Son zamanlarda kafa yapıları farklı, bakıldığında iri kulaklı alnı dar, kulakları boyut olarak başlarını geçen, çeneleri sivri, burunları aşağı doğru bayağı sarkık tipleri görünce karar verdim, tamam dedim işte bu, zekâ özürlü zikalılar.

Araştırdım hiç üşenmeyip Google’dan bu garip tipleri görünce.

Orada diyordu ki; Bulaşma yollarından biri, enfekte olmuş "Aedes" cinsi sivrisineklerin ısırması şeklindedir.

Sivrisinekler, hastalığı geçirmekte olan kişiyi ısırır ve sonrasında diğer sağlıklı insanları da ısırarak hastalığın yayılmasına neden olurlar.(Aman dikkat ısırılmayın)

Virüsün son yıllarda hızla dünyanın farklı bölgelerinde görülmesinin en büyük nedenlerinden biri, iklim değişiklikleriymiş...

Ticaret gemileriyle de dünyanın farklı yerlerine rahatlıkla taşınabilen bu tip virüsler, hastalığın yayılmasında etkisiymiş meğer…

Okuyunca haah dedim, Zika ormanlarından sivrisinekle yayılan bu hastalık geldi nasıl bizim düzeyi yüksekleri buldu?

Ticaret gemileriyle deyince anladım, jetonum anında düştü.

Elhamdülillah her yere gidiyor bu ticaret gemilerimiz.

Ne götürüp bırakıyor, onu bilemem ama gelirken de sanırsam sa Zika sivrisineği getiriyorlardır.

O onu ısırıyor, bu bunu derken zikalılar çoğaldı.

Okumayan bir nesil istiyorlardı baktılar gümbür gümbür Z kuşağı geliyor, Zika’dan umutlandılar dedim.

Fetüs yolu ile anneden çocuğa geçiyor bu hastalık.

Allah etmesin ben uzaylı mı bunlar diyordum belirli yerlere yerleştirilmiş seçilmişleri, anladım ki zikalılar bunlar…

Fikir üretmiyorlar toplu o sivrisinek gibi beyinlerine doldurulmuş hatta ellerine tutuşturulmuş metni, dura dura, uzaylı gibi, kelime kelime okuyorlar.

Kendileri de anlamıyor bu metinlerden.

Zika Zika okuyorlar işte.

Beni bir tosuncuk yanılttı.

O biraz obez zikalı gibi.

Yine gözleriyle ellerine tutuşturulmuş metni takip ederek, kelimelerin cümlelerin hakkını vermeden okusa da farklı bir zikalı bu, kilolu, tıraşsız, aklı başka yerden alan dombili çeşitlemesi.

Sanırım sivrisinek farkı bu, vız vız öteni değil ticari gemilerde mutasyon geçireni.

Zik zik zik ötüyor ve ticari gemiden iner inmez önüne gelene geçiriyor.

Uzaylı gibi türevleri çoğalıyor.

Bakar bakmaz anlaşılıyor aslında.

Boş boş bakıyorlar.

Kendileri gibi değil başkalarının aklı ile yaşıyorlar.

Savundukları şeyler kendi değerleri ile örtüşmüyor.

Ortalıkta çok dolaşmıyorlar genellikle pencerelerden seyrediyorlar dışarıda olup bitenleri.

Notaları iyi de takipleri kıt.

Bu da benden olsun sanatsal bir deyim.

İnsanın onurlu karlı duruşlarını görünce anlamıyor iletişim kuramıyorlar.

Üst akıla müracaat ediyorlar bu zikalı tipler.

Beyine şırınga edilen kopya bilgileri, tek tek kelime kelime, Türkçeyi yeni öğrenmiş tipler gibi anlatıyorlar.

Anlamıyorlar bu yüzden insanların suratına baktıklarında yüzleri kızarmıyor.

Yerlerini muhafaza etmek için her şeyi yapmaya hazırlar.

Televizyon programlarında tartışan, aynı şeyleri temcit pilavı gibi tekrarlayan, önlerindeki metin yetmeyince kendilerinden akıllı telefonlarına müracaat eden zikalılar görünce haaah anne iyi bak, bu da mutasyon geçiren zikalı diyorum.

Gülüşüyoruz.

Bu tipler bir tek üzerlerine ordu gibi, pırıl pırıl gelen, akıllı, zeki nesil olan Z grubundan korkuyorlar.

Onları zikalı yapamıyorlar.

Anneleri babaları iyi korunmuş bu Z grubunun, dolayısıyla çocuklarını da iyi korumuşlar çok şükür.

Kendi akıllarıyla sorguluyor soru soruyor araştırıyor okuyor ve noktayı koyuyorlar.

Özgür irademize ve özgürce kendimizi ifade etmemize kimse dokunamaz, dokundurmayız diyorlar.

Onlardan çok umutluyum.

Başka türlü bu zikalılarla nasıl baş ederiz.

Ruh sağlığımızı, akıl sağlığımızı koruyarak tabii.

Ki; bakar bakmaz anlayalım kim zikalı kim değil.

Gençler siz anladınız.

Sizlere güveniyor ve çok seviyorum.

Gerisini ZİKtir edin gitsin...