Utanma Başbuğ'um bir daha ye!. Akşam vakti yemeğimizi yedik... Başbuğ,Seval hanım,Ayyüce,Ahmet,bir arkadaş ve ben... Başbuğ'umuzla bir dondurmacıya gittik,dondurma siparişi verdik... Rahmetli hızlı yiyerek dondurmayı bitirdi,yanımızda oturan arkadaş Başbuğa seslendi!. Başbuğ'um bir dondurma daha yermisiniz? Başbuğ yatacağını fazlasının kendisine zarar vereceğini söyledi... Arkadaş dayanamadı yeniden sordu? Başbuğ hayır dedikten sonra... Arkadaş:utanma Başbuğ'um bir daha yiyin,dediği an biz koptuk... Arkadaşa bozulduk ve kenara çekip kızacağımızı anlayan Başbuğ, bizi hafiften sakinleştirdi... Ertesi sabah Başbuğ'un yanına geldiğimizde,başbuğ halimizi anladı ve o arkadaşınız bana iltifat etmek istedi diyerek... Onların gerçek Anadolu çocukları olduklarını ve iltifatı böyle yaptıklarını bize uzun uzun anlattı.  Anadolu'nun gerçek misafirsever yüzünün bunlar olduğunu,bu yüzden bu insanları çok sevmememiz gerektiğini söyledi. Rahmetli her geldiğinde o arkadaşı mutlaka sorar ve o arkadaşa mektup yazardı.  Doğum vakti geldimi Rahmetli bu süreçte bir eve misafir olmuştu... Evin hanımı hamileydi ve aradan üç ay geçmişti... Bir gece evin sahibini telefonla arayan rahmetli Başbuğumuz soruyor, Ne oldu yavrum doğum yaklaşmıştı? Evet !. Ülküdaşının doğum zamanını aklında tuttuğu için yıllarca maddi imkansızlıklara rağmen, siyaset yapmayı becerebilmiş Böyle bir lider.  Bu çocuklara sahip çıkın Bir davete gittik öğle yemeği için... İçeri girdiğimizde bir genç boylu boyuna uzanmış yatıyormu oturuyormu belli değil? Rahmetli hiç üslubunu bozmadı... Gencin ismini sordu? Devam etti... Ne iş yapıyorsun evladım? Bilgisayar mühendis'iyim,Heidelberg üniversitesini bitirdim... Almanya doğumluyum,memleketim Türkiye... Bu sorular karşısında genç hafiften doğrulmaya başladı... Sorular ve muhabbet arttıkça çocuk yapmış olduğu çiğliği iyice anladı... Ağır ağır düzelmeye başladı... Genç Amerika'da ihtisas yapmış... Japonya'da doktora yapmış,sadece Türk olduğunu biliyor o kadar... Küpeleri ve kısa giydiği donu... Evden çıktık rahmetli bize döndü: Bu çocukları Ankara'ya getirin diyerek,o çocukların bizim çocuklarımız olduğunu,bunlara sahip çıkmamız gerektiğini uzun uzun anlattı.  Başbuğun ilk defa bu kadar uzun kahkaha attığına şahit olduk.gelecek yazıda inşallah!.