Meral Akşener'e atılan iftirakonusunda bir yazı kaleme alan BUGÜN Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt da "Doğrusu 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası üretileniftira ve yalanları, hakaretleri de kimse düşünmemişti. Hayali bile mümkün değildi…" ifadelerini kullanarak çirkin iftiranın nedeni ve perde arkasıyla ilgili önemli tespitlerde bulundu.

İşte Erhan Başyurt'un "Akşener’e iftira" başlıklı o yazısı...

Cemil Barlas ve Latif Erdoğan, MHP Milletvekili Meral Akşener’e aHaber televizyonunda “kaset” iftirasında bulundular.

İftiranın nedeni Akşener’in bir televizyon kanalında “17/25 Aralık yolsuzluk faillerinden hesap soracağız” demesi.

Barlas ve Erdoğan programda “O kaseti olan bir kadındır. Bir kadına hiç de yakışmayacak kasetleri var. Bu kesin” diyorlar.

El insaf!

Bu nasıl bir pervasızlık, bu nasıl bir vicdansızlık!

Bu nasıl bir siyasi tarafgirlik ve düşmanlıktır?

Siyasetin en hanımefendi ismine yönelik böyle bir iftirayı atarken, demek ki Allah’ın hesap sormasından da hukuk önünde hesap vermekten de korkmuyorsunuz.

Hayali bile zor

Akşener BUGÜN TV’de iftirayı atanlara çok net cevap verdi:

"Samanyolu Televizyonu’nda bir programa çıkmıştım. Seçim beyannamesini anlattım. Önce AK-troller devreye girdi. Sonra isimlerini anmaktan midemin bulandığı o şahıslar program yaptı. Mahkemeye veriyorum. Hesaplaşacağız.

17-25 Aralık sürecini irdelediğimiz için bizim üzerimize bu şekilde gelmeye çalışıyorlar. Ben bu süreçte anladım ki, iman ile korku aynı yürekte bulunmuyor".

Akşener, iftiraların ardından kendi Twitter hesabından attığı ve 10 bine yakın retweet alan mesajında da şöyle diyor:

“Müslüman görünümlü münafıklar, sizlerin bile bu kadar alçaklaşacağınızı düşünmemiştim…”

Doğrusu 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası üretilen iftira ve yalanları, hakaretleri de kimse düşünmemişti. Hayali bile mümkün değildi…

Son dönemde Meclis Başkan Vekili ve 28 Şubat’ta İçişleri Bakanı olarak görevler üstlenen Akşener’e atılan iftira, AK Parti’ye yakın kalem ve üst düzey yöneticilerin çok sık başvurdukları bir yöntem haline geldi.

Her kim ki, iktidarı rahatsız edecek bir açıklama yapıyor veya tavır takınıyor, anında “onun da kaseti var, onları da dinlemişler” gibi akılla açıklanması mümkün olmayan saldırılar gündeme geliyor.

“Kaseti var” denilen Kabataş yalanını artık bilmeyen kalmadı.

O kadar ki, Cumhurbaşkanı Gül’e de, Genelkurmay’a da, Anayasa Mahkemesi’ne de yapıldı bu çirkin şantaj ve iftiralar.

Sindirme harekâtı

Hukuk askıya alınınca, yargı tamamen siyasilerin kontrolü altına girince, haksızlıklar ve yargısız infazlar öne çıkıyor.

Daha ilginci “dinlemeler, kasetler” ile kendisini savunması mümkün olmayan ve gerçekte var olmayan bir adres gösteriliyor.

Ancak iftirayı atanlar, onu dile getirenler her nasılsa bu “dinlemeleri vekasetleri” biliyorlar… Hatta Kabataş’ta “izledim” demekten bile sakınmadılar.

Daha önce CHP lideri ve MHP genel başkan yardımcılarına yapılan kasetkomploları dikkate alınırsa, faillerinin halen tespit edilmediği ve yasal süreçlerin işletilmediği görülüyor.

Yani bir kaset şantajı birimi, derin ve karanlık dehlizlerde, muhalif her kesime yönelik kirli çalışmalar yürütüyor, iftiralar üretiyor. Hukuktan da korunuyorlar.

Böyle olunca “AK-troller” ve “yandaşlar” da yargıya hesap verme endişesi taşımadan aynı “şantaj” ve “sindirme” amaçlı psikolojik harekâtlara katılıyorlar.

“İtibar suikast”ı için değil “kaset” iftirası, “suikast” iftirası bile üretiyorlar.

Menfaatlerini sürdürebilmek için ülkeye yazık ediyorlar.

Editör: TE Bilişim