CHP'nin 'Yeni Yüzyıla Çağrı' programında Kılıçdaroğlu tarafından 'danışman' olarak tanıtılan isimlere tepki gösteren İstanbul Eski Baro Başkanı Ümit Kocasakal, CHP'nin son dönemdeki politikalarını sert bir dille eleştirdi.

İşte Kocasakal'ın o paylaşımları:

"İkinci yüzyıla çağrı" adı altında 3 Aralık'ta açıklanan 'vizyon!'; Küreselciliğin, neo-liberal anlayışa teslimiyetin modern mandacılığın manifestosudur, CHP'nin köklerinden açık ve kesin bir kopuştur, altı oka, Atatürk politikalarına reddiyedir.

Aslında söz konusu olan; 'yeşil dönüşüm', 'teknoloji', 'dijital' görünümlü yeni sürüm mandacılık 4.0'dır! Siyaset üstü kurul", "beyin takımı", "ortak akıl koalisyonu", "liyakat", "bilim" palavraları, "Ronaldo-Messi","şampiyonlar ligi" gibi benzetme "şirinlikleri", "Endüstri 4.0" veya 'yeşil dönüşüm', "temiz fon" palavraları, "meydan okuma" hezeyanları sadece bu gerçeği örtmeye yönelik bir "illüzyon" dan ibarettir.

ATATÜRKÇÜ GÖRÜNÜMLÜ MASALCILAR

Ancak bu palavralar da, Atatürkçü görünümlü masalcıların "yıkama-yağlama-parlatma" gayretleri de gerçekleri örtmeye yetmemektedir. Oluşturulan "Kurul" siyaset üstü olmayıp aksine tam anlamıyla apaçık neo liberalizm müritlerinden müteşekkil "küreselci" bir takımdır!

İşte ithal ve sözde "yerli! ama asla milli olmayan kadronun bazı elemanlarının günlerdir ortalığa saçılan Atatürk ile, Cumhuriyetle, Devlet ve ülke ile ilgili sözleri ve yaklaşımları, paçalardan akmaktadır. Bunları gizlemek de, izah etmek de mümkün değildir. Mal meydandadır!

Atatürkçü görünümlü masalcılar ise bu skandal ifade ve yaklaşımlar karşısında alışılageldiği üzere (Örneğin Kemalizme ırkçılık diyen Taraf gazetesi yazarının genel başkan yardımcısı olmasına sessiz kalınması gibi) dut yemiş bülbülü oynamaktadır!

İTHAL FİKİR VE DANIŞMANLARA GEREK YOKTUR

Bu sözde "Vizyon"u, Atatürk'ün hayaline sahip çıkmak ve onun vizyonunu hayata geçirmek" olarak göstermek, "Atatürk'ün düşündeki ülke" olarak nitelemek ise doğru olmadığı gibi, tam bir çarpıtma ve ikiyüzlülüktür.

Başta ekonomi olmak üzere her alanda tam bağımsızlık, anti emperyalist duruş ve bakış, devletçilik, kamuculuk, halkçılık, üretim, planlama içermeyen, gayrı milli, "sıcak para" ve ne idüğü bilinmeyen "fon"lara dayalı hiçbir "vizyon" Atatürk'ün hayali ve düşündeki ülke olamaz!

Ne yazık ki CHP'nin fikri ve fiziki işgali; İlkelerinin ve programının açık ve sistematik çiğnenmesinden sonra açık bir reddi mirasa da ulaşmıştır! Oysa uzağa gitmeye, dışarıdan ithal fikir ve danışmanlara, Fuller'in rüyası "Yeni Türkiye" illüzyonlarına gerek yoktur.

Türkiye'yi düze çıkaracak tek şey; anti emperyalizmi ve tam bağımsızlığı "karakter" edinerek Atatürk çizgi ve politikalarına, kurucu ruh ve felsefeye yani kuruluştaki "Türkiye"ye geri dönmekten yarım kalan Cumhuriyet devrimini tamamlamaktan ibarettir. Durum bu kadar açıktır.

Herkes, "devletçiliğin altın yıllarına", Atatürk'ün özgün ve başarılı ekonomik modeline yeniden bakmalı ve ders almalıdır. Atatürk'ün "düşündeki ülke" de, onun "vizyonunu hayata geçirmek" de ancak böyle olur ve mutlaka olacaktır.

Editör: Muharrem Kılı