AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın geçmişte 'Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına alırız' açıklamasına atıfta bulunarak bugün Türk Milliyetçiliği üzerinden oy devşirmek için Atsız'dan şiir okuması ve Türk Milliyetçiliği yapmasına değinen Oğan'a cevap vermeye çalışan Öğüt’e dersini Sinan Oğan verdi. Oğan programda Ayasofaya kararının açıklarken Atsız’dan alıntı yapmasını şu ifadelerle açıkladı “Cumhurbaşkanının duygu dolu çeşitli şairlerden yazarlardan fikir ve siyaset insanlarından bilim insanlarından edebiyatçılardan örnekler vererek bunu açıklaması doğrusunu isterseniz iç politikaya da yoğun bir mesaj vardı. O kadar ki biliyorsunuz sayın Cumhurbaşkanı “Türkçülüğü ayağımın altına aldım” “ayaklarımızın altına alırız” sözlerini çok sık ifade eden bir politikacıdır. Büyük Türkçü Nihal Atsız’dan örnek verdiğinde doğrusunu isterseniz ben çok şaşırdım. Bu demektir ki Ayasofya meselesi, önümüzdeki süreçte iç politikada çok konuşulacak kullanılacak bir mesele haline gelecektir. Bir şey merak ediyordum acaba iç siyasette bir muhalefet partisine dokundurmadan bu mesele bir milli mutabakat şeklinde, Çünkü CHP seçmeninin de önemli bir kısmının ben Ayasofya konusunda aynı düşündüğü sağ seçmenle aynı düşündüğü kanaatindeyim. Acaba bunuhiçbir şekilde iç siyaset malzemesi yapmadan, “bütün vatandaşları kucaklayacak bir konuşma olabilir mi” diye düşünmüştüm. Ama yani bir de hafif dokundurma ile de sayın cumhurbaşkanı her zamanki şaşırtmadı bizi. Dışarıda bula ilgili sıkıntılar yaşayacağız. Ama bu zaten Türkiye'nin göğüs gerebileceği bir konu. Türkiye son zamanlarda dışarıda çok yalnızlaştı, bu artı bir mesele olacaktır. Türkiye'nin yurtdışındaki özellikle Avrupa'daki camiler, oradaki Türklerin açmış olduğu camiler birçok konu Türkiye'nin önüne konacaktır ama, bugün baktığınızda iki örnek vereyim Yunanistan'da doğru düzgün Türka camisinin çılmasına daha izin verilmiyor, Türk kelimesinin kullanılmasına dahi izin verilmiyor ve ne deniyor Müslüman azınlık deniyor. Erivan 100 sene önce dünyada en çok cami sayısı bulunan şehirlerin başında geliyordu şimdi bir tane İranlılara verilen cami dışında bir tek Türk ve Müslüman ibadethanesi bırakılmadı yıkıldı hepsi. O sebeple AK Parti'nin aslında bu meseleyi nasıl yönettiği Sayın cumhurbaşkanının bu meseleyi nasıl yönettiği önemli bir konuydu. İsterdim ki milli mutabakatla bu meselede işte şu parti içerideki hainler veya şu mesele şeklinde konuşma olmasın. Bir milli mutabakatla bu biz bu camiyi açtık. Vatanımıza milletimize Hayırlı olsun demesini beklerdim. Çünkü dışarıdan gelecek olan bir takım eleştirilere baskılara biz millet olarak göğüs gereceğiz. Bu konuda da hükümetimizi de destekleyeceğiz. Ben muhalefetin de bu konuda dışarıdan gelen baskılara karşı hükümetin yanında olması gerektiği kanaatindeyim. Hükümetin de bunu yaparken bu işi iktidar, muhalefet meselesine dökmeden, iç politika çekişmelerine dökmeden ve mümkün olduğu kadar sessiz sedasız yapması gerekirdi. Yani bugün Türkiye'nin esas meselesi uzun süredir beklediği bir konuydu ama. Bugün gündemde olması gereken meseleler bunun bir kararname ile açılıp geçilmesi gündemde olması gereken meseleler işsizlik meselesiydi korana sonrası kapanan işyerleri meselesiydi. Korananın ikinci turu gelecek mi? Okullar Eylülde açılabilecek mi? Önümüzdeki süreçte yeni ekonomik paketler ne olacak? Yani düşünün Türkiye'de şimdi biz de bugün konuşacak iki ana gündem maddesi var. 1-Ayasofya'nın açılması 2-Barolar meselesi Her ikisi de çok basit bir şekilde çözülecekken, haftalardır aylardır biz bu 2 gündem maddesini konuşuyoruz. Ama bu 2 gündem maddesi sokaktaki vatandaşın gündemi değil.” dedi