Gamze Taşcıer: AKP, memurların toplu sözleşme görüşmelerini hukuksuzca öne çekti

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın toplu iş sözleşme görüşmelerini 1 Ağustos'tan 28 Temmuz'a çekme kararını sert bir dille eleştirdi. Taşcıer, hükümetin bu hamlesiyle sendikal hakların gasp edildiğini, 4 milyon memur ve 2 milyon memur emeklisinin haklarının Bakanlığın siyasi takvimine kurban edildiğini belirtti. Bakanın yurt dışı seyahati bahanesiyle öne çekilen sürecin, 4688 sayılı kanunun 31. maddesine aykırı olduğunu vurgulayarak, hukukun üstünlüğünün yerine şahsım devletinin keyfi takviminin geçerli olduğunu ifade etti.

Taşcıer, basın toplantısında Türkiye'nin derin bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğunu, AKP anlayışının kurumları felç ettiğini ve liyakati değil itaati önceleyerek halkın sorunlarını derinleştirdiğini dile getirdi. Ekonomiden hukuka, eğitimden sağlığa kadar her alanda çürümüşlük ve yozlaşma yaşandığını belirterek, bu durumun en somut yansımasının ekonomi ve sosyal hakların geriletilmesi olduğunu söyledi. Çalışanların, emeklilerin ve sabit gelirlilerin yaşam güvencelerinin yok sayıldığını ve halkın yoksulluğa mahkum edildiğini ekledi. Ayrıca, Gayrimenkul Sertifikası Modeli ile barınma hakkının bir borsa ürününe çevrildiğini ve bu durumun tek adam rejiminin emeğe ve barınma hakkına karşı ne denli pervasızlaştığının göstergesi olduğunu vurguladı.

Toplu sözleşme görüşmelerinin öne alınmasının Anayasa dışı bir fiili durum yarattığını ve emekçilerin sesinin bastırılmak istendiğini ifade eden Taşcıer, bu durumun 18 milyonu ilgilendiren bir süreç olduğunu hatırlattı. '3Y' (Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele) diyerek yola çıkan tek adam yönetiminin bugün '3K' (keyfilik, kuralsızlık ve kayırmacılık) rejimine dönüştüğünü belirterek, Bakanlığın korsan bir süreç başlattığını ve yandaş sendikaların da iktidarın yanında saf tuttuğunu söyledi. Emek mücadelesinin artık ekonomik bir talep olmaktan çıktığını, demokrasi ve adalet mücadelesine dönüştüğünü belirten Taşcıer, Gayrimenkul Sertifikası Modeli'nin dar gelirlileri yatırımcı, TOKİ ve Emlak Konutu'nu da borsa simsarı haline getirdiğini ifade etti. Son olarak, sertifika biriktirerek ev sahibi olmanın sosyal devletin iflasının ilanı olduğunu ve herkes için erişilebilir konutu kamusal bir sorumluluk olarak savunduklarını belirtti.