Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllar önce katıldığı bir programda AKP iktidarının terör örgütü ile ilgili tutumuna ilişkin açıklamaları yeniden gündeme geldi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi meydanlarda yaptığı konuşmalarda rakibini terör ile birlikte hareket etmekle suçlarken, Kılıçdaroğlu’nun arşivden çıkan açıklamaları, teröre karşı duruşunu ortaya çıkardı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında çok çekişmeli geçen 13. Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışı meydanlarda hakaret, hatta küfür dolu konuşmalara, terör seviciliğine kadar uzandı. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, Altılı Masa’nın yedinci ve gizli ortağı olduğunu ileri sürdüğü HDP’yi Kılıçdaroğlu ile beraber hareket etmek ve teröre destek vermekle suçladı. Buna karşın Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu da terör örgütleriyle asla birlikte yürümediğini vurgularken, AKP hükümetinin İmralı’da PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşme, Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın iktidarın güdümündeki TRT’de yaptığı konuşma ve HÜDA PAR ortaklığını gündeme getirerek, iktidar partisinin terör ile işbirliği içinde olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura giderken sakinliği bırakarak, “Bütün vatandaşlarıma ilan ediyorum. Ben terör örgütleriyle masaya asla oturmadım, hiçbir zaman da oturmayacağım, nokta!” sözleriyle terör örgütleriyle işbirliği içinde olmadığı konusuna son noktayı koydu.

Kılıçdaroğlu’nun terör konusundaki tutumu, yıllar önce katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşmada ile yeniden gündeme geldi. Kılıçdaroğlu, Hulki Cevizoğlu’nun sunduğu “Ceviz Kabuğu” programında terör ve dönemin Cumhurbaşkanı AKP’li Abdullah Gül’ün teröre yaklaşımı ile ilgili görüşlerini şu şekilde dile getirmişti:

“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan birisinin terör örgütüne ‘o bir terör örgütüdür’ diyemeyen birisinin oraya çağırması zaten başlı başına acı bir tablodur. Onlar Parlamentoda vardır zaten, parlamentoda konuşuyorlar. Yeri geldiği zaman görüşlerini de açıklıyorlar. Ama kamuoyunun önüne çıkıp gerek hükümet görüşmelerinde, gerek ondan sonraki görüşmelerde PKK’ya terör örgütü diyemeyen bir siyasal partinin Abdullah Gül’ün karşısında çok farklı bir duruş sergileyeceğini hiç sanmıyorum. Sorunumuz Abdullah Gül’ün Türkiye’nin çıkarlarını koruyan bir Cumhurbaşkanı olup olmadığıdır.”

Editör: Yadigar Hanım