1990’ların başı. 
Yer Kırşehir.

Arkadaşımızı hanımı arar ve akşam eve dönerken fırından ekmek almasını ister. Arkadaşımız apartman komşusunun işletmekte olduğu fırına gider. Ayaküstü birkaç kelamdan sonra iki adet ekmek ister. Fırıncı tezgâhtan aldığı ekmekleri bir gazete kâğıdına sarar ve arkadaşa verir. 

Arkadaş yürüyerek eve dönerken, bir taraftan da yolda ekmeklerin sarılı olduğu gazetenin okunabilir kısımlarına bakarken gözüne bir yazı ilişir. 

Gazete, Özgür Gündem gazetesidir. Gözüne ilişen yazı ise Etyen Mahçupyan’a aittir. Çok net hatırlayamamakla birlikte, yazının başlığı veya teması, “Hayalimdeki Kürdistan”dır. 

Arkadaşımız aniden irkilir. Hayırdır inşallah der. Etyen Mahçupyan Ermenidir. Olsun hiçbir mahsuru yok. Ama bir Ermeni neden, hayalindeki Ermenistan’dan değil de hayalindeki Kürdistan’dan bahsediyor? 

Neden acaba?

Bir süre Zaman Gazetesinde yazan, Agos Gazetesinin genel yayın yönetmeni ve yazarı Hirant Dink’in öldürülmesinden sonra da bu gazetede Dink’in görevini devralmıştı Mahçupyan. Bilahare buradan da ayrılan ve tekrar Zaman gazetesine dönen, sonra tekrar ayrılan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na danışman olan, bilahare danışmanlık görevini de sonlandıran Mahçupyan'ın eğer doğruysa Kürdistan hevesinin nedeni nedir acaba?

Arkadaşımız mazbut, beş vakit namazında niyazında, okuyan yazan, bildiklerini yeri geldiğinde dürüstçe anlatan bir kişiydi. Kişiydi diyorum çünkü değerli arkadaşım, dostum oğlunun düğününden iki gün sonra rahmete ulaştı. Hani Cahit Sıtkı Tarancı, meşhur 35 Yaş şiirinde der ya;
“Uyudun uyanamadın olacak, 
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında.”

Aynen öyle benim arkadaşım da uyudu ve sabah cansız bedeniyle karşılaştı ailesi. Rabbim rahmetini bol eylesin, makamını cennet kılsın.

Merhumun Türkiye’de muhafazakâr çevrelerle hep seviyeli yakınlıkları vardı. Fırıncının sardığı gazetede okuduğu yazıdan çok uzun yıllar sonra yazıdan duyduğu rahatsızlığı Zaman gazetesi temsilcilerinden bir arkadaşıyla sohbet ederken dile getirir. 

“Üstat hal mesele böyleyken böyle, anlatır mısın bana, bu iş ne iş?”

Savunma yapmaz ilgili zat, doğrudan cevap verir. Ve cevap çok ilginçtir. “Etyen Mahçupyan ABD ile ilişkilerimize katkı sunan kişilerdendir.”

Tabi ki bu açıklamanın doğruluğu tartışılabilir. Ancak düşünmemize ve sorgulamamıza engel de değildir.  
Sahi bu iş ne iş?

Kantonun ne olduğunu bilmeden Kantonu tartışanlara, güneyimizde fiilen kurulan ama sadece ülkelerce resmen tanınmayan devletin varlığını rüya sananlara ve ülkemizde de başlıktaki hayalin geldiği aşamayı göremeyenlere, günaydın diyelim.

Günaydın…

Sağlık, saadet ve başarı dileklerimle…