Toprak Hattı Grubu'ndan Kamuoyuna Duyuru: Federal Devlet mi isteniyor?
Bilineni hatırlatırsak: Federal devlet, birden fazla devletin kendi istekleriyle bir araya gelmiş, içyapılarında özerk bir siyasî birliktir. Dağılması, kısa veya uzun vadede mukadderdir, örneklerini herkes bilir.
Türkiye Cumhuriyeti, üniter ve millî bir devlettir, iç ve dış düşmanlar dışında hiç kimsenin bundan gocunduğu yoktur.
Bugün bu önemli konuya dikkat çekecek, değerlendirmelerimizi kamuoyuyla paylaşacağız. Bir önceki duyurumuzda milletin ve ümmetin ne olduğunu ve ne olmadığını, milletimizin ve devletimizin, tarih boyunca çektiği çilelere rağmen nasıl bir merkez ve cazibe ruhu taşıdığını, ona katılanların nasıl milletleşmeye çalıştığını anlatmaya çalıştık. Kişinin istediği her yerde, her işte, her görevde bulunmasına, kavim ve inanç durumlarının asla engel olmadığını belirttik, gerçekleri terennüm ettik. Fakat şer güçler rahat durmuyorlar; kendi arzularını, değilse bile aldıkları talimatları yerine getirmek istiyorlar. Cumhurbaşkanının bir yardımcısı Kürt, diğer yardımcısı Alevi olmalıymış; olursa daha iyi olurmuş. Kavmî vurguyu öne çıkarmak, bunu yapısallaştırmak, bir sisteme bağlamak istiyorlar. Yani bölünmeyi, bölünmüşlüğü peşinen kabul ediyor ve buna resmiyet kazandırmak arzusundadırlar. Tabiatıyla arkasından, Meclis Başkanı Çerkez, Diyanet İşleri Başkanı Gürcü, Millî Eğitim Bakanı Arap veya tarikat mensubu olsun, demeyeceklerinin hiçbir garantisi yoktur. Şu anda bunlar yapılıyor zaten; geldiği makamda kimsenin soyunu sopunu, itikadî durumunu soran, sorgulayan yok, niyetleri farklı proje sahiplerinden başka. Olmakta olanlar, yani göreve gelmeler; kasıtlı, planlı, yapısal olmayıp demokrasi, özgürlük ve eşit vatandaşlık dolayısıyladır, menşelerden dolayı değildir. Ne fertler ne de devlet farklı bir niyet taşımaktadır. Bunu yapısallaştırmak, sistemleştirmek, bilinçli hale getirmek, şüphesiz kötü niyet sonucu olacaktır. Ne tarihî ne sosyolojik bir gerçek değilken, kimsenin aklında böyle bir şey yokken, bu milletin sanki sunî olarak parçalardan yan yana gelmiş olduğunu kabul etmiş olmak, bir iyi niyet olabilir mi? Türk milletini ve onun millî devlet otoritesini bölmeyi ve paylaştırmayı mı amaçlamaktadırlar? Öyle görünüyor. Bu teklifleri tenkit edenler; Lübnan, Bosna vb. örnekler vermektedirler. Örnek olsun olmasın, örnekler tam uysun uymasın, böyle bir sistemin, ülkeyi bölmeyi hedefleyen bir sistem olduğu, örneğe ihtiyaç olmadan akıl sahipleri için apaçıktır.
Teklifte, ayrıntı gibi görünüp gerçekte ayrıntı olmayan önemli bir husus daha var: Cumhurbaşkanı yardımcılarından birinin Alevî olması isteği. Alevîlik bir etnik grup, farklı bir kavim meselesi değildir. Türkiye’de cümle âlem bilir ki Alevîler Türk oğlu Türk’tür. Peki, ne denmek isteniyor? Tasavvur edilen federasyonda itikat, mezhep ve meşreplerin de gözetilmesi isteniyor. Yani bölünme olacaksa tam olmalı, dış güçlerin tüm çabalarına rağmen başaramadıklarını biz kendi ellerimizle yapıyoruz.
Eğer gündemdeki istek, teklif, plan ve projeler –kim olursa olsun- karşıdan, yani düşmandan değil de ‘bizden’ geliyorsa –hiç kötü niyet olmadığını farz etsek bile- “kasıtlı cehalet”i geçtik kopkoyu bir cehalet ve zifirî bir basiretsizlik içindeyiz demektir.
Büyük Türk milletine yazık olmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.