Yerel seçimlere 22 gün kalmış, partiler arasındaki seçim yarışı kayasıya devam ediyor. Ama buna rağmen vatandaş ise geçim derdine düşmüş. Vatandaş, çöpten yiyecek toplarken, öte yandan tuzu kuru olan nüfusun yüzde 20’lik kesimi ise zevk ve sefaya devam ediyor. Atalarımız boşuna dememiş! “Tok açın halinden anlamaz” Evet. Türkiye nüfusunun yüzde 20’lik kesimi Milli Gelirin Yüzde 90’lık bir bölümünü bölüşürken, nüfusun yüzde 80’i ise, Milli Gelirin yüzde 10’luk bir bölümünü bölüşmektedir.

Konuya başka bir pencereden bakacak olursak, Milli gelirin kaymağını yiyenler aynı zamanda en az vergi veren veya hiç vergi vermeyen kesimi teşkil etmektedirler. En büyük vergi yükünü ise çalışanlar, yani işçi ve memurlar vermektedirler. Çünkü vergi kaçırmak gibi bir durumda değiller. Bu kesimin vergileri kaynakta kesildiği için vergi kaçırmaları mümkün değildir. Ama buna mukabil serbest meslek sahipleri, esnaf ve özellikle de müteahhitler en büyük vergi kaçıran kesimlerdir. Hatta Türkiye’nin ihale kaymağını yiyen müteahhitlerin milyarlarca vergi borçları birçok kez iktidar tarafından sıfırlanmıştır. Vergi kaçırma olayı sadece Ak Parti iktidarı döneminde yapılmadı. Geçmiş dönemlerde de aynı düzen devam ediyordu.

1990’lı yıllarda TRT’de çalıştığım yıllarda Ankara Dikmen semtinde ikamet ederken bir gün dolmuşta vergi levhası gözüme ilişti. Vergi levhasında 3 yıllık vergi beyanında hep zarar gösteriyordu. Halbuki hiçbir kimse zararına dolmuşçuluk yapamazdı. O an düşündüm benim öyle zarar gösterme gibi bir şansım yoktu. Memleketim adına üzülmüştüm ama yapabileceğim pekte bir şey yoktu. Demem oki; bu eşitsiz vergilendirme olayı geçmişte olduğu gibi Ak Parti iktidarında ise doruğa ulaşmış durumda.

Bu iktidar döneminde ise vergi adaletsizliği çeşitliliğini artırarak devam etti. Düşünsenize birçok eşyada yüzde 18 KDV alınırken lüks yatlardan ve mücevherlerden 0 vergi tahakkuk ettirilmektedir. Bu adaletsiz uygulama yıllardır devam etmektedir.

Ne demiştik, siyasiler seçim derdinde, vatandaş ise geçim derdinde. Emekliler geçmişte asgari ücretin iki katı maaş alırken şimdi asgari ücretin çok altında kaldığı için emekliler en büyük sıkıntıyı yaşayan kesim alarak seslerini yükseltiyorlar. Önümüzdeki yerel seçimlerin seyrini değiştirecek kesimde yine emekli kesimler olacaktır. Şayet hala kış uykusunda yatan koyunlar uyanmamakta ısrar ederlerse değişen pek bir sonuç beklemek yanlış olacaktır. Emekliler, özellikle de memur emeklileri bir yılda seyyanen 12.000 TL alacaklı duruma düşmüşlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı ise emeklilerin bu çığlığına kulaklarını kapatmış bulunuyor. Emekliye farklı bir uygulamamız olamaz diyor. Geçmişte CeHaPe’nin ısrarıyla verilen iki bayram ikramiyesi tüm kesimler tarafından 5.000 TL olarak beklenirken 3.000 TL olarak açıklanması emekliler arasında hayal kırıklığı yaratmıştır. Başka bir konu ise; 2000 Yılından önce emekli olanların intibakları yapıldığı halde.2000 Yılından sonra emekli olanların intibakları hala yapılmadı ve yapılmamakta da ısrar ediliyor. Halbuki bu adaletsizlik uygulama 2000 yılı sonrası emekli olanları tek taraflı cezalandırmaktadır. Bu intibak işleminin biran önce yapılmasını istiyoruz.

Kısaca, geçim derdine düşen vatandaşın seçim pek umurunda bile değildir. Cenabı Allah hiç kimseyi açlıkla cezalandırmasın. Aç insan karnını doyurmak için hemen her şeyi yapmaya müsait insandır. Aç insan her türlü suç işlemeye müsaittir. O nedenle bu iktidarı uyarmak ise; bu yüzde 80’lik kesimin elinde. En azından bu seçimlerde iktidarı uyarı şeklinde cezalandırırsa gelecekte biz ne yaptık ta vatandaş bizi cezalandırdı diye bir daha düşüneceklerdir diye düşünüyorum.

Bazen cennet bildiğin cehennem gibi yerdir

Sen hayır zannedersin lâkin gördüğün şerdir

Düşmez kalkmaz bir Allah, hep şaşıran beşerdir

Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLEN