüş suyu, burun spreyi olarak da faydalı olabilir.

- Yara bakımı: 2012 yılında Pharmacognosy Communications tarafından yapılan bir araştırmada, kolloidal gümüşün cildi ve diğer yumuşak dokuların iyileşmesini hızlandırdığı, bazı kolloidal gümüş preparatlarının, yanık, periodontit ve diğer koşulları tedavi etmek için topikal kullanım açısından düşünülmesi önerildi. Kolloidal gümüş suyu, sedef hastalığı ve egzama gibi birçok deri rahatsızlıklarına da fayda sağlayabilir. Yıpranmalarda yatıştırıcıdır ve hatta yanıklarda doku hasarını onarabilir.

- Anti-inflamatuar (iltihap giderici): Kolloidal gümüş harika bir anti-inflamatuar ilaçtır. Gümüş bilinen en evrensel antibiyotik madde olarak nitelendirilmektedir. Bu da, bakteri, mantar ve virüsleri öldürdüğü anlamına gelir. Tıp aleminde antiseptik olarak kullanılmaktadır. Yara bölgelerini haricen temizlemek için kullanılmıştır. Yara pansumanlarında artan oranda kullanılmaktadır, çünkü, metisiline dirençli Staphylococcus aurea (MRSA) gibi yüksek dirençli mikroplara karşı oldukça etkili olduğu görülmüştür. Jim Powell’ın, “ Science Digest” da yayınlanan bir makalesine göre, “Bir antibiyotik belki 7 farklı hastalık organizmasını öldürebilir ama gümüş, 650 farklı organizmayı öldürebilir. Dirençli gruplar, gelişme gösteremezler.”

- Antiviral (HIV / AIDS, pnömoni, herpes, zona ve siğiller için): University of Texas’da yapılan bir çalışma, gümüş nano parçacıklarının HIV-1 virüslerine bağlandığını ve onları, hücrelere eklenerek çoğalmaktan alıkoyduğunu bulmuştur.

- Konjunktivit / Kulak Enfeksiyonları: Konjunktivit göz bezi ve astarını kaplayan iltihaplı bir mukoza hastalığıdır ve sebebi bakteriyel veya viral enfeksiyondan olur. Kolloidal gümüş suyu bu aşırı bulaşıcı virüse karşı hızlı önlem almak için kullanılabilir. Reçeteli antibiyotikler belirli bakteri sınıflarına karşı tasarlanmıştır. Kulak enfeksiyonlarına birden çok bakteri sınıfı neden olabilir. Bu durumda, reçeteli antibiyotik kullanışsız kalırken kolloidal gümüş, enfeksiyonunuza neden olabilecek ne olursa olsun etkili olur. 

- Soğuk algınlığı: Dr. R. Becker yaptığı çalışmalarda düşük gümüş düzeylerine sahip olanların daha sık grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalandıklarını not etmiştir. Becker'e göre bağışıklık sisteminin yetersiz çalışmasının sebebi gümüş eksikliğidir ve bakterilerin ya da virüslerin yok edilmesinde gümüş kritik bir önem arz etmektedir. Becker’in deneyleri, gümüşün geniş bir bakteri yelpazesinde, her hangi bir yan etkisi olmadan ve diğer vücut hücrelerine herhangi bir zarar vermeden çalıştığı sonucuna varıyordu.

- Zatürre: Dahili olarak alındığında, gümüş suyu doğrudan akciğerlerde bulunan ve bronşit veya pnömoniye neden olan mikroplarla temas eder. Temelde solunum desteğini kullandıkça da aynı şey olur ve birkaç gün içinde hastalıklı alan temizlenir.

- Kanser tedavisi: Doktor Robert O. Becker “Body Electric and Cross Currents” adlı kitabında gümüşün kanser hücrelerini normal hücrelere çevirme ya da değiştirme yeteneğine sahip olduğunu belirtmiştir. Becker, gümüş iyonların dokuları iyileştirdiğini, kanserli ve diğer anormal hücreleri yok ettiğini düşünüyordu. Ayrıca, gümüşün, vücudun iyileşme sürecini hızlandırma gibi bir becerisi olduğunu ve insan bedeninin elektrik sistemi üzerinde yararlı etkilere sahip olduğunu ifade etmişti. İsveç’deki Karolinska Institute’sünden Dr. Bjorn Nordstrom, uzun yıllar boyunca kanser tedavisi metotlarında gümüşü kullanmıştır. Kayıtları arasında, diğer doktorların terminal safha olarak nitelendirdikleri bir çok kanser hastasını iyileştirdiği iddiaları yer almaktadır. Kollodiyal gümüş, metal gümüşün likit süspansiyonudur. Ancak kanser tedavisinde yararlı olduğu ile ilgili güvenilir bir insan kanıtı bulunmamaktadır. 

Kolloidal gümüş suyu zararlı mıdır?


Öncelikle gümüşün, tıpkı kurşun, kadmiyum ya da alüminyum gibi zamanla vücutta biriken bir ağır metal olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir insan neden bile bile ağır metal tüketir ki?
Bazı insanlar bu durumu kabullenemediklerinden gümüş nitrat, iyonik gümüş, koloidal gümüş, gümüş klorür ya da gümüş proteini gibi gümüş solüsyonlarından uzak duruyorlar. Koloidal gümüşün tek güvenli gümüş solüsyonu olduğu iddiasını ikna edici bulmuyorlar.


Elbette koloidal gümüşün ara sıra dahilen kullanımı muhtemelen çok da zararlı değil. Antibiyotik kullanmadan boğaz ağrısı tedavisi için gargara yapmak gibi. Son derece etkili ve metal zehirlenmesi gibi yan etkileri olmayan sayısız doğal antibiyotik varken – sarımsak, zerdeçal, kırmızıbiber, manuka balı ya da güveyotu yağı gibi – neden riske girelim ki?


Koloidal gümüş suyu kullanmak faydalı mı?


Gümüşün vücutta biriken ve telafi edilmesi çok güç olan ağır bir metal olması yalnızca haricen kullanım için düşünülmesi açısından gayet yeterli bir sebep olsa da bir de bağırsak mikrobiyomunu koruma mevzu var. 


Koloidal gümüşün antibiyotikler gibi mikropları zehirleyerek çalışmadığını, hücre duvarlarına yapışarak ve enzim üretimlerini engelleyerek boğulmalarını sağladığını biliyoruz.


Koloidal gümüşün özgün bakteri öldürme metodunun oldukça etkili olmasına, mikroplar ona karşı direnç geliştiremediklerinden bu etkinin zamanla azalmamasına rağmen, öldürdüğü bakteriler konusunda seçici olmama gibi bir sorunu var.


Bir başka deyişle, koloidal gümüş, bağırsaktaki faydalı bakterileri de tıpkı mikroplara yaptığı gibi öldürüyor. Geleneksel antibiyotiklerin de bu derece sorunu olmalarının temel sebebi tam olarak bu değil mi?


Bağırsaktaki faydalı bakteri popülasyonunu azaltmak, doğal ya da ilaç kaynaklı, sebebi ne olursa olsun ciddi bir sorundur

Editör: TE Bilişim